Kategori arşivi: Uncategorized

Troya Antik Kenti

Troya Antik Kenti’nin efsane dolu topraklarına adım attığınızda, Çanakkale Boğazı’nın mistik sularının kenarında tarihle iç içe bir yolculuğa çıkarsınız. Kendinizi Troya Antik Kenti’ne adım attığınızı hayal edin. İşte burada, binlerce yıl öncesine ait efsaneler, kahramanlıklar ve destanlarla bezeli bir dünya sizi bekliyor. Troya, antik çağların en büyük ve en ünlü kentlerinden biri olarak, benzersiz bir kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Her taşı, her kalıntısı derin bir geçmişin hikayesini anlatırken, adeta zamanın dokunuşunu hissedebilirsiniz.

Bu büyülü kent, Helenistik dönemden itibaren günümüze kadar pek çok kez yıkılıp yeniden inşa edilmiş olmasına rağmen, büyüsünü hiçbir zaman kaybetmemiş. Troya Antik Kenti’nde yürüdüğünüzde, Agamemnon’un orduyu topladığı alanları görebilir, Hektor’un kahramanlıkla savaştığı duvarları gözlemleyebilir ve tabii ki ünlü Truva Atı’nın hikayesine tanıklık edebilirsiniz. Kendinizi bu antik kentte kaybederken, zamanın esintileri arasında gezinirken, geçmişin gizemlerini keşfetmek için benzersiz bir fırsat elde edersiniz. Troya Antik Kenti’ne adım attığınızda, tarihin soluk aldığı bu topraklarda, geçmişle birleşen bir an deneyimi yaşarsınız. Emin olun, bu yolculuk size unutulmaz bir macera sunacak. Keyifli Gezmeler!

Geçmişe ve tarihe ilginiz varsa, birbirinden önemli antik kentlerin ve yüzyıllar öncesine ait yapıların yer aldığı TARİHTE YOLCULUK kategorisine göz atmanızı tavsiye ederim.

 

Troya Antik Kenti Görüntüleri

Troya Antik Kenti Hakkında Bilgi

Troya Antik Kenti, Çanakkale’nin Tevfikiye köyü sınırları içerisinde yer alıyor. Bu antik kent, tarihçilere ve arkeologlara göre M.Ö. 3000’li yıllarda kurulmuş olan bir yerleşim. Ancak, Troya Antik Kenti’nin ünü, Homeros’un İlyada destanında yaşadığı Truva Savaşı’yla daha da büyümüş.

Troya Antik Kenti’nin kim tarafından yapıldığına dair kesin bir bilgi bulunmasa da, yerleşim yerli Anadolu halkı tarafından kurulmuş. Kente surlar, tapınaklar ve anıtlar inşa edilmiş. Zamanla kent, büyüyerek gelişmiş ve farklı dönemlere ait kalıntılar bulunuyor.

Troya Antik Kenti Truva Savaşı ünlüdür. İlyada destanına göre, Yunanistan’ın en güçlü şehir devletlerinden biri Truva’yı kuşatmış ve on yıl süren bir savaşa yol açmış. Efsaneye göre, Truva Atı içine gizlenmiş Yunan askerlerini kente sokarak Troya’yı feth etmişler.

Troya Antik Kenti, arkeolog Heinrich Schliemann tarafından 1870’lerde keşfedilmiş. Schliemann’ın kazıları sonucunda, Troya’nın antik kent kalıntıları gün yüzüne çıkarılmış. Bugün, kazılarla ortaya çıkarılan Troya Antik Kenti’nin kalıntıları ziyaretçiler tarafından gezip görülebiliyor. Troya Antik Kenti, 1998 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiş.

Tiroya Antik Tiyatrosu

Troya Antik Kenti Tarihi

Troya Antik Kenti, Çanakkale iline bağlı Tevfikiye köyü yakınlarında yer alıyor. Antik kent tarihi, M.Ö. 3000’li yıllara kadar uzanıyor. Troya’nın M.Ö. 1870’lerde arkeolog Heinrich Schliemann tarafından keşfedilmesiyle birlikte, antik kent dünyanın en önemli sitlerinden biri haline gelmiş.

Troya, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve önemli bir ticaret merkezi olmuş. Zamanla kent büyümüş ve farklı kültürlerin etkisi altında kalmış.

Troya Antik Kenti’nin en ünlü olayı, Yunan mitolojisinin destanı İlyada’ya konu olan Truva Savaşı’dır. Truva Savaşı, M.Ö. 12. yüzyılda yaşanılan Troya ile Yunanistan arasında geçen efsanevi bir çatışmadır.

Savaşın nedenleri hakkında farklı teoriler bulunuyor. Bunlardan biri, Truva Prensi Paris’in, Yunanistan Kraliçesi Helena’yı kaçırmasıdır. Bu olay, Helen’in eşi olan Menelaos’un intikam arayışına girmesine ve diğer Yunan şehir devletlerini bir araya getirmesine neden olmuş.

Diğer bir teori ise ekonomik ve stratejik nedenlere dayanmaktadır. Troya, zengin bir ticaret merkezi ve stratejik bir konuma sahipti. Kontrolü altına alınması, Yunan şehir devletleri için önemli bir ekonomik ve stratejik avantaj sağlayacaktı. Bu nedenle, Troya’nın zenginliklerine ve ticaret yollarına erişim, savaşın bir nedeni olarak düşünülmektedir.

Troya Savaşı’nın tam olarak nasıl başladığı ve ne kadar sürdüğü konusunda net bilgiler bulunmuyor. Bunun sebebi, savaşın mitolojik bir olay olarak kabul edilmesi ve tarihsel kayıtların eksikliği. Ancak, arkeolojik buluntular ve kazılar, Troya Antik Kenti’nin farklı dönemlerde yıkılıp yeniden inşa edildiğini ve çeşitli çatışmalara sahne olduğunu gösteriyor.

Truva Savaşı’nın sonunda, Yunanlar Truva kentine girmeyi başarmışlardır. Efsaneye göre, Truva’yı ele geçirmek için bir taktik kullanmışlar. Devasa bir ahşap at inşa ederek içinde birlikler saklamış ve atı Truva’ya bırakmışlar. Gece içinden çıkan Yunan askerleriyle birlikte Truva’yı ele geçirmişler.

Troya Antik Kenti’nin tarihi, yapılan kazı çalışmaları sonucunda çıkarılan kalıntı ve buluntular sayesinde gün yüzüne çıkarılmış. Kazılar, Troya’nın farklı dönemlerini, mimari özelliklerini ve yaşam tarzını anlamamıza yardımcı oluyor. Kentteki yapılar arasında evler, tapınaklar, meydanlar, surlar, tiyatro ve anıtsal mezarlar bulunuyor. Bu yapılar, Troya’nın farklı dönemlerdeki sosyal, dini ve siyasi yaşantısını yansıtıyor. Tapınaklar, antik dönemdeki dini ayinlerin gerçekleştirildiği kutsal mekanlardır ve tanrılara adanmışlardır.

Meydanlar, kentsel yaşam merkezi olarak kullanılan ve toplumsal etkileşimlerin yaşandığı alanlar olmuş. Surlar, Troya’nın savunmasını kırma ve düşman saldırılarına karşı korunmak için inşa edilmiş.

Troya Antik Kenti’nin en önemli yapılarından biri ise tiyatrodur. Tiyatro, antik dönemde sanat ve kültürel olayların merkezi olarak kullanılmış. Bu muhteşem yapıda, tiyatro oyunları, müzik performansları ve diğer gösteriler düzenlenmiş. Tiyatro, antik Truvalıların eğlence ve toplumsal etkileşimlerini paylaştıkları bir mekan olmuş.

Ayrıca, Troya Antik Kenti’nde birçok anıtsal mezar da bulunuyor. Bu mezarlar, antik Truvalıların ölülerini defnetmek için inşa edilmiş anıtsal yapılardır. Mezarlar, antik dönemdeki cenaze törenlerine ve Truvalıların ölülerine olan saygılarına dair önemli ipuçları veriyor.

Troya Anti Kenti Tiyatrosu

Troya Antik Kentinde Neler Var?

işte Troya Antik Kenti’nde bulunan önemli bölgeler ve yapılar:

  1. Akropolis: Troya Antik Kenti’nin en yüksek noktasında bulunan Akropolis, kentin merkezi konumunda yer alıyor. Burada antik döneme ait önemli yapılar ve tapınaklar bulunuyor.
  2. Şehir Duvarları: Troya Antik Kenti’nin etrafını saran sağlam surlar, kenti dış tehditlere karşı korumak için inşa edilmiş. Bu surlar, farklı dönemlere ait kalıntılarıyla günümüze kadar ulaşmış.
  3. Kraliyet Sarayı: Troya Antik Kenti’nde Kraliyet Sarayı olarak bilinen büyük bir kompleks bulunuyor. Bu saray, antik dönemde kentin yönetim merkezi olarak kullanılmış ve önemli kararların alındığı bir yerdir.
  4. Tiyatro:Troya Antik Kenti’nin en ikonik yapılarından biri ise tiyatrosudur. Bu tiyatro, kalıntılarıyla hâlâ ayakta duran büyüleyici bir yapıdır. Burada geçmişte tiyatro oyunları, gösteriler ve törenler düzenlenirdi. Tiyatro, oturma sıraları ve orkestra alanıyla antik tiyatro mimarisini yansıtan önemli bir yapıdır. Tiyatronun taş basamaklarına oturduğunda, antik dönemdeki seyircilerin coşkusunu hissedecek ve sanatın evrensel gücünü deneyimleyeceksiniz.
  5. Evler: Troya Antik Kenti’nde birçok ev kalıntısı bulunuyor. Bu evler, antik Truvalıların günlük yaşamlarını yansıtan mimari örneklerdir. Evler, farklı odalardan oluşur ve antik dönem yaşamının izlerini taşırlar.
  6. Tapınaklar: Troya Antik Kenti’nde çeşitli tapınaklar bulunur. Bu tapınaklar, antik Truvalıların dini ritüellerini gerçekleştirdikleri kutsal mekanlardır. Tapınaklarda tanrılara adaklar sunulur ve ibadetler gerçekleştirilirdi.
  7. Anıtsal Mezarlar: Troya’da anıtsal mezarlar da bulunur. Bu mezarlar, antik Truvalıların ölülerini defnetmek için inşa edilmiş anıtsal yapılardır.
  8. Truva Atı: Antik Kentin en ünlü sembollerinden biridir. Efsaneye göre, Truvalılarla Yunanlılar arasındaki savaş sırasında kullanılan devasa ahşap at, hileli saldırının simgesidir.

Troya ören yeri, zengin bir tarihi mirasa sahip olmasının yanı sıra içerisinde birçok farklı bölüm ve yapılar mevcut. Her biri, antik dönem yaşam tarzını, inançlarını ve kültürel yapıyı anlamamıza yardımcı olur. Bu muhteşem kentte dolaşırken, geçmişin büyüsünü hissedebilir ve tarihle iç içe bir deneyim yaşayabilirsiniz.

Turuva Atı

Antik Kent de gezerken, Troya Atı’nın karşısında durduğumda büyülenmiştim. Bu etkileyici yapı, beni hemen Truva Savaşı’nın efsanevi hikayesine götürdü. İçimde bir heyecan ve merak uyandırdı.

Troya Atı, büyük bir ahşap yapı olarak karşımıza çıktı. Burada bulunan Turuva Atı’nın bir maketi. Gerçek boyutlarını hayal etmek de oldukça zor oldu. Sanki zamanın içinde bir yolculuğa çıkmış gibi hissettim. Bu devasa atın üzerindeki oymalar ve detaylar oldukça dikkat çekiciydi. Ahşabın zamanla nasıl yaşlandığını ve izler taşıdığını açıkça görülebiliyorsunuz.

Troya Atı, efsanevi hikayenin en önemli unsuru diyebiliriz. Uzun yıllar süren Truva Savaşı’nın sonunda, Yunanlılar teslim olmuş gibi görünürler. Ancak, aslında bir hile planlarlar. Truvalılar, kuşatma altındayken, Yunanlıların geri çekildiğini düşünerek zafer kutlamalarına başlarlar. Ancak, gerçekte Yunanlılar geri çekilmezler, devasa bir ahşap at inşa ederler ve içine gizlice askerler yerleştirirler. Truvalılar, atı zaferin bir simgesi olarak kabul ederler ve kentin içine getirirler. Ancak, gece çöktüğünde, atın içinden çıkan askerler, kapıları açarak Troya’yı ele geçirirler ve kenti yakıp yıkarlar.

Troya Atı’nın önünde dururken, o efsanevi hikayeyi canlandırmak zor olmadı. Truvalılar için bu at, zaferin simgesi olmalıydı. Ama içinde bir felaket gizliydi. Bu yapı için Troya Antik Kentinin ve Troya Savaşının en önemli simgesi desek yanılmış olmayız herhalde.

Troya Müzesi

Troya Müzesi

“Troya Müzesi, Çanakkale’nin tarihi ve kültürel zenginliklerini keşfetmek isteyenler için muhteşem bir durak noktasıdır. Müze, Troya Antik Kenti’nin hemen yanında yer aldığı için, antik kentin büyüsüne adım attığınız anda başlıyor.

Müze, geniş bir koleksiyona sahip ve antik döneme ait birçok arkeolojik eser sergileniyor. Heyecan verici birçok buluntu, seramikler, heykeller ve takılar gibi çeşitli eserler, antik kentin yaşamı ve kültürü hakkında ip uçları veriyorlar. Özellikle, bronz çağından Helenistik döneme kadar uzanan dönemlere ait eserlerin çeşitliliği ve ustalığı oldukça hayranlık uyandırıcı. Her bir eser, geçmişin derinliklerine yolculuk yapmanızı sağlıyor.

Ayrıca, müzede rehberli turlar ve interaktif etkinlikler gibi eğitim programları da sunuluyor. Böylelikle rehberli tur eşliğinde müzeyi gezerken, antik döneme ait eserler hakkında detaylı bilgiler edinebiliyorsunuz.

Troya Antik Kenti Nerede?

Troya Antik Kenti’ne Nasıl Gidilir?

Çanakkale’de bulunan Troya Antik Kenti’ne ulaşım için bir kaç seçenek bulunuyor. Bunlar;

  1. Havayolu: Troya’ya en yakın havalimanı Çanakkale Havalimanı’dır. İstanbul veya Ankara gibi büyük şehirlerden Çanakkale Havalimanı’na direkt uçuşlar mevcut. Havalimanından Troya’ya ulaşmak için araç kiralama veya taksi gibi seçenekleri tercih edebilirsiniz.Karayolu: Kendi aracınızla seyahat ediyorsanız, İstanbul’dan Çanakkale’ye otobüs veya araçla gitmek en yaygın seçenektir. İstanbul’dan Çanakkale’ye düzenli otobüs seferleri bulunmaktadır. Çanakkale’ye vardıktan sonra, Troya Antik Kenti’ne toplu taşıma veya taksi ile ulaşabilirsiniz.Toplu Taşıma: Çanakkale’de, Çanakkale Merkez Otogarı’ndan Troya’ya düzenli otobüs seferleri bulunuyor. Otogardan kalkan otobüslerle yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuktan sonra Troya’ya ulaşabilirsiniz. Ayrıca, Çanakkale merkezden taksi veya dolmuşlarla da Troya’ya ulaşım sağlayabilirsiniz.Rehberli Turlar: Çanakkale’de bulunan seyahat acenteleri ve tur şirketleri, Troya Antik Kenti’ne yönelik rehberli turlar düzenliyorlar. Bu turlara katılarak, uzman rehberler eşliğinde Troya’nın tarihi ve önemli noktaları hakkında ayrıntılı bilgiler edinebilirsiniz.

Seyahat öncesinde güncel ulaşım bilgilerini ve gideceğiniz saatlerdeki otobüs veya uçak seferlerini kontrol etmeniz oldukça önemli. Ayrıca, konaklama rezervasyonlarınızı önceden yapmanız ve seyahat sırasında hava koşullarını takip etmenizi de tavsiye ederim.

Troya Antik Kenti Giriş Ücreti 2023

Troya Antik Kenti Giriş Ücreti 200 TL’dir. Troya Ören Yerine girişte müzekart geçerlidir.

Troya Antik Kenti Ziyaret Saatleri 2023

Haftanın her günü açık olan antik kent 08:30 – 20:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Gişe 19:30 da kapanıyor.

Troya Antik Kenti Adres ve İletişim Bilgileri

Adres: Merkez İlçe, Tevfikiye Köyü, Truva 6 sokak No:12
E-mail: canakkalemuzesi@ktb.gov.tr
Tel 1: 02862176740

Troya Antik Kenti Yakınlarında Gezilecek Yerler

Troya Antik Kenti’nin yakınında gezilecek birkaç önemli yer bulunuyor. İşte bu tarihi  antik kenti ziyaret ederken keşfedebileceğiniz bazı yerler:

  1. Assos Antik Kenti: Troya’ya yaklaşık 90 kilometre uzaklıkta yer alan Assos Antik Kenti, antik dönemde önemli bir liman kenti olarak bilinir. Bu antik kentteki kalıntılar arasında tiyatro, agora, tapınak ve surlar bulunur. Ayrıca, buradan muhteşem bir Ege Denizi manzarası da gözlemleyebilirsiniz.
  2. Bozcaada: Troya’dan yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunan Bozcaada, Türkiye’nin en güzel adalarından biridir. Tarihi sokakları, şirin kafeleri ve güzel plajlarıyla ünlü olan ada, kısa bir feribot yolculuğu ile ulaşılabilir. Burada denize girebilir, ada turu yapabilir ve tarihi kaleyi ziyaret edebilirsiniz.
  3. Çanakkale Şehitler Abidesi: Çanakkale Savaşı’nın anısına yapılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Troya Antik Kenti’ne yakın konumda bulunuyor. Bu anıt, savaşta hayatını kaybeden askerlere adanmış ve muhteşem bir manzaraya sahip.
  4. Truva Müzesi: Troya Antik Kenti’nin yakınında yer alan Truva Müzesi, Troya’dan çıkan arkeolojik buluntuların sergilendiği bir müzedir. Müzede, eski çağlardan kalma eserler, heykeller, seramikler ve diğer arkeolojik buluntular bulunuyor. Müzeyi ziyaret ederek, Troya’nın tarihini daha yakından tanıma fırsatı bulabilirsiniz.

Bu yerler, Troya Antik Kenti ziyaretiniz sırasında keşfedebileceğiniz ilgi çekici noktalardan sadece birkaçı. Çanakkale ve çevresi, tarihi ve doğal güzellikleriyle dolu bir bölge olduğu için oldukça fazla gezilecek yer seçeneği mevcut.

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna gezi rehberi Bosna Hersek’in başkenti olan bu güzel şehrin kültürü, tarihi, yaşayış tarzları, gezilecek yerleri, yemekleri ve inançları ile ilgili pek çok bilgi içeriyor. Savaşlar sonucunda büyük tahribata uğramış olan şehir hala dimdik ayakta durmaya devam ediyor.

Saraybosna’ya geldiğinizde yabancılık hissetmeyeceğiniz ve kendi kültürünüzden de çok şeyler bulabileceğiniz bir şehir. 500 yıl Osmanlı hakimiyetinde kaldığı için kültürümüz neredeyse aynı. Sanki Türkiye’de herhangi bir şehire gezmeye gelmiş gibi oluyorsunuz. Dilimiz ayrı olsa da dinimiz aynı.

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna, Bosna Hersek’in en büyük şehridir. Eski ismi Vrhbosna olan Saraybosna ismini Osmanlı İmparatorluğu zamanında almış. Saray Ovası anlamına geliyor. İslam, Hristiyanlık ve Musevilik gibi çeşitli dinleri ve simgelerini içerisinde barındıran şehirde insanlar inançlarını özgürce yaşayabiliyorlar. Şehire dışarıdan baktığınızda bu 3 dinin ibadethanelerini Cami, kilise ve sinagogların birbirlerine sadece birkaç adım mesafede bulunduğunu görürsünüz. Dünyada farklı inançların ve yaşayış tarzlarının bir arada bulunduğu böyle bir şehri her yerde görmek mümkün değil. Suç işleme oranı oldukça düşük olduğu için Avrupa’nın en güvenli şehirleri arasında ilk sıralarda yer alıyor.

Saraybosna’nın Tarihi

Saraybosna’nın olduğu yerde yapılan araştırmalar sonucunda Neolitik Çağ’a ait pek çok bulgular bulunmuş. Kazılarda çıkarılan ilk yerleşime ait olan seramik, çanak ve çömlek kalıntıların özgün tasarımlar yapan Butmir topluluğuna ait olduğu anlaşılmış. Bu dönemde İryalıların egemenliğine geçen bölge Romalıların Bosna Hersek’i işgal etmesi üzerine MÖ.9-MS.5 tarihleri arasında Roma hakimiyetinde kalmış. MS.7. yüzyılda ise Avarların egemenliğinde Slav göçleri başlamış. 1462 yılında da Fatih Sultan Mehmet’in önderliğindeki Osmanlı ordusu bölgeyi hakimiyeti altına almış.

Ticari ve idari bir merkez olarak kullanılmaya başlanan kentte büyük gelişmeler kaydedilmiş. Osmanlı’nın Balkanlarda İstanbul’dan sonraki en önemli şehri olan Saraybosna da yaklaşık 50.000 kişi din değiştirerek Müslümanlığı seçmişler. Bunda da Fatih Sultan Mehmet’in çok büyük etkisinin olduğu söylenir .Boşnakça öğrenerek halka kendi dillerinde hitap eden Fatih’ten halk oldukça etkilenir ve İslamiyet’i kabul ederler.

Saraybosna 1878 yılındaki Berlin Antlaşması ile Osmanlı hakimiyetinden çıkarak Avusturya Macaristan hakimiyeti altına girer. Bu dönemde;

*I. Dünya Savaşı’nın Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Sophia Mostar Köprüsü üzerinde suikast’e uğrayarak öldürülürler.

Saraybosna Gezi Rehberi

Mostar Köprüsü, Saraybosna Gezi Rehberi

*II. Dünya savaşı sırasında Yahudi halk’a karşı Naziler tarafından çok büyük bir katliam yapılır. Katledilenlerin sayılarının oldukça fazla olmasından dolayı, Saraybosna, Avrupa’nın en büyük mezarlığına sahiptir.

*Saraybosna Tarihin en kanlı ve acımasız saldırıyla 1992 yılında karşılaşır. Sırpların uyguladığı soykırımda 1500 ü çocuk olmak üzere 11541 kişi öldürülmüş, 56000 kişi yaralanmış. 4 yıl süren tek taraflı savaşta Saraybosnalıların tek kurtuluşları bir evin içerisine kazdıkları tünel olmuş. Adı da UMUT TÜNELİ. Bu soykırımın ardından da kentte bütün mezar taşlarının aynı tarihi yazdığı büyük bir mezarlık yapılmış. Yaralarını sarmaya çalışan Bosna günümüzde 3 kültürün ve dinin bir arada yaşanıyor olmasıyla kardeşliğin  en önemli simgesi.

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna’ya Nasıl Gidilir?

Türkiye‘den Bosna Hersek’e vizesiz olarak seyahat edebilirsiniz. Türkiye’den Saraybosna’ya uçuşlar İstanbul Havalimanı üzerinden yapılıyor. THY ve Pegasus’un her gün düzenlediği seferlerle 1 saat 50 dakika da Saraybosna Havalimanına ulaşmak mümkün. Gidiş-dönüş uçak bileti 1450 tl. Havalimanı şehre 6 km mesafede bulunuyor. Bu yüzden de ulaşım oldukça kolay.

Saraybosna’da Nerede Kalınır?

Saraybosna da otel bulmak oldukça kolay. Çevrenizde, gezdiğiniz yerlerde pek çok otele rastlarsınız. Hem daha ekonomik hem de bölgedeki gezebileceğiniz yerlere mesafesi daha yakın bir otel olsun diyorsanız, Başçarşı civarında Osmanlı kültürünü yansıtan otelleri tercih edebilirsiniz. Herhangi bir toplu taşıma veya taksi ücreti ödemeden şehri rahatlıkla gezebilirsiniz.

Saraybosna’nın Para Birimi

Saraybosna’da Bosna Hersek’in resmi para birimi Bosna Markı, kısaltılmış şekliyle de BAM kullanılıyor. Halk kendi aralarında para birimine Konvertible Mark diyorlar. Paralarının üzerinde de KM şeklinde kısaltması var. Alışverişlerde Bosna Markı kullanılsa da bazı yerlerde Euro ve Dolar da kabul edilebiliyor. Eğer döviz bozdurmak isterseniz Başçarşı da bulunan döviz büroları size yardımcı olacaklardır.

Saraybosna’da  Gezilecek Yerler

  1. Başçarşı
  2. Sebil
  3. Gazi Hüsrev Bey Cami ve Medresesi
  4. Saat kulesi
  5. Milli kütüphane (Vijecnica)
  6. Latin köprüsü
  7. Saraybosna Katedrali
  8. Hünkar Cami
  9. Sonsuz Ateş
  10. Umut tüneli
  11. İnat Evi
  12. Moriça Han
  13. Virelo Bosna

Listelemiş olduğum yerlerle ilgili tüm detaylı bilgilere Saraybosna Gezilecek Yerler yazımdan ulaşabilirsiniz.

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna’da Ne Yenir? Neyi Meşhur?

Farklı kültürlerin bir arada bulunması Bosna’nın mutfak kültürüne de yansımış. Gittiğiniz restoranlarda yöresel pek çok lezzetli yemeği tatmanız mümkün. Saraybosna’nın en meşhur yemeği Boşnak Böreği. Başçarşı’nın yanı başında bulunan Buregdzinica Saç’da odun ateşinde pişirilmiş, peynirli, ıspanaklı, kıymalı bir çok çeşidi bulunan enfes lezzette Boşnak Böreği yiyebilirsiniz.

Boşnak Böreği

Saraybosna’da güzel bir et yemeği yemek isterseniz de Türkiye’den gelenlerin özellikle uğradıkları Galatasaraylı Tarık Hodziç’in mekanını öneririm. Duvarları ünlülerin ziyaretleri sırasında çekilmiş resimlerle ve bayraklarla dolu. Köftesiyle meşhur olmuş mekana gittiğinizde kebabının da tadına bakmanızı tavsiye ederim.

Galatasaraylı Tarık Hodziç’in kebap dükkanı
Galatasaraylı Tarık’ın mekanında kebap keyfi.

Bu yemeklerin üzerine güzel bir tatlı iyi gider değil mi? Saraybosna’nın en meşhur ve en sevilen tatlısı trileçe. Sadece Saraybosna’da değil hemen hemen tüm dünyada bu güzel lezzeti bulmak mümkün. Ama her şey Anavatanın da daha güzel ve lezzetli oluyor. 3 çeşit sütle ( keçi, koyun, manda)  yapılan trileçe, karamelin verdiği enfes lezzetle birleşince ortaya tam bir lezzet bombası çıkıyor.

Saraybosna’nın en meşhur tatlısı Trileçe.

Bu güzel tatlının üzerine bir de şöyle mis gibi kokan Türk kahvesine ne dersiniz? Pardon Boşnak kahvesi olacaktı o. Karıştırmam çok normal. Türk kahvesine o kadar çok benziyor ki tek farkı biz kahveyi köpüklü seviyoruz onlar ise köpüksüz içmeyi tercih ediyorlar. Sunumu da oldukça şık. Cezveyle birlikte getirilen Boşnak kahvesi yanında kıtlama şeker ve lokumla birlikte sunuluyor.

Boşnak Kahvesi

Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna’ya Ne Zaman Gidilir?

Saraybosna 4 mevsiminde yaşandığı, karasal iklime sahip bir şehir. Dağlık bir alanda olmasından dolayı kışlar oldukça soğuk geçiyor. Aralık, Ocak ve Şubat aylarında soğuklar iyice hissedilir hale geliyor ve hava sıcaklığı -20 dereceyi buluyor. Caddeleri tamamen buz kaplıyor ve bu durumda da gezmek bir hayli zor oluyor. Kentte Kış ayları bu kadar soğuk geçmesine rağmen yazları da bir o kadar sıcak geçiyor. Temmuz ve Ağustos aylarında sıcaklığın 35-38 dereceyi bulduğu şehirde en düşük sıcaklık 20 dereceyi buluyor. Mart ve Nisan aylarında havaların güneşli olması sizi aldatmasın. Oldukça soğuk ve ayaz olabiliyor bu dönem. Hava şartlarının değişkenlik göstermesinden dolayı siz yine de temkinli davranarak yanınızda kalın kıyafetler getirmeyi unutmayın.

Saraybosna Gezi Rehberi

Alış-Veriş

Saraybosna dükkanları, Saraybosna Gezi Rehberi

Saraybosna’da bakır’dan yapılmış hediyelik eşya oldukça fazla. Başçarşı’da Bakırcılar Çarşısında birbirinden güzel, ince işçilikle işlenmiş bakır tepsiler, çay- kahve takımları, şekerlikler bulabilirsiniz. Peki nasıl anlaşacağım diye merak etmeyin. Yerli halktan ve esnaftan Türkçe bilen oldukça fazla. Hem çarşı içerisinde Türk dükkanları da var. Kapıya astıkları bayraklardan ve aksesuarlardan Türk olup olmadıklarını anlıyorsunuz.

Halı ve yerel motiflerle süslenmiş kilimlerin bulunduğu dükkanlara da sıkça rastlıyorsunuz. Sevdiklerinize hediye götürmek için bakır aksesuarlar ve kilimler güzel birer seçenek olacaklardır.

Bakırcılar Çarşısı, Saraybosna Gezi Rehberi
Kilim satan dükkanlar

Saraybosna Gezi Rehberi

Festivaller

Eğer Saraybosna gezinizi tam anlamıyla yaşamak ve daha eğlenceli bir hale getirmek istiyorsanız yılın belirli aylarında düzenlenen festivallere katılabilirsiniz. Gelmeden önce bu Festival tarihlerini öğrenip ona göre seyahat planınızı yaparsanız emin olun daha dolu dolu ve güzel bir tatil geçirirsiniz.

  • Saraybosna Moda Haftası (Kasım)
  • Saraybosna Kışı (Şubat-Mart)
  • Kozara Etno Festivali (Haziran-Temmuz)
  • Uluslararası Folklor Festivali (Temmuz)
  • Vrbas’ta Yaz (Temmuz)

Aziz Vasil Katedrali | Moskova

Aziz Vasil Katedrali, Rusya’nın en meşhur sembollerinden biridir. Diğer bir adı Saint. Basil’s olan bu yapı Moskova Şehri’nin Kızıl Meydanın da sanki masallardan bir parça gibi durmaktadır. Soğan şeklini andıran rengarenk kubbeleri, her bir yerindeki farklı işleme ve desenleri ile Şehrin meydanında adeta görsel bir şölen yaşatıyor.

Aziz Vasil Katedrali Hakkında Bilgi

Moskova’yı ziyaret etmek için gelen her turistin listesinde Aziz Vasil Katedrali mutlaka en üstlerdedir. Görüntüsünün Kremlin Sarayına benzemesinden dolayı bu iki yapı sıkça karıştırılmaktadır. Bir saraya benzeyen dış görüntüsüyle harika bir görselliğe sahip olan Katedral, şimdilerde bir müzeye dönüştürülmüş.

Aziz Vasil Katedrali Heykelleri

1555 yılında Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak amacıyla Korkunç İvan tarafından yapımına başlattırılan katedral, İtalyan mimar Barma tarafından inşa edilmiştir.  Yapımı tam 1 yıl sonra 1556’da tamamlanır. Şefaat Kilisesi’nin hemen yanında bulunan katedral 8 ayrı kilisenin bir araya gelmesinden oluşmuştur.

Aziz Vasil Katedrali Mimarisi

Her bir kiliseye ait renkli kubbeler yapılmıştır. Bu kubbelerin her biri birbirinden farklı bir görüntüye sahipler ve uzunlukları da birbirlerinden farklıdır. Ortada bulunan en büyük kubbe en gösterişli ve altından yapılmıştır. Diğer kubbelerde soğan biçiminde farklı renk ve desenleri görebilirsiniz. Soğan biçiminde olan kubbelerde İslam Mimarisinin etkilerini görmek mümkün.

Katedralin Yanında Bulunan Şefaat Kilisesi

Yıllar içerisinde bazı yerleri restore edilerek, 1860 yılında farklı ve ilginç  bir tasarımla rengarenk boyanmış. O günden bugüne kadar hiç bir değişiklik yapılmayan yapının içerisinde restorasyon çalışmaları sırasında döner bir merdiven bulunmuş.

Stalin, meydanda kitlesel geçitler yapmayı planlar. Aziz Vasıl Katedrali’nin bu yürüyüşlere engel olmasından dolayı burayı yıktırma çalışır. Uzun süre ülkede katedralin yıkılıp, yıkılmaması tartışmaları sürer. Mimar Pyotr Baranovsky tarafından Kremlin Sarayı’na Katedralin yıkılmaması konusunda telgraf gönderir. Uzun çabalar sonucunda yapının yıkılmamasına karar verilir.

Aziz Vasil Katedrali İçi

Bir efsaneye Göre Korkunç İvan’ın bu yapının bir örneğini yada benzerini başka bir yere yapmaması için Katedral’in mimarı Barma’ nın gözlerini dağladığı söylenir.

1934 yılında Devletin tarihsel müzesi kabul edilen katedrali’nin içerisinde 16. ve 17. yüzyıla ait pek çok örnek görülür. Portreler, boyamalar, simgeler sergilenmektedir.

Aziz Vasil Katedrali Nerede?