Kategori arşivi: GÜNEYDOĞU ANADOLU

Nemrut Dağı Nerede? Tarihi, Heykelleri, Nasıl Gidilir?

Nemrut Dağı, güneşin en iyi doğup battığı yer olarak kabul edilen gizemli dağ. Burası o kadar ilginç bir yer ki dev dağın zirvesinde devasa boyutta heykeller, kabartmalar, yerin altında hala daha ucu bulunamayan tünel ve kayıp kralın mezarı Nemrut Dağı ile ilgili merak uyandırmaya yetecek şeyler bence.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi gizemli tarihi yapılara ev sahipliği yapan bir bölge. İlginç ve bir o kadar da efsanelerle dolu pek çok tapınak ve yerleşim bölgesi gün yüzüne çıkarılmış. Bunlardan biride Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe Tapınağı. Tarihin sıfır noktası ve Dünya’nın en eski tapınağı olan Göbeklitepe ile ilgili makalemizin de dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum. Detaylı bilgiler için linki tıklamanız yeterli.

Evet şimdi gelelim asıl konumuza. Bugün rotamızın yönünü birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağına çevirdik. 1987 yılında Unesco Dünya Mirasları Listesine alınmış ve her an faaliyete geçebilecek bir volkanik dağ olan Nemrut Dağı ile ilgili daha neler öğrenebiliriz gelin beraber göz atalım.

Nemrut Dağı Hakkında Bilgi

M.Ö 1. yy Nemrut dağının zirvesinde Kommagene Krallığının hüküm sürdüğü ve onlara ait olduğu düşünülen heykellerin yanı sıra hala gizemini koruyan pek çok konu var. Uzun yıllar boyunca birçok tarihçinin üzerinde durduğu ve araştırmalar gerçekleştirdiği önemli bir yer. Peki onlarca tarihçinin bu bölge’nin üzerinde inceleme yapıp not düşmelerinin sebebi ne olabilir? Bu bölge neden bu kadar önemli ve yıllardır hala araştırmalar devam ediyor?

2150 metre yükseklikte ve yüzölçümü 13.827 hektarlık alana sahip olan Nemrut dağı Adıyaman Merkeze 85 km uzaklıkta yer alıyor. Üzerinde bulunan harika eserlerden dolayı 1988 yılında Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınarak Nemrut Dağı Milli Parkı adını almış. Aslında Dağın adı ilk zamanlar Nevrit’miş ama günümüze gelene kadar Türkçeleşerek ölümsüz anlamına gelen Nemrut adını almış. Her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca turistin ülkemize gelmelerinin başlıca sebeplerinden biri.

Nemrut Dağı Tarihi

Nemrut Dağı Tarihi

Bu konunun asıl baş rol oyuncusuna gelecek olursak ölümsüzlüğün peşinden koşarken zamana yenik düşen Kommagene krallığının İmparatoru Antiochos. Krallığın kurulmasından tam 120 sene sonra tahta geçmiş olan Antiochos’un tek amacı vardır. Bu bölgede daha önce yaşamış olan Pers, Roman ve Ermeni gibi toplulukların arasında ayakta kalabilmek. Bunun içinde tek çözüm yolu olarak tüm kültürleri birleştirmekte bulur. Kendini bir tanrı olarak gören Antiochos, öldükten sonrada sonsuz hayatına devam edebilmek için Nemrut dağının zirvesine kendi adına bir mezar yaptırır.

Nemrut Dağı Özellikleri

Beraberinde yine hem kendinin hem de onlarca tanrının silüetini de bu devasa dağın tepesine inşa ettirir. Her bir yaklaşık 9 metre yüksekliğinde olan bu heykellere Kral Antiochos (Theos), Tanrıça Fortuna (Kommage­ne) Baş Tanrı Zeus (Oromasdes), Güneş Tanrısı Apollon (Mithras-Helios-Hermes), kuvvet ve kudret Tanrısı Herakles (Ares-Artagnes) silüetleri yapılarak isimleri verilmiş. İlginç olan şu ki bu devasa büyüklükteki yapıların ulaşımı çok zor olan bir dağın tepesine nasıl yapılmış oldukları. Çünkü günümüzde arabayla bile çıkılamayan dağa belli bir mesafeden sonra yürüyerek çıkmak gerekiyor.

En yakında bulunan suya ulaşabilmek içinde 3 saatlik bir mesafe bulunuyor. Yani su kaynağı bu kadar uzakta iken ve her bir heykelin ağırlığının 8-10 ton olduğunu düşünürsek kırma taşların birleşmesiyle yapılan bu heykellerin yapımı için gerekli olan taşlar dağa nasıl çıkarıldı? Hava sıcaklığının gündüzleri 45 dereceyi bulduğu bölgede etrafta tek bir dal ve gölgelik alan bile yokken nasıl böyle bir sıcakta çalıştılar. Hala cevabı bulunamayan sorular olarak kaldı.

Nemrut Dağı Hikayesi

Nemrut Dağı Hikayesi

Kommagene Krallığı M.S 72 yılında Roma İmparatoru tarafından feth edilir. 2000 yıl boyunca pek çok devletin himayesi altında bulunan Nemrut Dağı 1881 yılında Osmanlı Devleti himayesinde iken Alman Mühendis Karl Sester tarafından keşfedilmiş. Tesadüfen bu eserleri bulan Sester durumu hemen Alman Konsolosluğuna bildirmiş. Burada bulunan kalıntıların Hititlere ait olduğunu söyler. Bunun üzerine bölgeye araştırma yapması için bir ekip gönderilir. Kazı çalışmalarında bir kitabeye rastlanır. Yapılan uzun süreli araştırmalar ve çeviriler sonucunda kitabenin grekçe yazıldığı ve bu yüzden Hititlere değil Kommagene Krallığına ait eserler olduğu belirtilir.

Önemli arkeologların uzun yıllar süren araştırmaları sonucunda heykeller, pek çok kitabe ve yazıtlar bulunmuş. Bu kitabelerde Nemrut’un gizemini ortaya koyan pek çok detayı barındırıyor. Gelen ziyaretçilerin anlayabilmeleri için yanlarına Türkçe çevirileri de yazılmış. Tanrı heykelleri’nin arkasında bulunan ve Kral Antiochos’un kendi ağzından yazıldığı kesin olan yazılar için kralın vasiyeti olarak düşünülüyor. Kitabede kendisinden sonra tahta geçecek olan krallara pek çok nasihatte bulunan Antiochos’un geriye kalan vasiyetinin devamı şöyle;

Nemrut Dağından çıkarılan kitabeler

Ata hükümdarlığını devraldığım zaman, dindarlığımın bir sonucu olarak, tahtıma bağlı krallığı tüm tanrıların ortak yurdu yaptım. Zamanın akışı içinde her kim, bu kanunu ve bize ibadeti korur ve sürdürürse, benim hayır dualarımla anılacaktır. Tüm rahmetli atalar ve tanrılar ondan razı olsun. Her kim ki, bu düzenin kutsal geçerliliğini bozar ya da zarar verir, ya da gerçek anlamını değiştirmeye yeltenirse, yalnız kendisi değil, aynı zamanda tüm soyu sopu rahmetli atalarımın ve tüm tanrıların hışmına uğrasın.

Kitabelerin çevirilerinde Kral Antiochos’un mezarının Nemrut Dağı içerisinde olduğu yazılıdır. Tarihi belgelere dayanılarak işçiler tarafından dağın üzerinde yüksekliği 55 metre, çapı ise 150 metre civarında olan küçük taşlarla oluşturulmuş bir tepe yapılır. Bu tepenin bulunduğu alanın en sonuna da kralın mezarının konulduğu düşünülüyor. Yıllar geçmesine rağmen 40 arkeoloğun detaylı çalışmaları sonuçsuz kaldı ve Kralın mezarı bir türlü bulunamadı

Diğer bir İlginç durumda ucu ve sonu bulunamayan tüneller. Bir çok gizli geçidin ve yeraltı şehrinin ortaya çıkarıldığı bu ilginç alanın ne amaçla yapıldığı tam olarak anlaşılamamış fakat kralın mezarına gittiği düşüncesinde hem fikir olunmuş. Ancak üstte bulunan heykel tümülüslerine zarar vermeden kazı çalışmaları yapmak mümkün olmadığından daha ileriye gidilememiş. Çalışmalara devam edilememesinde bu bölgenin Unesco Dünya Mirasları listesine alınmasının payı da oldukça fazla.

Nemrut Dağı Heykelleri

Tapınak Ve Heykeller

Nemrut Dağı, Türkiye’de antik heykel alanına ev sahipliği yapan bir dağdır. MÖ 1. yüzyıla kadar uzanan bu heykeller, tasarımları ve kompozisyonları bakımından benzersiz. Yunan, Pers ve Ermeni tanrı ve tanrıçalarının tasvir edilmelerinin yanı sıra Kommagene krallığının tanrılarını temsil ettikleri söyleniyor.

Gelelim merak uyandıran heykellerin bölgeye nasıl konumlandırıldıklarına ve sıralanış şekillerine. Tümülüs dediğim yığma taşlardan yapılmış tepe etrafında aslında 4 tane teras yapılmış. Ancak güney kısımda kalan teras kayma sonucunda tamamen yok olmuş. Geriye kalan 3 terasın ortasında tümülüs doğu ve batı kısmında ise asıl heykeller bulunuyor.

Doğu Terası: En iyi korunmuş bölgesi olan doğu terasına kayalara oyulmuş merdivenlerle çıkılıyor. Zamana yenik düşen heykel başları vücutlarının hemen önünde yerde sergileniyorlar. Sırasıyla isimlerini sayacak olursak,  Aslan, Kartal, Antiochus, Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles’in dev boyuttaki heykellerini bu alanda görmek mümkün.

Batı Terası: O dönemler batı terası en kutsal yer olarak kabul ediliyormuş. Bu bölümde doğu terasından daha fazla toplam 5 tane heykel bulunuyor.  Kral Antiochos’un Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles ile selam­laşmasını simgeleyen kabartmaların yanı sıra birde aslan kabartması bulunuyor.

Nemrut Dağı’nda bulunan en ikonik heykeller, Kommagene Kralı I. Antiochus Theos’un mezarlarının başında nöbet tutan aslan ve kartal heykelleridir. Bu eşsiz heykellerin ardındaki gizem, yüzyıllardır araştırmacıları oldukça şaşırtmış. Bazılarına göre Kral I. Antiochus Theos tarafından yaratılan yeni bir dini inanç sistemini temsil ettikleri düşünülmüş.

Nemrut Dağı Nerede?

YOL TARİFİ

Nemrut Dağı’nın Zirvesinden Gün Batımını seyredin.

Gün doğumu ve gün batımının nefes kesen manzaralarını bu mistik dağın zirvesinde keyfini çıkararak seyredebilirsiniz. Yanınıza aldığınız sıcacık kahvenizi yudumlarken gün batımının kızıllığı karşısında büyüleneceğinize eminim. Bu güzel atmosferi yaşamak ve anılarınızın arasına unutamayacağınız bir anı daha eklemek için daha fazla beklemeyin derim. Kararınızı verdiyseniz ve Nemrut yolcusuysanız işte size bölgeye nasıl gidileceğine dair bir rehber.

Nemrut Dağına Nasıl Gidilir?

Nemrut Dağı’na en yakın havaalanları Adıyaman Havalimanı (ADF), Diyarbakır Havalimanı (DIY) ve Kahramanmaraş Havalimanı’dır (KCM). Bu havalimanlarından toplu taşıma araçlarına binebilir ya da araba kiralayarak dağa ulaşabilirsiniz. Başlangıç noktanıza bağlı olarak, arabayla üç saatten yedi saate kadar sürebilir. Dağa vardığınızda, çevresinde sizi zirveye çıkaracak çok sayıda yürüyüş parkuru bulunuyor.

Seyir platformuna ulaşmanın en iyi yolu ise, Adıyaman şehrinden doğrudan dağa giden bir otobüse binmektir. Bu otobüs sizi, Nemrut’un zirvesine çıkaracaktır. Platform hava karardıktan sonra kapanacağından gezinizi gündüz saatlerine göre de planlamalısınız.

Muhteşem manzarası, devasa büyüklükteki heykelleri, ilginç tarihi ile gün doğumu ve gün batımının en güzel halini gözler önüne seren Nemrut Dağı kesinlikle görülmeye değer!

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri 2023

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri yazım baştan söyleyeyim bol iştah açan türden. Sabah kahvaltısından tutunda akşam yemeğine kadar envai çeşit yemeğin hem mideleri hem de gözleri tıka basa doyurduğu bu güzel şehir Gaziantep‘in en meşhur ve bilindik yemeklerinin yanı sıra bu lezzetleri tadabileceğiniz en lüksünden tutunda salaş mekanlarına kadar Gaziantep Restoranlarını sizler için derledim.

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Gaziantep tarihi güzellikleri ve dokuları ile mest ederken bir o kadarda bol çeşitli ve lezzetli yemekleri ile de baş döndürüyor. Sabahın ilk ışıklarında Beyranla başlayan serüven ardından yuvalama devamında Gaziantepin olmazsa olmazı kebapları ve baklavaları ile devammmmm edip gidiyor. Aralardaki diğer yemekleri ve masaların baş tacı çeşit çeşit mezeleri saymadım bile. Öyle ki Gaziantep gastronomi dalında UNESCO “Yaratıcı Şehirler Ağı”na giren Türkiye’deki iki şehirden biri olma unvanını kazanmış.

Gidenin mutlaka 3-5 kilo alarak döndüğü Gaziantep gezinizde Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Gaziantep’in Meşhur Yemekleri ve En beğenilen mekanlar hakkındaki tüm bilgilere yazımın içeriğinde ulaşabilirsiniz.

  • KÜŞLEME
  • SİMİT KEBABI
  • YUVALAMA
  • PATLICAN KEBABI
  • ALİ NAZİK
  • BEYRAN
  • LAHMACUN
  • NOHUT DÜRÜM
  • BAKLAVA
  • KATMER

KÜŞLEME

KÜŞLEME

Küşleme çok özel bir lezzet. Koyun etinin sinirsiz tarafından yapılıyor. Koyun omurgasının etrafında sadece iki tane bulunan bu lop et adeta lokum gibi desem hiç abartmış olmam. Tabii haliyle az bulunan bir et olduğu için fiyat olarak diğer etlere nazaran daha pahalı. Bu lezzete değer diyenlerdenseniz kömür ateşinde pişirilen yumuşacık etler şimdiden afiyet olsun.

Gaziantep’te Küşleme Nerede Yenir? – Kebapçı Halil Usta

Gaziantep’te Küşleme nerede yenir denilince çoğunluğun söylediği iki yerden biri Kebapçı Halil Usta’nın mekanı oldu. Gaziantep’in Karşıyaka semtinde yer alan dükkan 1972 yılından beri ayakta kalmayı başarabilmiş salaş bir mekan. Her geçen gün lezzetleri ile ününe ün katmış mekanın başında da sahibi Halil Kör bulunuyor.

Sebzeli Kebap, Simit Kebabı ve Küşleme denenmesi gereken lezzetlerden. Ama küşlemenin lezzeti bir başka. Bakır ve çukur kaplarda servis edilen küşlemelerin damak zevkine göre ister sadesini isterseniz de baharatlısını sipariş edebiliyorsunuz.

İki şubesi bulunan Kebapçı Halil Ustanın merkez şubesi Karşıyakada Zeugma Mozaik Müzesinin hemen arkasında ki şubesi. Diğeri ise Metroda bulunan Şehr-i Küşleme adındaki şubesi.

Adres: Mithatpaşa Mahallesi, Tekel Cad. Öcükoğlu Sok. No:6, 27500 Şehitkamil 

Tel: (0342) 323 16 16

KONUM

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Gaziantep’te Küşleme Nerede Yenir – Küşleme Kebaphan

Diğer bir Küşlemesi ile ünlü mekan ise adından da anlaşılacağı gibi Küşleme Kebaphan. Restoranın sahibi Hüseyin usta tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan bu mekanı ilk olarak 1990 yılında 4-5 masayla kurmuş. Küşlemeyi müşterilere sevdirerek hem mekanı hem de ününü büyütmüş. Harika mimari yapıya sahip olan Küşleme Kebaphan otantik bir ortamda harika lezzetlerin tadına bakabileceğiniz bir yer.

ADRES: Başpınar, Büyükpınar Mahallesi Adana Yolu Bulvarı, İpek Yolu No:94, 27630 Şehitkamil

TELEFON: 0342 322 88 88 – 0342 337 20 25

KONUM

Simit Kebabı

Simit Kebabı

Simit Kebabı Gaziantep’in bir diğer meşhur yemeklerinden. İsminden de anlaşılacağı gibi kebapgillerden. Kıyma, ince bulgur ve baharatların yoğurulması ile elde edilen harç Adana kebap gibi şişe döşeniyor. Kömür ateşinde pişirilen Simit kebabı, soğan salatası ve ezme ile servis ediliyor. Simit Kebabı denilmesinin sebebi ise Gaziantep’te ince bulgura simit deniliyor. İçerisine katılan ince bulgurdan dolayı da bu ismi almış.

Gaziantep’te Simit Kebabı Nerede Yenir? – Kebapçı Halil Usta

Kebapçı Halil Usta Simit kebabının en iyi yapıldığı yerler arasında geliyor. Buraya kadar gelmişken hem küşlemenin hem de simit kebabının tadına bakabilirsiniz.

Adres: Mithatpaşa, Karşıyaka Mah Tekel Cad, Ocukoğlu Sk. No:6, 27500 Şehitkamil/Gaziantep

TELEFON: +903423231616

KONUM

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Yuvalama

Yuvalama Çorbası – Gaziantep’te Ne Yenir?

Yuvalama parça kuzu eti, nohut ve küçük köftelerin birleşmesiyle oluşan bir nevi ana öğün yerine de yiyebileceğiniz bir yemek. Pirinç, kıyma, yumurta ve baharatlar yoğurularak küçük köfteler elde ediliyor. Diğer yandan haşlanmış nohut, pişirilmiş kuşbaşı et ve yoğurt köftelere eklenerek hep beraber pişiriliyor. Üzerine de yağda kavrulmuş nane dökülerek servis yapılıyor. Yuvalama eskiden özellikle önemli günlerin sofralarında mutlaka yer alan bir çorba olmuş.

Gaziantep’te Yuvalama Nerede Yenir? – Aşina

2004 yılından beri 3 katlı binası ile hizmet veren Aşina Restoran Yuvalamayı yiyebileceğiniz en iyi mekanlardan bir tanesi. Sadece bu lezzetle sınırlı olmayıp menüsü oldukça geniş. Analı kızlıdan tutunda beyran, içli köfte, çiğ köfte, firik pilavı, kapama iç pilav, yöresel çorba çeşitleri ve tatlıları mevcut. Sizde pek çok çeşidi bir arada tatmak istiyorsanız Aşina Restoran tam size göre bir yer olabilir.

ADRES: Prof. Dr Muammer aksoy bul. Sabahat Gögüş caddesi vakiflar ismerkezi alti, D:no :14, 27100 Şehitkamil

TELEFON: +903422204949

KONUM

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Patlıcan Kebabı

Patlıcan Kebabı

Et yemekleri konusunda oldukça geniş bir yelpazeye sahip olan Gaziantep’te yine bir et yemeğiyle karşınızdayım. Kıymanın içerisine atılan baharatlarla harmanlanarak yoğurulan köfteler kalınca kesilmiş patlıcanların arasına sırasıyla diziliyor ve odun ateşinde pişmeye veriliyor. Nar gibi kızaran bol yağlı patlıcan kebaplarının bu kadar lezzetli olmasının sebebi ise oldukça fazla katılan kuyruk yağı. Lokum gibi pişmiş kebaplar soluksuz afiyetle yeniliyor.

Gaziantep’te Patlıcan Kebabı Nerede Yenir? – İmam Çağdaş

Bazı yerler vardır ki işinin ehlidir. İmam Çağdaş patlıcan kebabı denilince ilk akla gelen yerlerden. Pek çok çeşit kebabı ve mezesi bulunan mekanın baklavaları da oldukça ünlü. Hatta ismi İmam Çağdaş Kebap ve Baklava salonu olarak geçiyor. Buraya geldiğinizde birbirinden özel pek çok çeşit lezzetin tadına bakma imkanı bulacaksınız.

Ali nazik, soğan kebabı, sarımsak kebabı, simit kebabı, patlıcan kebabı gibi pek çok ağızları sulandıran lezzet mevcut. Hatta daha önce hiç duymamış olabileceğiniz keme kebabı bile var. Keme bir nevi mantargillerden. Çok nadir bulunan ve çıkarılması da bir o kadar meşakkatli olan bu mantar türü tarlalarda ve kırsal arazilerde özelliklede Mart ve Nisan aylarında toprak altında çıkarılıyor. Her mevsim bulunmayan bu lezzet şişlere dizilerek pişiriliyor. Farklı lezzetlere açık olanların mutlaka denemesi gereken ilginç ve bir o kadarda sağlık açısından faydalı bir yiyecek.

ADRES. Şekeroğlu Mah, Uzun Çarşı, Hamdi Kutlar Cd. D:No:49, 34200 Şahinbey/Gaziantep

TELEFON: +903422207080

KONUM

Bu arada Patlıcan Kebabını yiyebileceğiniz bir başka mekanda Çulçuloğlu Restoran. İnternette mekanla ilgili pek çok güzel yorum var. Tercih sizin.

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Ali Nazik

Ali Nazik – Gaziantep’te Ne Yenir?

Gaziantep’te ne yenir? nerede yenir? meşhur yemeklerini merak edenler için güzel bir lezzet daha. Ali Nazik Gaziantep restoranlarında sıkça rastlanılan meşhur yemeklerden bir tanesi. Patlıcanlar közlenip sarımsak ve yoğurtla karıştırılarak yemeğin ana harcı oluşturuluyor. Diğer yandan Kuşbaşı etler sarımsak, salça ve baharatlarla birlikte kavrularak patlıcanların üzerine dökülüyor. Bazı yerlerde sade kuşbaşı veya köfte de konulabiliyor. Bu yemeğin olmazsa olmazı ve en can alıcı noktası ise üzerine gezdirilen kızdırılmış bol tereyağ. Tercihini Ali Nazikten yana kullananlara şimdiden afiyet olsun.

Gaziantep’te Ali Nazik Nerede Yenir? – İmam Çağdaş

Az öncede bahsettiğim gibi Gaziantep yemekleri oldukça çeşitli. Bu lezzetlerin çoğunu bir arada bulabileceğiniz bazı yerlerden bir tanesi de İmam Çağdaş. Hal böyle olunca geniş menünün içinde Ali Nazik de yerini almış.

Beyran

Beyran Çorbası – Gaziantep’te Ne Yenir?

İşte geldik Beyrana. Gaziantep’te sabahların vaz geçilmezi desem hiç de abartmış olmam. Çoğunuza garip gelebilir bu söylediklerim ama Antepliler sabahın ilk ışıkları ile bu kuzu etli, pirinçli, bol sarımsaklı ve acılı Beyran Çorbası ile güne başlıyorlar. Sıcacık içleri ısıtan bu enerji deposu çorbayı içenlere şifa olsun.

Gaziantep’te Beyran Nerede Yenir? – Metanet Lokantası

Sizlere Beyran Çorbasını içebileceğiniz en popüler mekandan bahsedeceğim. Metanet Lokantası. Herkesin ağız birliği yapmışcasına söyledikleri tek yer burası. Tabii Beyranı yapan başka restoranlarda var. Önemli olan asıl lezzeti yakalayabilmek.

ADRES: Tabakhane, Kozluca Mah, Caddesi No:11, 27400 Şahinbey/Gaziantep

TELEFON: +903422314666

KONUM

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? Meşhur Yemekleri

Lahmacun

Lahmacun – Gaziantep’te Ne Yenir?

Kıyma, kuyruk yağı, domates, biber, bol sarımsak, isot ve baharatlarla elde edilen harcın incecik hamur üzerine sürülerek odun ateşinde pişirilmesiyle elde edilen bu harika lezzet sonucunda enfes lahmacunlar ortaya çıkıyor. Gaziantepteki lahmacunun tadı ve lezzeti biraz daha farklı. Sırrı içerisine konulan bol sarımsak olsa gerek. Hele de çıtır çıtır lahmacunun yanında birde açık ayran değmeyin keyfimize.

Gaziantep’te Lahmacun Nerede Yenir?

Ülkemizin hemen hemen her şehrinde lahmacun yapan mekanlara rastlamak mümkün. Burada bu işi layıkıyla yapan birçok yer var. Bunlardan en bilineni Çıtır, Üçler, Küşleme Kebaphan, Çulcuoğlu ve İmam Çağdaş. Tercih sizin.

Nohut Dürüm

Nohut Dürüm – Gaziantep’te Ne Yenir?

Gaziantep’te Ne Yenir? | Nerede Yenir? diye merak edenler için farklı bir lezzet seçeneği daha Nohut Dürüm. Nohut’un dürümümü olur demeyin. Çoğunlukla yemeğine alışkın olduğumuz nohutu Gaziantepliler ilginç bir şekilde dürüm yapmayı başarmışlar. Et suyunda pişirilen nohutlar baharatlarla lezzetlendiriliyor. Elde edilen harç tırnak pidenin üzerine yayılıyor. Soğan, kırmızı biber, maydonoz ve sumakla yapılan salata eklenen dürümlere son olarak kızarmış patates eklenerek servis ediliyor.

Gaziantep’te Nohut Dürüm Nerede Yenir?

Bu farklı lezzetin yapıldığı bir çok meşhur Nohut dürümcüsü var. Dürümcü Recep usta. Nohutçu Adil Usta. Dürümcü Habeş Usta. Nohutçu Mehmet Usta. Nohutçu Metin Usta ya uğrayarak bu ilginç lezzeti tadabilirsiniz.

Baklava

Baklava – Gaziantep’te Ne Yenir?

Bu kadar lezzetli yemeğin üzerine yenilebilecek en güzel yiyecek tabiiki tatlı olmalıydı. Gaziantep ile ilgili şimdiye kadar her ne kadar sıkça kebap çeşitlerinden bahsetsekte tatlı denilince ilk akla gelen şehirlerin başında geliyor. Gaziantep’in adını dünyaya duyuran ve tatlıyla tanışmalarını sağlayan bu güzel şehir bir fıstık cenneti. Bu yüzden baklavalar ve yapılan diğer tatlılarda bolca fıstık kullanılıyor. Baklava yufkaları incecik açılıyor. Hatta yufkaların arkasına gazete konulunca okunması gerekir denilir. İçerisine yemyeşil fıstıklar döşeniyor ve son vuruş bol hakiki tereyağ. İşte mükemmel sonuç.Buralara kadar gelmişken aman deyim Gaziantep baklavalarından yemeden dönmeyin. Son pişmanlık fayda etmez.

Gaziantep’te Baklava Nerede Yenir?

Baklava denilince hiç şüphesiz söylenilecek tek yer var diyelim, Güllüoğlu. 135 yılık bir baklavacılık geçmişi bulunan efsane mekanın pek çok şehirde şubeleri de bulunuyor. Herkes tarafından bilinen Güllüoğlu dışında bu işi layıkıyla yapan başka mekanlarda yok değil. Koçak, İmam Çağdaş, Cumba Künefe, Çelebioğulları ve Hamido lezzet açısından hiç de Güllüoğlu’ndan aşağıda kalır değiller.

Katmer

Katmer-Gaziantep’te Ne Yenir?

İncecik baklava yufkasının içine bol antep fıstığı, kaymak ve şeker serpilerek pişirilen bu enfes tatlı her ne kadar kalori bombası olsa da kesinlikle yemeye değer. Çıtır çıtır ağızda dağılan yufkaların yanında fıstığın damaklarda bıraktığı tat efsane. Sizde benim gibi Antep fıstığını ve onunla yapılan her tatlıyı sevenlerdenseniz katmeri kesinlikle deneyin derim.

Gaziantep’te Katmer Nerede Yenir?

Gaziantep’te bu işin ustası Katmerci Zekeriya Usta. İşinin ehli olan bu işletme her zaman tıklım tıklım dolu. Adını ve şanını duyanlar Katmer yemeye koşup gelmişler. Sizde lezzetleri yerinde tatmak gerekir diyenlerdenseniz Zekeriye Usta tam yeri.

ADRES: Çukur, Bay Hilmi Gç. No:16/C-D, 27010 Şahinbey/Gaziantep

TELEFON: +903422300971

KONUM

Zeugma Mozaik Müzesi | Nerede? Nasıl Gidilir? 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Zeugma Mozaik Müzesi, köklü bir tarihin izlerini taşıyan oldukça gösterişli bir müze. Tüm zamanların en etkileyici ve en görkemli mozaik müzelerinden biri. Arkeologların, sanat tarihçilerinin ve tarihe ilgi duyanların göz bebeği olan müze görülmeye değer ender yerlerdendir. İçerisinde barındırdığı eserler ve müzenin yapısal özelliği ile dünyadaki diğer müzelerle adeta boy ölçüşüyor. Bu yazımda Zeugma Mozaik Müzesi nerede, nasıl gidilir, ziyaret saatleri, giriş ücreti ve müze hakkında detaylı bilgileri sizlerle paylaştım.

Zeugma Mozaik Müzesi

Oceanos ve Tethys Mozaiği

Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep’in Şehitkamil ilçesinde yer alıyor. Bölgenin önemli simgelerinden biri olan müze oldukça meşhur bir müze. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından müzedeki mozaikleri ve eserleri görmek için gelen oldukça fazla ziyaretçi bulunuyor. Müzenin içerisine girdiğinizde adeta ayrı bir dünyaya adım atıyorsunuz. Rengarenk göz kamaştırıcı mozaiklerden gözünüzü alamazken bir o kadar ihtişamlı heykeller müzeyi gösterişleriyle süslüyorlar. Dünyaca ünlü eserlerin yer aldığı müzede 2 bin 500 metrekarelik alanı kaplayan mozaiklerin yanı sıra, Roma dönemine ait birbirinden ilginç heykeller, işlemeli ve bir o kadar da gösterişli 20 sütun, 4 çeşme, mezar ve lahitleri görmek mümkün.

Zeugma Mozaik Müzesi Hakkında Bilgi

Müzede bulunan harika bir mozaik

Dünyanın 2. büyük mozaik müzesi unvanına sahip olan müze ismini bölgedeki antik kentten alıyor. Varlığını sürdürdüğü dönemde dünyanın en gözde şehirlerinden olan Zeugma Antik Kenti ve Gaziantep ‘te yapılan kazılar sonucunda elde edilen eserler bu müzede sergileniyor. 30 bin metrekarelik bir alana sahip olan müzenin 25 bin metrekarelik bölümü kapalı alan olarak kullanılıyor. Müze 3 bölüm olarak tasarlanmış. İlk bölümde Zeugma Antik Kenti’nden getirilen mozaikler sergileniyor. İkinci bölümde ise Doğu Roma Dönemi’ne ait kiliselerin taban mozaikleri bulunuyor. 3. bölüm idari kat ve konferans salonu olarak düzenlenmiş.

2011 yılında açılan müze dünyanın en iyi mozaik müzesi unvanına sahip iken 2014 yılında Hatay Mozaik Müzesi’nin açılması ile 2. sırayı almış.

Çingene Kızı Mozaiği

Çingene Kızı Mozaiği

Müzenin en dikkat çekici ve en çok bilinen eseri Çingene Kızı Mozaiğidir. Mainad Villası’nın yemek odasının taban mozaiği olan Çingene Kızı Mozaiği, mahzun bakışıyla müzenin en dikkat çekici parçası olmuş. Eşarpla bağlanmış kabarık saçları, halka küpeleri ve iri gözleri nedeni ile Çingene kızına benzetilmiş ve bu nedenle Çingene Kızı ismi verilmiş. Doğanın Monalizası benzetmesi de yapılan esere hangi yönden bakarsanız bakın göz göze geliyorsunuz.

Mozaiğe ait kayıp 12 parça kaçırılarak ABD Bowlig Green State Üniversitesi’nde sergilenmeye başlamış. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın girişimleri ile tekrar ülkemize getirilen mozaik parçaları Çingene Kızı Mozaiğine eklenmiş.

Zeugma Mozaik Müzesi Eserleri

Zeugma Mozaik Müzesi’nde sergilenen Europa Mozaiği

Roma ve Geç antik döneme ait 2448 metrekare mozaik, 4 adet heykel, 20 sütun, 140 metrekare duvar resmi, 4 adet Roma Çeşmesi, mezar stelleri, bronz mars heykeli, lahitler ve pek çok değerli mimari parçalar sergilenmekte. Sadece Zeugma Antik Kenti kazıları sırasında çıkarılan eserler değil, civardaki antik kentlerden kurtarılan önemli eserlerde bulunuyor. Sulu mağara mozaikleri, İkiz Kuyu Mozaikleri, Sarıdere Mozaikleri, Hülümen Mozaikleri müzenin ihtişamına ihtişam katan eserlerden bir kaçı.

Özellikle müzenin yıldız eserleri arasında bulunan Mars Heykeli oldukça önemli bir yere sahip. İkonik bir görüntüye sahip olan heykel Roma mitolojisinde bereketi ve gücü sembolize ediyor. Savaşçı bir tanrı olarak tanımlanan Mars Heykeli şehri koruması ve bereket getirmesi amacı ile yapılmış.

Zeugma Mozaik Müzesi Nerede?

Zeugma Mozaik Müzesine Nasıl Gidilir? Yol Tarifi

Uçakla ulaşım sağlayacaksanız, öncelikle şehir merkezine 20 kilometre uzaklıkta yer alan Gaziantep Havalimanına gelmeniz gerekiyor. Buradan hareket eden toplu taşıma yada taksilerle merkeze oradan da yine hareket eden araçlarla 10 dakika da müzeye ulaşabilirsiniz. Türkiye’nin her yerinden Gaziantep’e düzenli otobüs seferleri mevcut.

YOL TARİFİ

Zeugma Mozaik Müzesi Ziyaret Saatleri

YAZ DÖNEMİKIŞ DÖNEMİ
1 Nisan – 24 Ekim24 Ekim – 1 Nisan
Açılış saati: 08: 30Açılış saati: 08: 30
Kapanış Saati: 19:00Kapanış Saati: 19:00

Zeugma Mozaik Müzesi, haftanın her günü ziyarete açık.

Zeugma Mozaik Müzesi Giriş Ücreti 2023

Giriş Ücreti: 65 TL’dir. Müzekart geçerlidir.

Zeugma Mozaik Müzesi İletişim & Adres Bilgileri

Adres: Mithatpaşa Mahallesi,Hacı Sani Konukoğlu Bulvarı Tekel Caddesi,No:2

Tel : 03423252727

E-mail:iktm27@kultur.gov.tr

Zeugma Mozaik Müzesi, Gaziantep gezinize mutlaka eklemeniz gereken önemli tarihi yerlerden biri. Mistik atmosfer içerisinde çıktığınız tarihi yolculuktan eminim çok keyif alacaksınız. İyi gezmeler.

Balıklıgöl | Nerede? Nasıl Gidilir? Hikayesi

Balıklıgöl, Urfa’yı Urfa yapan en önemli mekanlardan bir tanesidir. Tarihi güzellikleri ile ün salmış Şanlıurfa‘nın yurt içi ve yurtdışı ziyaretçi çekmesindeki en önemli unsur olan Balıklıgöl, İslam dini için oldukça önemli bir yere sahip. Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olması bakımından, manası ve anlamı açısından bizim için oldukça değerli sayılan bu özel mekanı gelin hep beraber gezelim.

Halil-ür Rahman gölü olarak da bilinen Balıklıgöl, Şanlıurfa’nın şehir merkezinde, tarihi surların hemen önünde bulunuyor. İki farklı havuzun birleşmesiyle oluşuyor. Aynzeliha Gölü ve Halil-ür Rahman Gölü isimleri verilen bu iki göl kanallarla birbirine bağlanmış durumda. Havuz şekli verilen göllerin suları şehrin çevresinden geçen akarsulardan besleniyor.

Şanlıurfa için oldukça önemli olan bir diğer tarihi yer Göbeklitepe‘yi gezi rotanıza eklemenizi tavsiye ederim.

Balıklıgöl | Nerede? Nasıl Gidilir? Hikayesi

Balıklı göl’de bulunan binlerce balık

Halil-ür Rahman Gölü’nün uzunluğu 150 metre, genişliği ise 30 metredirAynzeliha Gölü ise Halil-ür Dahman Gölünden daha küçüktür. Uzunluğu 50 metre, genişliği ise 30 metre civarındadır.

Binlerce balığı içerisinde barındıran Balıklıgöl ismini de bu balıklardan almış. Türlerinin ne olduğu tam olarak bilinmeyen balıklar buraya duyulan saygıdan dolayı yenilmiyor. Hatta birçok kişi balıkları yiyenlerin lanetleneceği inancına sahipler.

Balıklıgöl Tarihi

Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer.

Tarihin yaşanmış en etkileyici olaylarından biri hiç şüphesiz Hz. İbrahim’in, dönemin zalim kralı Nemrut tarafından ateşe atılmasıdır. Üç büyük dinin kutsal kitaplarında adı geçen Hz. İbrahim’in başından geçen olaylar sonucunda Balıklıgöl oluşmuştur. Gelelim asıl konumuzun detaylarına.

Rivayetlere göre, bir gün kahin Nemrut’a gelerek o yıl bir erkek çocuğunun dünyaya geleceğini ve putperestliği yok ederek , kendisini öldüreceğini söyler. Bunun üzerine Nemrut korkuya kapılarak o sene dünyaya gelen bütün erkek çocuklarının öldürülmesini emreder. Civarda ne kadar yeni doğan bebek varsa öldürülür.

Fakat Nemrut’un askerlerinden biri hamile olan karısını mağaraya gizleyerek orada doğum yapmasını sağlar. O doğan çocuk insanları hak dine çağıran ve doğru yola davet eden Hz. İbrahim peygamberdir. Nemrut’un şerrinden korktukları için Hz. İbrahim’i çok gizli bir şekilde büyütürler.

Şanlıurfa-Balıklıgöl

Putperestliğin yaygın olduğu dönemde Hz. İbrahim tek tanrıya inanır. Halka bu inanışı her ne kadar anlatmaya çalışsa da Nemrut’un zulmünden korkarlar ve yanaşmazlar. Olayın ilginç tarafı şu ki Hz. İbrahim’e ve inancına inanan tek kişi Nemrut’un kızı Zeliha’dır.

Halk o kadar cahildir ki, bir gün putlara yemeleri için önlerine yemek koyarlar ve eğlenmeye giderler. Bunun üzerine Hz. İbrahim putların olduğu yere girer. Eline aldığı baltayla bütün putları kırarak yerle bir eder. Sadece büyük puta dokunmaz. Baltayı onun boynuna asar ve oradan uzaklaşır. Eğlenceden dönenler putların parçalanmış hallerini görünce hemen Nemrut’a durumu iletirler. Çok sinirlenen Nemrut bunu yapabilecek tek kişinin Hz. İbrahim olduğunu bilir ve hemen çağırttırır. Putları sen mi kırdın? diye sorar. Bunun üzerine İbrahim Peygamber;

”Balta büyük putun üzerinde o kırmış olabilir. İsterseniz sorun” der. Nemrut sinirlenir. ”O bir put nasıl konuşsun? hem bir taş parçası bunu nasıl yapar?” der. Hz. İbrahim’in tam da aradığı cümleler bunlardır. Bu sözlerin üzerine, konuşamayan ve kendisini bile koruyamayan bir puta tapıyorsunuz. Size bunların hiç birinin faydası yok” demesinin üzerine Nemrut çok sinirlenir ve Hz. İbrahim’in ateşe atılmasını emreder.

Balıklıgöl Hikayesi

Ateşin Yakmadığı İbrahim Peygamber

Ateş, Hz. İbrahim’i yakmayarak bu göle dönüşmüştür.

Nemrut, Balıklıgöl’ün bulunduğu alana, her yerden görülebilecek büyüklükte bir ateş yaktırır. Urfa Kalesi‘nin üzerine mancılık sistemi kurdurarak Hz. İbrahim’i bu ateşin içerisine fırlatır. Bu sırada Hz. İbrahim rabbine sığınır ve dua eder. Allah tarafından ateşe: Ey ateş, İbrahim’e karşı serin ve selamet ol emri verilir. Fırlatıldığı alan bir anda sularla kaplanır ve odunlar balığa dönüşür. Hz. İbrahim hiç bir yara bere almadan sapasağlam oradan çıkar. Allah tarafından duaları kabul edilen İbrahim Peygamberin ateşe atıldığını gören Nemrut’un kızı Zeliha’da kendini ateşe atar. İbrahim Peygambere inanan tek kişi olan Zeliha’nın da düştüğü yer sularla kaplanır.

Hz. İbrahim’in düştüğü yerdeki oluşan göle, Halil-ür Rahman Gölü, Nemrut’un kızı Zeliha’nın düştüğü yerdeki gölede Aynzeliha Gölü isimleri verilir.

Balıklıgöl Nerede?

Balıklıgöl’e Nasıl Gidilir?

Karayolu ile: Özel aracınızla yada şehirler arası otobüs firmaları ile Şanlıurfa merkeze geldikten sonra yürüme mesafesinde olan Balıklıgöl’e ulaşabilirsiniz. Balıklıgöl şehir merkezine çok yakın bir konumda olduğundan meydandan yürüyerek yada toplu taşıma araçlarını kullanarak en kısa zamanda ulaşmak mümkün.

İstanbul’ a 1290 km, Ankara’ ya 843 km, İzmir’e 1253 km, Bursa’ya ise 1166 km uzaklıkta bulunmaktadır.

Havayolu İle: Eğer Havayolunu tercih edecekseniz, Şanlıurfa GAP Havalimanına inip oradan şehir içerisinde bulunan ulaşım araçlarını kullanarak Balıklıgöle ulaşabilirsiniz.

Balıklıgöl Civarında Gezilecek Diğer Yerler

Balıklıgölün olduğu yere geldiğinizde alanın yan tarafında Hz. İbrahim’in doğduğu mağara bulunuyor. Çok yakın bir mesafede bulunan mağarayı ziyaret edebileceğiniz gibi Hz. ibrahim’in mancılık kurularak ateşe fırlatıldığı yer olan Kale Balıklıgölün tam karşısında yer alıyor. Bu alanda Balıklıgöl’ü, Aynzeliha Gölü’nü, Hz. İbrahim’in doğduğu mağarayı ve Kaleyi kolaylıkla gezme imkanınız bulunuyor.

Rızvaniye Camii ile Medresesi ve Halil Ül Rahman Camii ile Medresesi, bu civarda bulunan diğer maneviyatı yüksek ve kesinlikle gezip ziyaret etmenizi önerebileceğim diğer yerler arasında geliyor.

Göbeklitepe | Dünya’nın İlk Tapınağı

Göbeklitepe, Şanlıurfa’nın yaklaşık 22 km uzaklığında bulunan Örencik Köyü sınırları içerisinde yer alan ve  tarihi 12000 yıl öncesine dayanan yerleşik bir ibadet yeridir. Medeniyetin kökeninin bilinmeyen izlerinin olduğu Göbekli tepe, içerisinde Dünya’nın en eski tapınaklarını barındırıyor. 1983 yılında bir çiftçi tarlasını sürerken oymalı bir taş buluyor ve bulduğu taşı Urfa Müzesi’ne götürüyor. 1963 yılında bu bölgede bir şeylerin olabileceği şüphesi üzerine bazı kazı çalışmaları yapılmış. Toprak kazılarak bazı antik parçalar gün yüzüne çıkarılmış fakat daha detaylı bir incelemeye gidilememiş.

1994 yılında Alman Arkeolog Klaus Schmidt, Nevali Çori bölgesinde yaptığı kazılarda çıkan buluntularla bu bölgede bulunan buluntuların birbirine benzer olduğunu öne sürer. Bunun üzerine 1995 yılında kapsamlı kazılara başlanır.

Şanlıurfa’nın ziyaretçi akınına uğrayan bir diğer tarihi yeri Balıklıgöl hakkındaki makaleme göz atmanızı tavsiye ederim.

Göbeklitepe / Dünya’nın İlk Tapınağı

Göbeklitepe Tapınağı

Göbeklitepe Tarihi

Neolitik döneme ait Göbekli tepe, yer yüzündeki ilk tapınak olmasından dolayı önemli bir yere sahip. Çoğu kesinleşmiş bilgileri alt üst eden bir kazı çalışması yapılıyor. Bu kazı çalışmasına kadar insanlar önce yerleşik hayata geçerler ( tarım ve hayvancılık ile uğraşmaya başlandığı dönem) daha sonra ibadet alanlarını belirlerlerdi. Ama Göbekli tepe bu bilgilerin tam tersini söylüyordu. Neolitik Çağ döneminde yaşayan insanlar 10 bin yıl önce yerleşik hayat geçmişlerdi. Göbeklitepe’nin tarihi de 12 bin yıl öncesine dayanıyordu.  Yani tapınak yerleşik hayattan yaklaşık 2000 sene önce oluşmuştu. Bilinenin aksine önce yerleşik hayata değil, başta ibadet alanları yapılmış daha sonra yerleşik hayata geçilmiş.

Göbeklitepe Figürleri

Göbeklitepe Kazıları

Klaus Schmidt’in yürüttüğü kazı çalışmalarında oldukça ilginç bölümlere rastlanır. Göbekli Tepe’nin kireç taşından ve zemini hiçbir sıvıyı geçirmeyecek şekilde yapılmış bir yapı olduğu görülür. Klaus Schmidt’e göre kan akıtma ayinlerinin düzenlenmiş olma ihtimali oldukça yüksek. İçerisinde pek çok su kanalına da rastlanılmış. Kazılar sonucunda çıkarılan insan kemiklerinin bazılarında kafatası olmadığı, çıkarılan kafataslarında ise pek çok çizik ve işlem uygulandığı görülmüş.

Göbekli tepe’nin çevresinde bulunan çok sayıda akbaba kemikleri de Klaus Schmidt’e göre şu anlama geliyor. Ölüler bazı kültürlere göre gömülemezdi. Bu yüzdende yapının yüksek yerlerine yırtıcı hayvanların yenmesi için bırakılıyordu. Bu kadar akbaba kemiğinin bulunma sebebi de buydu. T şeklindeki sütunlar üzerinde kanatlarını açmış bir akbaba ve kanatlarının arasında bir insan başının resmedilmesi de bu düşüncelerin doğruluklarını onaylar nitelikte.

Göbeklitepe kazılarında çıkarılan sütunlardaki akbaba figürleri

Göbeklitepe Sırları

Göbeklitepe Bir Tapınak mı? Yoksa…

Genel kanı Göbeklitepe’nin dini bir yapı olduğu şeklindedir.  Kazılarda çıkarılan çok sayıda sembollerin gökyüzünü işaret eden parçalar olması da o dönemki toplumun tanrılarının gökyüzü ile bir bağlantısı olduğunu gösteriyor. Bu yüzdende bu yapıyı yapan toplumun Göktanrıcılık inancına sahip oldukları düşünülüyor. Fakat bazı görüşlere göre de buradan çıkan buluntular buranın bir toplantı alanı olma olasılığının daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Tarihin Sıfır Noktası Göbeklitepe

Araştırmacılar, 12.000 yıllık bu tapınakların nasıl günümüze kadar gelebildiği konusunda, insanlar tarafından isteyerek üzerlerinin toprakla örtülerek gömülmüş olduğu konusunda hem fikirler. Çok ilginçtir ki  Göbekli Tepe’nin  yazının, çömleğin, tekerleğin bile olmadığı bir çağda hiçbir alet kullanılmadan sadece keskin taşlarla yapılmış olması. Bir tepe şeklini almış olan yapının üzerindeki tabaka doğal yollarla değil, insan eliyle düzeltilmiş bir görüntüye sahip. Mısır piramitlerin den  7500 yıl daha eski. Ayrıca yerleşik hayata geçişi temsil eden buğdayın atasına da Göbeklitepe de rastlanmış.

T şeklindeki sütunlar

Tapınak Nasıl İnşa Edildi?

Alanda 20 adet tapınak bulunuyor. Bunlardan sadece 6 tanesi kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılabilmiş. Tapınak yapılarının hepsi yuvarlak planlı ve tamamında dikili taşlar mevcut. Gün yüzüne çıkarılmamış 16 tapınağın daha olduğu düşünülüyor. Etrafta bulunan yatay taşlar yontularak bu alana getirilmiş. T şekli verilen dikili taşlardan bölgede 200 tane bulunuyor. Bu T sütunlar o dönemki toplumun kutsallarını temsil ediyor. Çok ilginç bir şekilde dizilen taşlarla yuvarlak bir halka oluşturulmuş. Taşların en büyüğü 24 ton ağırlığında, boyları ise 6 m buluyor.

Göbeklitepe’nin Gizemli Mimarisi

Göbeklitepe C şeklindeki odalar

Göbekli tepe’nin sıra dışı bir mimarisi var. Yuvarlak yapıda odalardan oluşuyor. Özellikle C yapısının girişi diğer odalardan farklı olarak görkemli bir girişe sahip. Neolitik yapılarda kapı yapılmayarak çatılardan giriş sağlanıyordu. Fakat C odasında girebilmek için uzun bir kapı yapılırken içinde kapısı olmayan bir iç oda bulunuyor. Neden girilemeyen bir oda yaptıkları da merak konusu. Onlar için çok önemli bir bölüm olduğu kesin.

Göbeklitepe’den Çıkarılan Kalıntılar

Tapınak sütunlarındaki hayvan kabartmaları

Göbeklitepe Tapınağındaki taşların üzerindeki kabartmalar hala günümüze kadar gelebilmiş. Arkeologlara göre T biçiminde yapılmış dikili taşlar insan figürüne benzetilmişler. Gövde bölümünde el, kol ve parmak şekilleri bulunuyor. Ama hiçbir taşa baş bölümü yapılmamış. Bu taşların üzerinde de özellikle aslan kabartmaları dikkat çekiyor.

O dönemdeki insanların dini inanış biçimlerini bağdaştırdıkları, tilki, akrep, yılan, yaban domuzu, leopar, ceylan gibi hayvanların figürleriyle yansıtmaya çalıştıkları görülüyor.  Her biri ustalık isteyen çizimlerdi. Saldırmaya hazır hayvan şeklinde tasvir etmişlerdi. Kazılarda 100 bin den fazla hayvan kemiğine de rastlanır. Tuhaf sembolleri ve ürkütücü tasvirleriyle farklı bir inanışın olduğunu da gösteriyor.

Sütunlardaki vahşi hayvan kabartmaları

Bulunan Variller Neyin Göstergesi?

Kazı çalışmaları sırasında sürekli ilginç bulgulara rastlanılırken, bunlardan bir tanesi de 6 adet varilinin bulunmasıydı. En büyüğü 160 litrelik kapasiteye sahip olan variller kireç taşı oyularak yapılmış. Buda o dönemdeki toplumun içki içtiklerinin bir göstergesiydi.

Göbeklitepe UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde.

Göbekli tepe hakkında cevabı hala bulunamayan pek çok sorular var. Gizemin çözülebilmesi için uzun yıllar çalışmaların süreceği düşünülüyor. Göbekli Tepe 2018 yılında UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girdi. 2019 yılında da Göbeklitepe yılı ilan edildi.

Göbeklitepe Nerede?

Göbekli Tepe’ye Nasıl Gidilir?

Göbeklitepe’ye ulaşabilmek için öncelikle Şanlıurfa şehir merkezine gitmelisiniz. Saat 10.00 ve 16.00’da Abide durağından kalkan, 100 numaralı şehir içi otobüsleri ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

Araçla Ulaşım;

Eğer özel aracınızla gitmek isterseniz de şehir merkezinden Göbekli tepe yarım saat sürüyor.

Şanlıurfa’ya ulaşım;

  • Ege Bölgesi’nden gitmek için E-90 yolunu kullanarak
  • Karadeniz’den ve Doğu’dan giderken Erzurum-Bingöl Yolu/D950 üzerinden 
  • Marmara Bölgesi’nden giderken O-4 ve E-90 yollarını kullanarak 
  • Akdeniz’den giderken E-90 yolunu kullanarak, 
  • Güneydoğu’dan araçla gitmek için Adıyaman yolu üzerinden Şanlıurfa’ya ulaşabilirsiniz.

Uçak ile Ulaşım;

Göbekli Tepe’ye uçak ile ulaşım sağlamak isterseniz Şanlıurfa biletinizi alıp Gap Havalimanına iniş yapmanız gerekiyor. Havalimanın da bulunan taksi, belediye otobüsleri ve servislerle şehir merkezine ulaşabilirsiniz. Buradan da Abide Durağından kalkan 100 numaralı şehiriçi otobüslerle yada taksi kiralayarak Göbekli tepe’ye ulaşmanız mümkün.

Göbeklitepe  Ziyaret Saatleri 2023

Her gün açık.
15 Nisan / 2 Ekim: 08:00 – 19:00
3 Ekim / 14 Nisan: 08:00 – 17:00

Gişe Kapanış Saati: 18:30

Göbeklitepe Giriş Ücreti 2023

Tapınağın giriş ücreti 90 TL’dir. Müzekart geçerli.

Göbeklitepe İletişim & Adres Bilgileri

Adres: Göbeklitepe, Dağeteği Mahallesi, 63290
E-mail:sanliurfamuzesi@ktb.gov.tr
Tel 1: 04143131588