Etiket arşivi: Nemrut Dağı Tarihi

Nemrut Dağı Nerede? Tarihi, Heykelleri, Nasıl Gidilir?

Nemrut Dağı, güneşin en iyi doğup battığı yer olarak kabul edilen gizemli dağ. Burası o kadar ilginç bir yer ki dev dağın zirvesinde devasa boyutta heykeller, kabartmalar, yerin altında hala daha ucu bulunamayan tünel ve kayıp kralın mezarı Nemrut Dağı ile ilgili merak uyandırmaya yetecek şeyler bence.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi gizemli tarihi yapılara ev sahipliği yapan bir bölge. İlginç ve bir o kadar da efsanelerle dolu pek çok tapınak ve yerleşim bölgesi gün yüzüne çıkarılmış. Bunlardan biride Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe Tapınağı. Tarihin sıfır noktası ve Dünya’nın en eski tapınağı olan Göbeklitepe ile ilgili makalemizin de dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum. Detaylı bilgiler için linki tıklamanız yeterli.

Evet şimdi gelelim asıl konumuza. Bugün rotamızın yönünü birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Nemrut Dağına çevirdik. 1987 yılında Unesco Dünya Mirasları Listesine alınmış ve her an faaliyete geçebilecek bir volkanik dağ olan Nemrut Dağı ile ilgili daha neler öğrenebiliriz gelin beraber göz atalım.

Nemrut Dağı Hakkında Bilgi

M.Ö 1. yy Nemrut dağının zirvesinde Kommagene Krallığının hüküm sürdüğü ve onlara ait olduğu düşünülen heykellerin yanı sıra hala gizemini koruyan pek çok konu var. Uzun yıllar boyunca birçok tarihçinin üzerinde durduğu ve araştırmalar gerçekleştirdiği önemli bir yer. Peki onlarca tarihçinin bu bölge’nin üzerinde inceleme yapıp not düşmelerinin sebebi ne olabilir? Bu bölge neden bu kadar önemli ve yıllardır hala araştırmalar devam ediyor?

2150 metre yükseklikte ve yüzölçümü 13.827 hektarlık alana sahip olan Nemrut dağı Adıyaman Merkeze 85 km uzaklıkta yer alıyor. Üzerinde bulunan harika eserlerden dolayı 1988 yılında Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınarak Nemrut Dağı Milli Parkı adını almış. Aslında Dağın adı ilk zamanlar Nevrit’miş ama günümüze gelene kadar Türkçeleşerek ölümsüz anlamına gelen Nemrut adını almış. Her yıl dünyanın dört bir yanından milyonlarca turistin ülkemize gelmelerinin başlıca sebeplerinden biri.

Nemrut Dağı Tarihi

Nemrut Dağı Tarihi

Bu konunun asıl baş rol oyuncusuna gelecek olursak ölümsüzlüğün peşinden koşarken zamana yenik düşen Kommagene krallığının İmparatoru Antiochos. Krallığın kurulmasından tam 120 sene sonra tahta geçmiş olan Antiochos’un tek amacı vardır. Bu bölgede daha önce yaşamış olan Pers, Roman ve Ermeni gibi toplulukların arasında ayakta kalabilmek. Bunun içinde tek çözüm yolu olarak tüm kültürleri birleştirmekte bulur. Kendini bir tanrı olarak gören Antiochos, öldükten sonrada sonsuz hayatına devam edebilmek için Nemrut dağının zirvesine kendi adına bir mezar yaptırır.

Nemrut Dağı Özellikleri

Beraberinde yine hem kendinin hem de onlarca tanrının silüetini de bu devasa dağın tepesine inşa ettirir. Her bir yaklaşık 9 metre yüksekliğinde olan bu heykellere Kral Antiochos (Theos), Tanrıça Fortuna (Kommage­ne) Baş Tanrı Zeus (Oromasdes), Güneş Tanrısı Apollon (Mithras-Helios-Hermes), kuvvet ve kudret Tanrısı Herakles (Ares-Artagnes) silüetleri yapılarak isimleri verilmiş. İlginç olan şu ki bu devasa büyüklükteki yapıların ulaşımı çok zor olan bir dağın tepesine nasıl yapılmış oldukları. Çünkü günümüzde arabayla bile çıkılamayan dağa belli bir mesafeden sonra yürüyerek çıkmak gerekiyor.

En yakında bulunan suya ulaşabilmek içinde 3 saatlik bir mesafe bulunuyor. Yani su kaynağı bu kadar uzakta iken ve her bir heykelin ağırlığının 8-10 ton olduğunu düşünürsek kırma taşların birleşmesiyle yapılan bu heykellerin yapımı için gerekli olan taşlar dağa nasıl çıkarıldı? Hava sıcaklığının gündüzleri 45 dereceyi bulduğu bölgede etrafta tek bir dal ve gölgelik alan bile yokken nasıl böyle bir sıcakta çalıştılar. Hala cevabı bulunamayan sorular olarak kaldı.

Nemrut Dağı Hikayesi

Nemrut Dağı Hikayesi

Kommagene Krallığı M.S 72 yılında Roma İmparatoru tarafından feth edilir. 2000 yıl boyunca pek çok devletin himayesi altında bulunan Nemrut Dağı 1881 yılında Osmanlı Devleti himayesinde iken Alman Mühendis Karl Sester tarafından keşfedilmiş. Tesadüfen bu eserleri bulan Sester durumu hemen Alman Konsolosluğuna bildirmiş. Burada bulunan kalıntıların Hititlere ait olduğunu söyler. Bunun üzerine bölgeye araştırma yapması için bir ekip gönderilir. Kazı çalışmalarında bir kitabeye rastlanır. Yapılan uzun süreli araştırmalar ve çeviriler sonucunda kitabenin grekçe yazıldığı ve bu yüzden Hititlere değil Kommagene Krallığına ait eserler olduğu belirtilir.

Önemli arkeologların uzun yıllar süren araştırmaları sonucunda heykeller, pek çok kitabe ve yazıtlar bulunmuş. Bu kitabelerde Nemrut’un gizemini ortaya koyan pek çok detayı barındırıyor. Gelen ziyaretçilerin anlayabilmeleri için yanlarına Türkçe çevirileri de yazılmış. Tanrı heykelleri’nin arkasında bulunan ve Kral Antiochos’un kendi ağzından yazıldığı kesin olan yazılar için kralın vasiyeti olarak düşünülüyor. Kitabede kendisinden sonra tahta geçecek olan krallara pek çok nasihatte bulunan Antiochos’un geriye kalan vasiyetinin devamı şöyle;

Nemrut Dağından çıkarılan kitabeler

Ata hükümdarlığını devraldığım zaman, dindarlığımın bir sonucu olarak, tahtıma bağlı krallığı tüm tanrıların ortak yurdu yaptım. Zamanın akışı içinde her kim, bu kanunu ve bize ibadeti korur ve sürdürürse, benim hayır dualarımla anılacaktır. Tüm rahmetli atalar ve tanrılar ondan razı olsun. Her kim ki, bu düzenin kutsal geçerliliğini bozar ya da zarar verir, ya da gerçek anlamını değiştirmeye yeltenirse, yalnız kendisi değil, aynı zamanda tüm soyu sopu rahmetli atalarımın ve tüm tanrıların hışmına uğrasın.

Kitabelerin çevirilerinde Kral Antiochos’un mezarının Nemrut Dağı içerisinde olduğu yazılıdır. Tarihi belgelere dayanılarak işçiler tarafından dağın üzerinde yüksekliği 55 metre, çapı ise 150 metre civarında olan küçük taşlarla oluşturulmuş bir tepe yapılır. Bu tepenin bulunduğu alanın en sonuna da kralın mezarının konulduğu düşünülüyor. Yıllar geçmesine rağmen 40 arkeoloğun detaylı çalışmaları sonuçsuz kaldı ve Kralın mezarı bir türlü bulunamadı

Diğer bir İlginç durumda ucu ve sonu bulunamayan tüneller. Bir çok gizli geçidin ve yeraltı şehrinin ortaya çıkarıldığı bu ilginç alanın ne amaçla yapıldığı tam olarak anlaşılamamış fakat kralın mezarına gittiği düşüncesinde hem fikir olunmuş. Ancak üstte bulunan heykel tümülüslerine zarar vermeden kazı çalışmaları yapmak mümkün olmadığından daha ileriye gidilememiş. Çalışmalara devam edilememesinde bu bölgenin Unesco Dünya Mirasları listesine alınmasının payı da oldukça fazla.

Nemrut Dağı Heykelleri

Tapınak Ve Heykeller

Nemrut Dağı, Türkiye’de antik heykel alanına ev sahipliği yapan bir dağdır. MÖ 1. yüzyıla kadar uzanan bu heykeller, tasarımları ve kompozisyonları bakımından benzersiz. Yunan, Pers ve Ermeni tanrı ve tanrıçalarının tasvir edilmelerinin yanı sıra Kommagene krallığının tanrılarını temsil ettikleri söyleniyor.

Gelelim merak uyandıran heykellerin bölgeye nasıl konumlandırıldıklarına ve sıralanış şekillerine. Tümülüs dediğim yığma taşlardan yapılmış tepe etrafında aslında 4 tane teras yapılmış. Ancak güney kısımda kalan teras kayma sonucunda tamamen yok olmuş. Geriye kalan 3 terasın ortasında tümülüs doğu ve batı kısmında ise asıl heykeller bulunuyor.

Doğu Terası: En iyi korunmuş bölgesi olan doğu terasına kayalara oyulmuş merdivenlerle çıkılıyor. Zamana yenik düşen heykel başları vücutlarının hemen önünde yerde sergileniyorlar. Sırasıyla isimlerini sayacak olursak,  Aslan, Kartal, Antiochus, Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles’in dev boyuttaki heykellerini bu alanda görmek mümkün.

Batı Terası: O dönemler batı terası en kutsal yer olarak kabul ediliyormuş. Bu bölümde doğu terasından daha fazla toplam 5 tane heykel bulunuyor.  Kral Antiochos’un Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles ile selam­laşmasını simgeleyen kabartmaların yanı sıra birde aslan kabartması bulunuyor.

Nemrut Dağı’nda bulunan en ikonik heykeller, Kommagene Kralı I. Antiochus Theos’un mezarlarının başında nöbet tutan aslan ve kartal heykelleridir. Bu eşsiz heykellerin ardındaki gizem, yüzyıllardır araştırmacıları oldukça şaşırtmış. Bazılarına göre Kral I. Antiochus Theos tarafından yaratılan yeni bir dini inanç sistemini temsil ettikleri düşünülmüş.

Nemrut Dağı Nerede?

YOL TARİFİ

Nemrut Dağı’nın Zirvesinden Gün Batımını seyredin.

Gün doğumu ve gün batımının nefes kesen manzaralarını bu mistik dağın zirvesinde keyfini çıkararak seyredebilirsiniz. Yanınıza aldığınız sıcacık kahvenizi yudumlarken gün batımının kızıllığı karşısında büyüleneceğinize eminim. Bu güzel atmosferi yaşamak ve anılarınızın arasına unutamayacağınız bir anı daha eklemek için daha fazla beklemeyin derim. Kararınızı verdiyseniz ve Nemrut yolcusuysanız işte size bölgeye nasıl gidileceğine dair bir rehber.

Nemrut Dağına Nasıl Gidilir?

Nemrut Dağı’na en yakın havaalanları Adıyaman Havalimanı (ADF), Diyarbakır Havalimanı (DIY) ve Kahramanmaraş Havalimanı’dır (KCM). Bu havalimanlarından toplu taşıma araçlarına binebilir ya da araba kiralayarak dağa ulaşabilirsiniz. Başlangıç noktanıza bağlı olarak, arabayla üç saatten yedi saate kadar sürebilir. Dağa vardığınızda, çevresinde sizi zirveye çıkaracak çok sayıda yürüyüş parkuru bulunuyor.

Seyir platformuna ulaşmanın en iyi yolu ise, Adıyaman şehrinden doğrudan dağa giden bir otobüse binmektir. Bu otobüs sizi, Nemrut’un zirvesine çıkaracaktır. Platform hava karardıktan sonra kapanacağından gezinizi gündüz saatlerine göre de planlamalısınız.

Muhteşem manzarası, devasa büyüklükteki heykelleri, ilginç tarihi ile gün doğumu ve gün batımının en güzel halini gözler önüne seren Nemrut Dağı kesinlikle görülmeye değer!