Kategori arşivi: ŞANLIURFA

Balıklıgöl | Nerede? Nasıl Gidilir? Hikayesi

Balıklıgöl, Urfa’yı Urfa yapan en önemli mekanlardan bir tanesidir. Tarihi güzellikleri ile ün salmış Şanlıurfa‘nın yurt içi ve yurtdışı ziyaretçi çekmesindeki en önemli unsur olan Balıklıgöl, İslam dini için oldukça önemli bir yere sahip. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olması bakımından, manası ve anlamı açısından bizim için oldukça değerli sayılan bu özel mekanı gelin hep beraber gezelim.

Halil-ür Rahman gölü olarak da bilinen Balıklıgöl, Şanlıurfa’nın şehir merkezinde, tarihi surların hemen önünde bulunuyor. İki farklı havuzun birleşmesiyle oluşuyor. Aynzeliha Gölü ve Halil-ür Rahman Gölü isimleri verilen bu iki göl kanallarla birbirine bağlanmış durumda. Havuz şekli verilen göllerin suları şehrin çevresinden geçen akarsulardan besleniyor.

Şanlıurfa için oldukça önemli olan bir diğer tarihi yer Göbeklitepe‘yi gezi rotanıza eklemenizi tavsiye ederim.

Balıklıgöl | Nerede? Nasıl Gidilir? Hikayesi

Balıklı göl’de bulunan binlerce balık

Halil-ür Rahman Gölü’nün uzunluğu 150 metre, genişliği ise 30 metredirAynzeliha Gölü ise Halil-ür Dahman Gölünden daha küçüktür. Uzunluğu 50 metre, genişliği ise 30 metre civarındadır.

Binlerce balığı içerisinde barındıran Balıklıgöl ismini de bu balıklardan almış. Türlerinin ne olduğu tam olarak bilinmeyen balıklar buraya duyulan saygıdan dolayı yenilmiyor. Hatta birçok kişi balıkları yiyenlerin lanetleneceği inancına sahipler.

Balıklıgöl Tarihi

Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer.

Tarihin yaşanmış en etkileyici olaylarından biri hiç şüphesiz Hz. İbrahim’in, dönemin zalim kralı Nemrut tarafından ateşe atılmasıdır. Üç büyük dinin kutsal kitaplarında adı geçen Hz. İbrahim’in başından geçen olaylar sonucunda Balıklıgöl oluşmuştur. Gelelim asıl konumuzun detaylarına.

Rivayetlere göre, bir gün kahin Nemrut’a gelerek o yıl bir erkek çocuğunun dünyaya geleceğini ve putperestliği yok ederek , kendisini öldüreceğini söyler. Bunun üzerine Nemrut korkuya kapılarak o sene dünyaya gelen bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emreder. Civarda ne kadar yeni doğan bebek varsa öldürülür.

Fakat Nemrut’un askerlerinden biri hamile olan karısını mağaraya gizleyerek orada doğum yapmasını sağlar. O doğan çocuk insanları hak dine çağıran ve doğru yola davet eden Hz. İbrahim peygamberdir. Nemrut’un şerrinden korktukları için Hz. İbrahim’i çok gizli bir şekilde büyütürler.

Şanlıurfa-Balıklıgöl

Putperestliğin yaygın olduğu dönemde Hz. İbrahim tek tanrıya inanır. Halka bu inanışı her ne kadar anlatmaya çalışsa da Nemrut’un zulmünden korkarlar ve yanaşmazlar. Olayın ilginç tarafı şu ki Hz. İbrahim’e ve inancına inanan tek kişi Nemrut’un kızı Zeliha’dır.

Halk o kadar cahildir ki, bir gün putlara yemeleri için önlerine yemek koyarlar ve eğlenmeye giderler. Bunun üzerine Hz. İbrahim putların olduğu yere girer. Eline aldığı baltayla bütün putları kırarak yerle bir eder. Sadece büyük puta dokunmaz. Baltayı onun boynuna asar ve oradan uzaklaşır. Eğlenceden dönenler putların parçalanmış hallerini görünce hemen Nemrut’a durumu iletirler. Çok sinirlenen Nemrut bunu yapabilecek tek kişinin Hz. İbrahim olduğunu bilir ve hemen çağırttırır. Putları sen mi kırdın? diye sorar. Bunun üzerine İbrahim Peygamber;

”Balta büyük putun üzerinde o kırmış olabilir. İsterseniz sorun” der. Nemrut sinirlenir. ”O bir put nasıl konuşsun? hem bir taş parçası bunu nasıl yapar?” der. Hz. İbrahim’in tam da aradığı cümleler bunlardır. Bu sözlerin üzerine, konuşamayan ve kendisini bile koruyamayan bir puta tapıyorsunuz. Size bunların hiç birinin faydası yok” demesinin üzerine Nemrut çok sinirlenir ve Hz. İbrahim’in ateşe atılmasını emreder.

Balıklıgöl Hikayesi

Ateşin Yakmadığı İbrahim Peygamber

Ateş, Hz. İbrahim’i yakmayarak bu göle dönüşmüştür.

Nemrut, Balıklıgöl’ün bulunduğu alana, her yerden görülebilecek büyüklükte bir ateş yaktırır. Urfa Kalesi‘nin üzerine mancılık sistemi kurdurarak Hz. İbrahim’i bu ateşin içerisine fırlatır. Bu sırada Hz. İbrahim rabbine sığınır ve dua eder. Allah tarafından ateşe: Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol emri verilir. Fırlatıldığı alan bir anda sularla kaplanır ve odunlar balığa dönüşür. Hz. İbrahim hiç bir yara bere almadan sapasağlam oradan çıkar. Allah tarafından duaları kabul edilen İbrahim Peygamberin ateşe atıldığını gören Nemrut’un kızı Zeliha’da kendini ateşe atar. İbrahim Peygambere inanan tek kişi olan Zeliha’nın da düştüğü yer sularla kaplanır.

Hz. İbrahim’in düştüğü yerdeki oluşan göle, Halil-ür Rahman Gölü, Nemrut’un kızı Zeliha’nın düştüğü yerdeki gölede Aynzeliha Gölü isimleri verilir.

Balıklıgöl Nerede?

Balıklıgöl’e Nasıl Gidilir?

Karayolu ile: Özel aracınızla yada şehirler arası otobüs firmaları ile Şanlıurfa merkeze geldikten sonra yürüme mesafesinde olan Balıklıgöl’e ulaşabilirsiniz. Balıklıgöl şehir merkezine çok yakın bir konumda olduğundan meydandan yürüyerek yada toplu taşıma araçlarını kullanarak en kısa zamanda ulaşmak mümkün.

İstanbul’ a 1290 km, Ankara’ ya 843 km, İzmir’e 1253 km, Bursa’ya ise 1166 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Havayolu İle: Eğer Havayolunu tercih edecekseniz, Şanlıurfa GAP Havalimanına inip oradan şehir içerisinde bulunan ulaşım araçlarını kullanarak Balıklıgöle ulaşabilirsiniz.

Balıklıgöl Civarında Gezilecek Diğer Yerler

Balıklıgölün olduğu yere geldiğinizde alanın yan tarafında Hz. İbrahim’in doğduğu mağara bulunuyor. Çok yakın bir mesafede bulunan mağarayı ziyaret edebileceğiniz gibi Hz. ibrahim’in mancılık kurularak ateşe fırlatıldığı yer olan Kale Balıklıgölün tam karşısında yer alıyor. Bu alanda Balıklıgöl’ü, Aynzeliha Gölü’nü, Hz. İbrahim’in doğduğu mağarayı ve Kaleyi kolaylıkla gezme imkanınız bulunuyor.

Rızvaniye Camii ile Medresesi ve Halil Ül Rahman Camii ile Medresesi, bu civarda bulunan diğer maneviyatı yüksek ve kesinlikle gezip ziyaret etmenizi önerebileceğim diğer yerler arasında geliyor.

Göbeklitepe | Dünya’nın İlk Tapınağı

Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın yaklaşık 22 km uzaklığında bulunan Örencik Köyü sınırları içerisinde yer alan ve  tarihi 12000 yıl öncesine dayanan yerleşik bir ibadet yeridir. Medeniyetin kökeninin bilinmeyen izlerinin olduğu Göbekli tepe, içerisinde Dünya’nın en eski tapınaklarını barındırıyor. 1983 yılında bir çiftçi tarlasını sürerken oymalı bir taş buluyor ve bulduğu taşı Urfa Müzesi’ne götürüyor. 1963 yılında bu bölgede bir şeylerin olabileceği şüphesi üzerine bazı kazı çalışmaları yapılmış. Toprak kazılarak bazı antik parçalar gün yüzüne çıkarılmış fakat daha detaylı bir incelemeye gidilememiş.

1994 yılında Alman Arkeolog Klaus Schmidt, Nevali Çori bölgesinde yaptığı kazılarda çıkan buluntularla bu bölgede bulunan buluntuların birbirine benzer olduğunu öne sürer. Bunun üzerine 1995 yılında kapsamlı kazılara başlanır.

Şanlıurfa’nın ziyaretçi akınına uğrayan bir diğer tarihi yeri Balıklıgöl hakkındaki makaleme göz atmanızı tavsiye ederim.

Göbeklitepe / Dünya’nın İlk Tapınağı

Göbeklitepe Tapınağı

Göbeklitepe Tarihi

Neolitik döneme ait Göbekli tepe, yer yüzündeki ilk tapınak olmasından dolayı önemli bir yere sahip. Çoğu kesinleşmiş bilgileri alt üst eden bir kazı çalışması yapılıyor. Bu kazı çalışmasına kadar insanlar önce yerleşik hayata geçerler ( tarım ve hayvancılık ile uğraşmaya başlandığı dönem) daha sonra ibadet alanlarını belirlerlerdi. Ama Göbekli tepe bu bilgilerin tam tersini söylüyordu. Neolitik Çağ döneminde yaşayan insanlar 10 bin yıl önce yerleşik hayat geçmişlerdi. Göbeklitepe’nin tarihi de 12 bin yıl öncesine dayanıyordu.  Yani tapınak yerleşik hayattan yaklaşık 2000 sene önce oluşmuştu. Bilinenin aksine önce yerleşik hayata değil, başta ibadet alanları yapılmış daha sonra yerleşik hayata geçilmiş.

Göbeklitepe Figürleri

Göbeklitepe Kazıları

Klaus Schmidt’in yürüttüğü kazı çalışmalarında oldukça ilginç bölümlere rastlanır. Göbekli Tepe’nin kireç taşından ve zemini hiçbir sıvıyı geçirmeyecek şekilde yapılmış bir yapı olduğu görülür. Klaus Schmidt’e göre kan akıtma ayinlerinin düzenlenmiş olma ihtimali oldukça yüksek. İçerisinde pek çok su kanalına da rastlanılmış. Kazılar sonucunda çıkarılan insan kemiklerinin bazılarında kafatası olmadığı, çıkarılan kafataslarında ise pek çok çizik ve işlem uygulandığı görülmüş.

Göbekli tepe’nin çevresinde bulunan çok sayıda akbaba kemikleri de Klaus Schmidt’e göre şu anlama geliyor. Ölüler bazı kültürlere göre gömülemezdi. Bu yüzdende yapının yüksek yerlerine yırtıcı hayvanların yenmesi için bırakılıyordu. Bu kadar akbaba kemiğinin bulunma sebebi de buydu. T şeklindeki sütunlar üzerinde kanatlarını açmış bir akbaba ve kanatlarının arasında bir insan başının resmedilmesi de bu düşüncelerin doğruluklarını onaylar nitelikte.

Göbeklitepe kazılarında çıkarılan sütunlardaki akbaba figürleri

Göbeklitepe Sırları

Göbeklitepe Bir Tapınak mı? Yoksa…

Genel kanı Göbeklitepe’nin dini bir yapı olduğu şeklindedir.  Kazılarda çıkarılan çok sayıda sembollerin gökyüzünü işaret eden parçalar olması da o dönemki toplumun tanrılarının gökyüzü ile bir bağlantısı olduğunu gösteriyor. Bu yüzdende bu yapıyı yapan toplumun Göktanrıcılık inancına sahip oldukları düşünülüyor. Fakat bazı görüşlere göre de buradan çıkan buluntular buranın bir toplantı alanı olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Tarihin Sıfır Noktası Göbeklitepe

Araştırmacılar, 12.000 yıllık bu tapınakların nasıl günümüze kadar gelebildiği konusunda, insanlar tarafından isteyerek üzerlerinin toprakla örtülerek gömülmüş olduğu konusunda hem fikirler. Çok ilginçtir ki  Göbekli Tepe’nin  yazının, çömleğin, tekerleğin bile olmadığı bir çağda hiçbir alet kullanılmadan sadece keskin taşlarla yapılmış olması. Bir tepe şeklini almış olan yapının üzerindeki tabaka doğal yollarla değil, insan eliyle düzeltilmiş bir görüntüye sahip. Mısır piramitlerin den  7500 yıl daha eski. Ayrıca yerleşik hayata geçişi temsil eden buğdayın atasına da Göbeklitepe de rastlanmış.

T şeklindeki sütunlar

Tapınak Nasıl İnşa Edildi?

Alanda 20 adet tapınak bulunuyor. Bunlardan sadece 6 tanesi kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılabilmiş. Tapınak yapılarının hepsi yuvarlak planlı ve tamamında dikili taşlar mevcut. Gün yüzüne çıkarılmamış 16 tapınağın daha olduğu düşünülüyor. Etrafta bulunan yatay taşlar yontularak bu alana getirilmiş. T şekli verilen dikili taşlardan bölgede 200 tane bulunuyor. Bu T sütunlar o dönemki toplumun kutsallarını temsil ediyor. Çok ilginç bir şekilde dizilen taşlarla yuvarlak bir halka oluşturulmuş. Taşların en büyüğü 24 ton ağırlığında, boyları ise 6 m buluyor.

Göbeklitepe’nin Gizemli Mimarisi

Göbeklitepe C şeklindeki odalar

Göbekli tepe’nin sıra dışı bir mimarisi var. Yuvarlak yapıda odalardan oluşuyor. Özellikle C yapısının girişi diğer odalardan farklı olarak görkemli bir girişe sahip. Neolitik yapılarda kapı yapılmayarak çatılardan giriş sağlanıyordu. Fakat C odasında girebilmek için uzun bir kapı yapılırken içinde kapısı olmayan bir iç oda bulunuyor. Neden girilemeyen bir oda yaptıkları da merak konusu. Onlar için çok önemli bir bölüm olduğu kesin.

Göbeklitepe’den Çıkarılan Kalıntılar

Tapınak sütunlarındaki hayvan kabartmaları

Göbeklitepe Tapınağındaki taşların üzerindeki kabartmalar hala günümüze kadar gelebilmiş. Arkeologlara göre T biçiminde yapılmış dikili taşlar insan figürüne benzetilmişler. Gövde bölümünde el, kol ve parmak şekilleri bulunuyor. Ama hiçbir taşa baş bölümü yapılmamış. Bu taşların üzerinde de özellikle aslan kabartmaları dikkat çekiyor.

O dönemdeki insanların dini inanış biçimlerini bağdaştırdıkları, tilki, akrep, yılan, yaban domuzu, leopar, ceylan gibi hayvanların figürleriyle yansıtmaya çalıştıkları görülüyor.  Her biri ustalık isteyen çizimlerdi. Saldırmaya hazır hayvan şeklinde tasvir etmişlerdi. Kazılarda 100 bin den fazla hayvan kemiğine de rastlanır. Tuhaf sembolleri ve ürkütücü tasvirleriyle farklı bir inanışın olduğunu da gösteriyor.

Sütunlardaki vahşi hayvan kabartmaları

Bulunan Variller Neyin Göstergesi?

Kazı çalışmaları sırasında sürekli ilginç bulgulara rastlanılırken, bunlardan bir tanesi de 6 adet varilinin bulunmasıydı. En büyüğü 160 litrelik kapasiteye sahip olan variller kireç taşı oyularak yapılmış. Buda o dönemdeki toplumun içki içtiklerinin bir göstergesiydi.

Göbeklitepe UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde.

Göbekli tepe hakkında cevabı hala bulunamayan pek çok sorular var. Gizemin çözülebilmesi için uzun yıllar çalışmaların süreceği düşünülüyor. Göbekli Tepe 2018 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girdi. 2019 yılında da Göbeklitepe yılı ilan edildi.

Göbeklitepe Nerede?

Göbekli Tepe’ye Nasıl Gidilir?

Göbeklitepe’ye ulaşabilmek için öncelikle Şanlıurfa şehir merkezine gitmelisiniz. Saat 10.00 ve 16.00’da Abide durağından kalkan, 100 numaralı şehir içi otobüsleri ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

Araçla Ulaşım;

Eğer özel aracınızla gitmek isterseniz de şehir merkezinden Göbekli tepe yarım saat sürüyor.

Şanlıurfa’ya ulaşım;

  • Ege Bölgesi’nden gitmek için E-90 yolunu kullanarak
  • Karadeniz’den ve Doğu’dan giderken Erzurum-Bingöl Yolu/D950 üzerinden 
  • Marmara Bölgesi’nden giderken O-4 ve E-90 yollarını kullanarak 
  • Akdeniz’den giderken E-90 yolunu kullanarak, 
  • Güneydoğu’dan araçla gitmek için Adıyaman yolu üzerinden Şanlıurfa’ya ulaşabilirsiniz.

Uçak ile Ulaşım;

Göbekli Tepe’ye uçak ile ulaşım sağlamak isterseniz Şanlıurfa biletinizi alıp Gap Havalimanına iniş yapmanız gerekiyor. Havalimanın da bulunan taksi, belediye otobüsleri ve servislerle şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Buradan da Abide Durağından kalkan 100 numaralı şehiriçi otobüslerle yada taksi kiralayarak Göbekli tepe’ye ulaşmanız mümkün.

Göbeklitepe  Ziyaret Saatleri 2023

Her gün açık.
15 Nisan / 2 Ekim: 08:00 – 19:00
3 Ekim / 14 Nisan: 08:00 – 17:00

Gişe Kapanış Saati: 18:30

Göbeklitepe Giriş Ücreti 2023

Tapınağın giriş ücreti 90 TL’dir. Müzekart geçerli.

Göbeklitepe İletişim & Adres Bilgileri

Adres: Göbeklitepe, Dağeteği Mahallesi, 63290
E-mail:sanliurfamuzesi@ktb.gov.tr
Tel 1: 04143131588