Kategori arşivi: MARMARA

Dolmabahçe Sarayı | Nerede? Nasıl Gidilir? 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Dolmabahçe Sarayı, İstanbul’un en görkemli yapıları arasında yer alıyor.  İstanbul Boğazı’nın en güzel yerine konumlandırılmış olan bu harika yapı ile ilgili Dolmabahçe Sarayı Nerede? Nasıl Gidilir? Tarihi, Özellikleri, Bölümleri, Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri, İletişim ve Adres Bilgileri gibi pek çok detaya yazımın içeriğinde ulaşabilirsiniz. İyi Okumalar!

Dolmabahçe Sarayı Tarihi

Saray’ın bulunduğu alan Osmanlı Dönemi’nde donanma gemilerinin demirlendikleri ve denizcilik törenlerinin yapıldığı bir liman olarak kullanılmış. Bölgenin doldurulmasıyla “dolmabağçe” adını almış. Sarayın yapımına 13 Haziran 1843 yılında başlanılmış ve tam 13 yıl süren çalışmaların ardından 13 Haziran 1843 yılında inşası tamamlanabilmiş. Osmanlı padişahı 31. Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan saray, dönemin en gösterişli yapılarından biri olma özelliğini taşıyor. Sarayın mimarı Ermeni asıllı Garabet Amira Balyan yapının inşası bitmeden vefat eder ve yerine oğlu Nigoğos Balyan devam ederek sarayın yapımını tamamlar. Barok mimari tarzı kullanılır ve böylelikle ortaya harika bir eser çıkar.

Heybetiyle göz dolduran saray kapısı

Dolmabahçe Sarayı Hakkında Bilgi

 Abdülmecid, Abdülaziz, V. Murad, II. Abdülhamid, V. Mehmed Reşad, VI. Mehmed (Vahdeddin) dönemlerinde devlet işlerini yönetmek amacıyla kullanılan saray, Cumhuriyet kurulduktan sonra 1927- 1949 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı makamı olarak kullanılmış. Atatürk son yıllarını bu Sarayda geçirerek 71 numaralı yatak odasında vefat etmiş.

1984 yılından itibaren Müze ve Saray olarak ziyarete açılan saray günümüzde ”Saray Koleksiyonları Müzesi” olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Tarih meraklılarının adeta akın ettiği yapı, İstanbul’da Gezilecek Yerler listesinde ilk sıralarda yer alıyor.

Dolmabahçe Sarayı Özellikleri

  • 110.000 m2’lik tek bir büyük yapı etrafında birkaç köşk ve büyük bir bahçe olarak tasarlanmış yapı, toplam 250.000 m2’lik bir alana inşa edilmiş.
  • Sarayın 43 adet salonu ve 285 odası bulunuyor.
  • Sarayın dış duvarlarında masif taş kullanılırken, tavan ve çatısı ise ahşaptan yapılmış.
  • Sahil sarayının tam ortasında ise balo ve tören salonu yer almaktadır. Dünya’nın en büyük balo salonu Dolmabahçe Sarayı’nda bulunuyor.
  • Saray, Harem-i Hümayun, Selamlık (Mâbeyn-i Hümayun) ve Tören Salonu (Muâyede Salonu) olmak üzere 3 bölümden oluşuyor.
  • 56 sütunla çevrelenmiş kabul odasının kubbesinin yüksekliği ise 36 metre uzunluğu ile dikkat çekiyor.
  • Zemini İpek halılarla döşenmiş sarayın duvar ve tavanları altın işlemelerle süslenmiş.
  • Balo salonunda bulunan 4.5 ton ağırlığındaki kristal avize sarayın ihtişamına ihtişam katmış.
Sarayın İçi

Dolmabahçe Sarayı’nın İçi

  • Mâbeyn-i Hümâyûn (Selamlık),
  • Muâyede Salonu (Tören Salonu)
  • Harem-i Hümâyûn
  • Saat Müzesi
  • Camlı Köşk
  • Resim Müzesi
  • madalya salonu
  • Mabeyn salonu
  • Vezir odası
  • Mavi salon
  • Pembe salon
  • Elçi ve tercüman odaları
  • Zülvecheyn
  • Kütüphane
  • Kabul odası
  • Atatürk’ün odası
  • Bahçe
Harika işlemelerle süslenmiş Sarayın iç kısmı

Dolmabahçe Sarayı’nın Bölümleri

Harem-i Hümayun, Selamlık (Mâbeyn-i Hümayun) ve Tören Salonu (Muâyede Salonu) olarak 3 ana bölümden oluşan Sarayın bu bölümlerinin kısaca özellikleri şöyle:

Haremlik (Harem-i Hümayun):  Sultan ve Valide Sultan’a tahsis edilmiş dairelerin bulunduğu alan. Sultanların eşleri, şehzadeleri ve çocuklarının odalarının bulunduğu bölümde kadın hizmetkarların odaları da bulunuyor.

Selamlık (Mabeyn-i Hümayun): Devletin yönetim işlerinin yönetildiği bölümdür. Toplantıların düzenlendiği alan sarayın en gösterişli bölümleri arasında yer alıyor.

Tören Salonu (Muayede): Balo ve merasimlerin yapıldığı tören salonu, 750 lambalı, 4,5 tonluk gösterişli avizesiyle muhteşem bir görselliğe sahip. Ayrıca 36 metre yüksekliğinde kubbeye sahip.

Dolmabahçe Sarayı Nerede?

İstanbul’un Avrupa yakasında inşa edilmiş saray, Beşiktaş ilçesinde, Vişnezade Mahallesinde yer alıyor. Deniz kıyısına sıfır konumda bulunuyor.

Dolmabahçe Sarayı’na Nasıl Gidilir? Yol Tarifi

Beşiktaş ve Kabataş arasında bulunan saraya ulaşım oldukça kolay. Beşiktaş’tan geçen yada Kabataş’a gelen tüm İETT otobüsleri, minibüsler veya deniz yoluyla saraya ulaşmak mümkün. Taksimden 20 dakikalık bir yürüme mesafesinde bulunda saraya;

Metro ile gelecekseniz, Gayrettepe durağında indikten sonra, Beşiktaş çıkışından çıkarak burada bulunan Beşiktaş istikametine giden otobüs ve minibüslere binerek saraya ulaşabilirsiniz.

Otobüs ile gelecekseniz, öncelikle Eminönü, Şişli, Etiler ve Mecidiyeköy’e gelmeniz gerekiyor. Burada bulunan Beşiktaş otobüslerine binerek Saraya kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Vapur ile gelecekseniz, Üsküdar-Beşiktaş hattını kullanarak Beşiktaş iskelesinde inin. Buradan kısa bir yürüyüşle saraya ulaşabilirsiniz.

Dolmabahçe Sarayı Giriş Ücreti 2023

  • Selamlık Bölümü Tam bilet: 100 TL
  • Selamlık İndirimli: 50 TL
  • Harem Bölümü Tam bilet: 70TL
  • Harem indirimli: 35 TL
  • Selamlık Bölümü + Harem Bölümü: 80 TL

Not: Bilet satışları gişeden yapılıyor. Gişeler dışında herhangi bir web sitesi veya uygulama üzerinden bilet satışı yapılmıyor.

Dolmabahçe Sarayı Müze Kart Geçerli mi?

Dolmabahçe Sarayına giriş için Müze Kart geçerli. Sarayın Selamlık Bölümünde müze kart geçmiyor.

Dolmabahçe Sarayı Ziyaret Saatleri 2023

Saray, Pazartesi günleri hariç hafta içi her gün 09:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. 1 ocak yılbaşı, Ramazan Bayramının 1. günü, Kurban Bayramının 1. günü kapalı.

Dolmabahçe Sarayı İletişim Bilgileri & Adres

Adres: Milli Saraylar İdaresi Başkanlığı Dolmabahçe Sarayı 34357 Beşiktaş/İSTANBUL

Telefon: 0(212) 236 90 00

Faks: 0(212) 259 32 92

E-Posta:  info@millisaraylar.gov.tr

Ayasofya Cami | Tarihi, Sırları ve Mimari Özellikleri Hakkında Bilgi 2023

Ayasofya Cami, 900 yıl dünyanın en büyük katedrali, 480 yıl dünyanın en büyük camisi ve 85 yıl boyunca müze olarak günümüze kadar ulaşmış harika yapı. 15 asır boyunca dimdik ayakta kalabilmiş yapı içerisinde pek çok gizem ve sır barındırıyor. Gelin şimdi İstanbul‘un en görkemli yapılarından biri olan eşsiz yapı hakkında Ayasofya Cami Nerede? Ayasofya Tarihi, Mimari özellikleri, Ne Zaman yapıldı? Ayasofya Ne zaman Cami Oldu? Nasıl Gidilir? Ayasofya Cami Adres bilgileri hakkında tüm detaylı bilgilere göz atalım.

Ayasofya Cami Nerede?

Ayasofya Cami Tarihi

Roma İmparatorluğu döneminde tahtta II. Konstantin vardır. O dönem Hristiyanlık yasak bir din olarak kabul edilir. Ancak II. Konstantin Hristiyanlığı kabul eder ve Romanın resmi dini olarak ilan eder. Bunun üzerine eşi benzeri olmayan bir kilise inşa ettirmek ister. 331 yılında Ayasofya’nın bulunduğu alanda bir Artemis Tapınağı bulunuyordu. Tapınağı yıktırarak yerine yapımı 360 yılında tamamlanan ilk Ayasofya’yı yaptırır. Fakat I. Konstantin kilisenin inşası sırasında hayatını kaybeder. Yerine oğlu II. Konstantin başa geçerek kiliseyi tamamlayarak ibadete açar.

Çıkan bir isyanda kilise yanarak küle döner. Bunun üzerine İmparator II. Theodosius tarafından birincisinin üzerine İkinci Ayasofya yaptırılır. Fakat kilise İmparator Justinianus zamanında ortaya çıkan ”Nika İsyanı” sırasında yanarak yok olur.

Ayasofya Caminin muhteşem iç mimarisi

Nika İsyanı ve Büyük Katliam

Bizans imparatorluğunun, Konstantinopolis yani İstanbul’da hüküm sürdüğü yıllarda İmparator Justinianus tahta oturur. O kadar hırslıdır ki kendini peygamberler ve azizlerle bir tutmaya başlar. İmparatorun arttırdığı vergilerden ve İmparatorun tutumundan şikayetçi olan halk arasında siyasi çatışmalar ve kargaşalar başlar. Kısa sürede isyan büyür ve ünlü Nika İsyanı başlar.

O dönem Ayasofya Caminin bulunduğu alan dev bir hipodrom vardır. Bizans İmparatoru Justinianus halkı hipodromda toplanmaya çağırır. Uzlaşmak amacı ile çağırıldıklarını düşünen binlerce kişi hipodroma akın eder. İmparatorun emri ile büyük bir katliam gerçekleştirilir ve alanda toplanan 30 bin kişi öldürülür. Bu kanlı katliamın ardından isyan bastırılmış olur fakat isyan sırasında Ayasofya yıkılarak yok olur. Kiliseden kalan bazı kalıntılar Ayasofya Cami bahçesinde bulunuyor.

Ayasofya Cami Mimari Özellikleri

Ayasofya Cami İçi

Justinianus yanan kilisenin yerine dünyanın en büyük kilisesini yaptırmak ister. Hatta Kudüste bulunan Süleyman mabedinden daha büyük bir kilise olacağını söyler ve kilisenin yapım emrini verir. İnşasına başlanılan kilise için o dönemin şartları düşünülecek olursa çok kısa bir zaman dilimi, 5 yıl olarak belirlenir. Bu o kadar büyük bir projedir ki bu zaman zarfında yapının tamamlanabilmesi için hummalı bir çalışma başlatılır. Bu dev proje için klasik düşünmeyen sıra dışı mimarlar bulunur. Yapının inşaatında 10 bin işçi çalışır.

Kilisenin yapılacağı alan bir futbol sahası genişliğindedir. Hiç bir metal kullanılmadan sadece taş yığma olarak yapılması planlanan yapı için kusursuz bir statik tasarım olması gerekir. Bu kadar geniş ve büyük bir yapıda kullanılan malzemenin hem sağlam hem de bir o kadar dayanıklı olması gerekir. Bunun için Lodos’ta üretilen günümüzde kullanılan tuğlalardan 12 kat daha hafif suda yüzebilen tuğlalar kullanılır. Tabi bu tuğları birleştirmekte kullanılan harcında bir o kadar sağlam olması gerekir. Bunun için harcın içerisine kalsiyum silikat katılır. Kalsiyum Silikat harç içerinde oluşan çatlakları kendi kendine onarma özelliğine sahip bir madde. Böylelikle bina içinde oluşan çatlakların kendi kendini onarması sağlanmış.

Ayasofya Cami Hakkında Bilgi

Ayasofya’nın içinde toplam 107 sütun bulunuyor. Kilisenin yapım zamanı kısıtlı olduğundan yeni sütunlar yapmak yerine eski kiliseden kalan sütunlar ve dünyanın dört bir yanında bulunan önemli tapınaklardan sütunlar getirtilerek 3. Ayasofya’nın yapımında kullanılır.

Ayasofya Cami dış görüntüsü

Aceleye getirilen yapının inşasının 4. yılında 2 bin ton ağırlığındaki kubbenin ağırlığından dolayı bazı kolonlar yükü taşıyamaz ve kaidelerinden kayar. Zeminlerin bazı bölümlerinde ise seğimler oluşur. Kolonların eğiminden dolayı kare olan kubbe kasnağı eğilir ve elips şeklini alır. Gözle fark edilmeyen bu hasarda yıkılmanın eşiğinden dönen Ayasofya’da kubbe ayakta kalır.

Hiçbir teknolojik alet kullanılmadan insan gücü ile 5 yıl gibi kısa bir sürede 27 Aralık 537 yılında, dev kilise tamamlanır ve gösterişli bir törenle ibadete açılır. İmparator Justinianus kilisenin ismini ”Kutsal Bilgelik” anlamına gelen Ayasofya koyar. İçini dünyanın en büyük ibadethanesini yapma hırsı kaplamış olan Justinianus Ayasofya’ya girince ellerini açar ve ”Ey Süleyman Seni Yendim” diye bağırır. 916 yıl boyunca Bizans imparatorluğunun en önemli simgesi Ayasofya İmparatorların taç giyme törenlerine ev sahipliği yapar.

Mimar Sinan Zekası

14 Aralık 557 yılında yaşanılan bir depremde Ayasofya’nın kubbesi çöker. Yalnız kiliseyi yapan mimarlar daha önceden ölmüşlerdir. Bunun üzerine kubbenin yeniden yapımını ölen mimarlardan birinin yeğeni olan başka bir mimara verirler. Yeniden bir kubbe yapılır fakat oda ağır yüke fazla dayanamayarak yıkılır. Bunun üzerine mimar eskisinden 7 metre daha yüksek ve kasnağında 40 penceresi olan daha gösterişli bir kubbe inşa eder. Kilisenin inşası sırasında diğer yerlerde de hasarlar oluştuğu için yapının yanlarında esnemeler meydana gelir. Bu esnemeleri engellemek için payanda yapılarak desteklenir. Fakat bir türlü sorunlar tam olarak giderilemez ve Ayasofya yıkılmanın eşiğine gelir. Bunun üzerine Osmanlının en ünlü mimarı Mimar Sinan’a yapıyı restore etmesi için başvurulur.

Ayasofya Cami, İmparator Kapısının Bulunduğu Alan

Ünlü Mimar ilk bakışta sorunun neden kaynaklandığını anlar. Daire şeklinde olması gereken kubbe ağır yükler nedeni ile silindir şeklini almış ve taşıyıcı kolonlar eğilmeye başlamıştır. Bunun üzerine Mimar Sinan kilisenin kuzey ve güney akslarını 8 payanda ile destekleyip silindir şeklindeki uçları sıkıştırarak dairesel şekli almasını sağlar. Bu sayede Ayasofya günümüze kadar yüzyıllardır dimdik ayakta kalır.

Enrico Dandolo

İstanbul, zamanın Konstantinopolisi, 1204 yılında 4. haçlı seferleri sırasında Latinler tarafından işgal edilir. Ordunun başında kör ve 93 yaşında olan Enrico Dandolo vardır. Kadın çocuk demeden şehirde kim varsa katledilir. Şehir yağmalanır ve yıkılır. Tabi bu durumdan Ayasofya’da nasibini alır. İçerisinde bulunan değerli eşyaları ve kutsal emanetleri çalarlar. Avrupa’nın en zengin şehri olan Konstantinopolisi viraneye çeviren ordunun başındaki isim Enrico Dandolo işgalin ilk yılında hastalığa yakalanır. Son isteği ise Ayasofya’ya gömülmektir ve isteği yerine getirilerek Ayasofya’nın içine gömülür.

Ayasofya’nın Cami Oluşu

İstanbul, 1261 yılında şehir Bizanslılar tarafından tekrar ele geçirilir. Bizans İmparatorluğunun sonu Osmanlının topraklara ayak basması ile sona erer. 23 yaşındaki Muhteşem lider Fatih Sultan Mehmet komutasındaki Osmanlı ordusu, tam 53 gün süren yoğun bir kuşatma sonucunda 29 mayıs 1453 ‘te İstanbul’u ele geçirir. Bu sefer Ayasofya’nın imparator kapısından tüm heybetiyle Fatih Sultan Mehmet içeri girer. Fethin sembolü ve Kılıç hakkından dolayı Ayasofya’nın Cami olmasını emreder. İlk Cuma namazını da burada kılar.

Osmanlı devleti zamanında Ayasofya, cami olarak kullanılmış. Cumhuriyetin ilanından sonrada bir süre cami olarak kullanılmaya devam etmiş.1931 yılında Amerikalı arkeologlar Ayasofya’daki eserlerin incelenmesi için izin alırlar ve araştırma başlar. Üzerleri sıvayla kapatılmış olan mozaikler gün yüzüne çıkarılır ve bu kadar önemli eserlere sahip yapının müze olması gerektiği belirtilir. Atatürk, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ve 11 bakanın imzası ile Ayasofya’nın müze olmasına karar verilir. 1 şubat 1935 Ayasofya ibadete kapatılarak müzeye çevrilir.

İlerleyen yıllarda Ayasofya’nın bir bölümüTürk ve İslam ülkeleri devlet başkanlarının ibadet edebilmesi için Hünkar Kasr-ı adı verilen bir ibadethane olarak açılır fakat 2 ay sonra tadilat çalışması nedeni ile kapatılarak tam 11 yıl kapalı kalır. 10 şubat 1991 yılında Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek’in emri ile bu bölüm tekrar ibadete açılır. Ayasofya’nın diğer bölümleri müze olarak sergilenmeye devam eder. Bu önemli yapı Unesco Dünya Mirasları listesine dahil edilir.

2016 yılında Hünkar Kasr-ına imam atanır ve ilk bayram namazı kılınır. 2017 yılında Kadir Gecesi programı düzenlenerek Kuran-ı Kerim okunur. Program canlı olarak televizyonlardan yayınlanır.

Ayasofya, cami olduktan sonra kılınan ilk cuma namazı

915 yıl kilise, 1453’ten 1934’te alınan kararla müze oluncaya kadar cami olarak kullanılan, 86 yıldır da müze olarak hizmet veren Ayasofya için beklenen gün gelir ve  24 Temmuz 2020 tarihinde kılınan Cuma namazı ile birlikte Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ismiyle Tüm Müslüman aleminin ibadetine açılır.

Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Vakfiyesi – Bedduası

Fatih Sultan Mehmet’in vakfettiği tüm varlıkların amacı dışında kullanılması halinde ettiği bir beddua metni bulunuyor.

Her kim benim bu mâbedimi camilikten çıkarıp başka bir şeye çevirirse; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onun üzerine olsun! Onlar, hiç hafiflemeyen bir azâbın içinde kalsınlar! Öyle ki, yüzlerine bakan ve kendilerine şefaat eden hiç kimse bulunmasın!..

Hz. Muhammed (SAV)’in Tükürüğü Ayasofya’yı Koruyor

Peygamber Efendimiz’e (SAV) Miraç Gecesi göğe yükseltildiği zaman cennette Firdevs makamında büyük bir mabed gösteriliyor ve orada namaz kılmanın faziletleri anlatılıyor. Bu mabedin dünyadaki benzerinin Ayasofya olduğu söyleniyor.

Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) İstanbul ile ilgili söylediği hadisi şerif:

”İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur.” 

Bir rivayete göre Ayasofya’nın kubbesi çöker. Bizanslılar her yolu denerler ama bir türlü kubbenin ayakta kalmasını başaramazlar. Peygamber efendimize (SAV) elçi gönderirler ve kubbenin yeniden yerine oturtulabilmesi için ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Bunun üzerine Hz. Peygamber özel taşlar, kum ve bir de kap içinde kendi tükürüğünü gönderir. Bizanslılar tükürüğü harca katarlar ve kubbeye bir daha hiçbir şey olmaz. Günümüze kadar dimdik ayakta kalır.

Ayasofya Cami İçi

Ayasofya, camii olduktan sonra görkemli yapıya pek çok İslami motif eklenir. 4 minareli bir camiye dönüştürülen yapıda her biri ayrı zamanlarda yapılmış farklı minareler bulunuyor. Kırmızı minare ilk yapılan minaredir ve Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılmış. Onun arkasındaki minare oğlu II. Bayezid zamanında ve diğer birbirine benzeyen iki minare ise sultan II. Selim ve III. Murat dönemlerinde yapılmış.

Sultan I. Mahmut döneminde Ayasofya Camine bir kütüphane yapılmış. Kütüphane kapısının tokmağına Allah’ın ismi olan Fettah yazı işlenmiş. Anlamı ise Allah’ın İlim kapılarını açan demek. Kanuni Sultan Süleyman Macaristan’dan iki dev boyutta kandil getirtir. Bu kandilleri mihrabın iki tarafında görmek mümkün.

Ayasofya Cami içerinde bulunan dev kandiller

Ayasofya Cami avlusuna yeni eklemeler yapılarak külliye ve medrese inşa edilmiş. Cami içerisinde dönemin ünlü hattatlarından Kazasker Mustafa İzzet Efendinin yazdığı ıhlamur ağacından yapılmış, altın yaldızla yazılmış 8 adet devasa levha bulunuyor. Allah’ın, Hz. Muhammedin, Dört halifenin ve Hz. Muhammedin torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in isimlerinin bulunduğu bu görkemli levhalar Ayasofya Caminin duvarlarını tüm heybetleriyle süslüyorlar.

Altın yaldızlarla işlenmiş Allah, Muhammed yazılı levhalar

Kubbeye ise Nur Suresinin 35. ayeti ” Allah Göklerin ve Yerin Nurudur” yazısı yine altın yaldızlarla hat sanatı ile işlenmiş.

Ayasofya Cami Sırları ve Gizemleri

Ayasofya yapılmaya başlanıldığı günden beri pek çok sırrı içerisinde barındırıyor. Her ne kadar gizemli pek çok olay gün yüzüne çıkarılsa da hala çözülemeyen bir dizine esrarengiz sır var. Bunlardan ilki Ayasofya’nın giriş kapıları. 3 giriş kapısı bulunuyor. Bunlardan en büyük olanı 7 metre uzunluğundaki İmparator Kapısı. İmparator ve yakınları kiliseye bu kapıdan girerlermiş. Rivayete göre bu kapının Hz. Nuh’un gemisinin tahtalarından inşa edildiği söylenir.

İmparator Kapısı

Gizli Geçitler ve Tüneller

Osmanlı ordusu Ayasofya’ya girmeden önce rahipler kilisede saklı olan kutsal kaseyi alarak kilise sütunları arasına girerek kaybolurlar. Nasıl ve nereye gittikleri bir türlü bulunamaz. Akıllara tek bir yol gelir oda Ayasofya’nın altında bulunan gizli tüneller. Bu tüneller 70 metre derinliğinde sularla kaplıdır. Hatta kayıkla bile gezilebileceği söylenir. Ayasofya’da bulunan havalandırma boşluklarından birinden girildiğinde bahçeye çıkan tüneller takip edilerek 40 çeşme su yoluna çıktığı görülmüş. Mucizevi bir şekilde kayboldukları düşünülen rahiplerin aslında Ayasofya’nın altında yatan gizli geçitleri ve tünelleri kullanarak kaçtıkları büyük bir olasılık.

Henricus Dandolo’nun Mezarı

Henricus Dandolo’nun Mezarı

Osmanlılardan önce İstanbul’u ele geçiren 4. Haçlı ordusunun komutanı Henricus Dandolo’nun 800 yıllık şüpheli mezarı Cennet ve Cehennem Kapıları denilen mermer kapılardan girildiğinde bulunan alanda yer alıyor. Fakat mezarı ile ilgili sır perdesi hala aralanabilmiş değil. Bizans kaynaklarında Ayasofya, Bizanslılar tarafından tekrar ele geçirildiği zaman intikam için Dandolonun mezarının açılarak kemiklerinin Haliç’e atıldığı söyleniyor.

Osmanlı tarafından İstanbul’un feth edildiği gün mezar açılır fakat içi boştur. Sadece içerisinde bir miğfer bulunur. 1852 yılında Ayasofya’da restorasyon çalışmaları başlar. Mezar tekrar açılır. Fakat mezarın boş olduğuna dair bir rapor tutulmaz.

Sırlarla ve gizemlerle kaplı olan Dandalo’nun mezarı için günümüzde ise jeofizik mühendislerinin yaptıkları bazı çalışmalar bulunuyor. Jeo radar taraması yapılarak mezar üzerine jeo manyetik dalgalar veriliyor. Bu dalgalar eğer içeride bir cisim varsa çarparak geri dönüyor ve sinyaller oluşuyor. Bilgisayar sistemiyle bu sinyaller anlamlı resimlere dönüştürülüyor. Yani bir nevi röntgen filmi gibi. Sonuçlar oldukça şaşırtıcı. Henricus Dandolo’nun mezarında oturur şekilde bir ceset tespit ediliyor. Bire bir Dandalo’nun özellikleri ile de örtüşüyor. Hafif kambur olan Dandalonun çıkan resimlerde kamburu bariz belli. Bu da mezarın boş olduğu efsanesini boşa çıkarıyor.

Dilek Sütunu ( Ağlayan Sütun )

Dilek Sütunu

Dilek Sütunu ile ilgili birkaç efsane var. Bunlardan ilki İmparator Iustinianus başı ağrıdığında bu sütuna dayanmış ve baş ağrısının geçtiğini fark etmiş. Halkta bu sütunun hastalıklara şifa verdiği inancına kapılmış. O günden günümüze kadar Ayasofya’yı ziyarete gelenler bu delikten parmaklarını sokup çevirerek hastalıklarının iyileşeceklerini düşünmüşler. Dilek Sütunundaki oyuğun içi ıslak. Bu sularında Hz. Meryem’in göz yaşları olduğuna inanılıyor.

Diğer bir efsaneye göre ise Ayasofya Cami olduktan sonra kılınacak ilk cuma namazı vakti kıblenin yönünün Kabe’ye dönük olmadığı fark edilir ve namaz kılınamaz. Bu sırada Hızır Aleyhisselamın geldiği ve Dilek Sütununa dayanarak kıblenin yönünü Kabe’ye çevirmeye çalıştığı söylenir. Halktan birinin bu durumu fark etmesi üzerine Hızır Aleyhisselamın kıbleyi çeviremeden gözlerden kaybolduğu söylenir.

Viking Yazısı

Viking Yazısı

Dandolonun mezarının bir kaç metre uzağında güney galerinin orta kısmında, 1100 yıllık bir viking yazısı göze çarpıyor. Mermer korkulukların üzerinde bulunan bu esrarengiz yazı runik alfabesi ile yazılmış. Çevirisine bakıldığında “Halvdan buradaydı.” yazısı ortaya çıkıyor. Efsaneye göre Lotufen takım adalarında yaşayan bir kabilenin İstanbul’a geldiği ve Ayasofya’ya uğradıkları söylenir. Kabilenin komutanı Halvdanın bu sütuna kendi ismini kazıdığı düşünülüyor.

Deisis Mozaiği

Deisis Mozaiği

Ayasofya’nın içinde altın, gümüş, pişmiş toprak ve renkli camlardan oluşan mozaikler bulunuyor. Deisis Mozaiği haçlı saldırıları sırasında yağmaya uğramış olan mozaiklerden biri.  Sağda Vaftizci Yahya, solda Hz. Meryem, ortada ise Hz. İsa’nın silüetleri bulunuyor. Hangi tarafta olursanız olun Hz. İsa’nın gözlerinin size baktığını fark edeceksiniz. Deisis Mozaiği maalesef bütün halde değil. Şehir saldırıya uğradığında altından yapılmış mozaiğin büyük bölümü yağmalanarak götürülmüş. Geriye kalan kısım ise fetihten sonra koruma altına alıp günümüze kadar ulaşmış.

Apsis Mozaiği

Apsis Mozaiği

Apsisin yarım kubbesinde yer alan mozaik de değerli taşlarla süslenmiş taht üzerinde oturan Hz. Meryem figürü bulunuyor. Kucağında ise Hz. İsa çocuk şeklinde tasvir edilmiş. Namaz esnasında bu mozaik görüntüleri elektronik perde yöntemi ile kapatılıyor.

Serafim Melekleri

Kilisenin her bir köşesinde farklı mozaiklerle karşılaşmak mümkün. Bunların yanı sıra Ayasofya’nın kubbesinde bulunan melek tasvirleri de oldukça ilgi çekici. Ana kubbenin üzerinde 4 ayrı melek resmi var. 6 kanatları olan bu meleklere Serafim Melekleri deniliyor. Tanrının habercisi ve koruyucusu olduğuna inanılıyor.

Serafim Melekleri

1847 yılında Gaspare Fossati Ayasofya’yı restore etmesi için görevlendirilir. 6 kanatlı Serafim Meleklerini incelerken doğu tarafındaki melek figürünün yüzünün sıva ile kapatılmış olduğunu görür. Fakat meleklerin yüzlerini açmaz. İnanışa göre bu melekler kıyametin habercisidir ve 4 meleğinde yüzlerinin açıldığı gün kıyamet kopacaktır.

Osmanlı İstanbul’u ele geçirdiğinde hiçbir ibadethaneye zarar vermemiş aksine değer vererek içerisinde bulunan emanetleri koruma altına almış. Ayasofya’da bulunan mozaiklerin üzerleri de ince bir sıva ile örtülerek hem resim olan yerde ibadet edilmez mantığıyla hem de emanetlere zarar gelmemesi için oldukça özen gösterilmiş.

Ayasofya Cami’ne Nasıl Gidilir?

 Fatih’te Sultanahmet bölgesinde yer alan Ayasofya Cami konumu itibari ile oldukça kolay bulunabilecek bir bölgede yer alıyor. Bu tarihi camiye ulaşmanın en kolay yolu tramvayı kullanmak. Sultanahmet durağında inerek kısa bir yürüyüşle camiye ulaşabilirsiniz.

Diğer bir seçenekte otobüsle gitmek. İstanbul’un pek çok yerinden Eminönü istikametine giden İETT otobüsleri bulunuyor. Bunlardan birine binerek Eminönü durağında inin. Buradan da tramvaya binerek kısa bir yolculuğun ardından Ayasofya Camine ulaşabilirsiniz.

  • Otobüs: EM2-44B-99-54E-66-35-90-91O-36KE-4A-36CE-47Ç-77Ç-336E-70FE-28-28T-30D-EM1-47-47E-33Y-92G-97A-94-33-33B-32
  • Metro: M1B, M2
  • Tren: Marmaray (Ataköy-Pendik), Marmaray (Halkalı-Gebze)
  • Tramvay: T1

Ayasofya Cami İletişim ve Adres Bilgileri

Adres: Sultan Ahmet, Ayasofya Meydanı No:1, 34122 Fatih/İstanbul, Turkey

Web Adresi: ayasofyacamii.gov.tr

Sultanahmet’te Gezilecek Yerler

Sultanahmete kadar gelmişken yakınlarda gezilecek pek çok tarihi mekan bulunuyor. Size tavsiyem gezinize altta listelediğim yerleri de ekleyerek daha keyifli hale getirebilirsiniz.

  • Sultanahmet Cami
  • Ayasofya Cami
  • Yerebatan Sarnıcı
  • İstanbul Arkeoloji Müzesi
  • Topkapı Sarayı
  • III. Ahmet Çeşmesi
  • Gülhane Parkı
  • Haseki Hamamı
  • Alman Çeşmesi
  • Yılanlı Sütun
  • Aya İrini Müzesi
  • III. Ahmet Çeşmesi
  • Arasta Çarşısı
  • Türk İslam Eserleri Müzesi
  • Soğukçeşme Sokağı
  • Cağaloğlu Hamamı
  • Örme Sütun

Selimiye Cami | Nerede, Nasıl Gidilir? Selimiye Cami Tarihi ve Özellikleri

Bursa Ulu Cami | Tarihi, Nerede? Nasıl Gidilir? 2023

Bursa Ulu Cami, ülkemizin yeşil şehri Bursa’nın en önemli tarihi yapıları arasında yer alıyor. Bursa geziniz de bence listenizin ilk sıralarında yer alması gereken bu muhteşem cami hakkında Bursa Ulu Cami nerede, tarihi, yapım aşaması, kim tarafından yapıldı ve nasıl gidilir? gibi pek çok sorunun cevabına yazımın içeriğinde ulaşabilirsiniz. Günümüze ulaşana kadar pek çok badireler atlatan ve bulunduğu yerin bir ilahi işaretle bildirildiği eşsiz Osmanlı mimarisine sahip Bursa Ulu Cami ile ilgili detaylara gelin beraber göz atalım.

Bursa Ulu Cami Nerede?

Bursa Ulu Cami Hakkında Bilgi

Bursa Ulu Cami Tarihi

Bursa Ulu Cami içine ait resimler

Evliya Çelebi’nin “Bursa’nın Ayasofya’sı” olarak tanımladığı Ulu Cami, 1396-1400 yılları arasında Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezıd tarafından yaptırılmış. Osmanlı camileri arasında çok kubbeli anıtsal yapıların ilki olma özelliği taşıyor. Mimarının Ali Neccar olduğu düşünülen cami mimarisi ve yapılış hikayesi ile de oldukça dikkat çekiyor.

Bursa Ulu Cami Hikayesi

Rivayete göre Sultan Yıldırım Bayezıd, Rabbinden Niğbolu Savaşından galip gelmeyi diler ve 20 cami yaptırmayı adar. Zaferle sonuçlanan savaşından ardından Bayezıd, damadı Emir Sultan’a bu konuyu aktarır. Oda 20 cami yerine 20 kubbeli tek bir cami yaptırmayı tavsiye eder. O günün gecesinde Emir Sultan’a caminin bulunduğu yer ilahi bir işaretle gösterilir. Sabah işaret edilen yerde otların bittiği görülür ve olaylar padişaha aktarılır. Padişahın izni ile caminin buraya yapılmasına karar verilir.

Bursa Ulu Cami Mihrabı

Ankara Savaşında yenilen Bayezıd esir düşer. Bunun üzerine Timur ve ordusu caminin kuzey kapısını yakarak tahrip eder. Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından da caminin çevresine odun yığılarak yakılır. 1855 yılında meydana gelen büyük bir deprem sonucunda 2 kubbesi hariç caminin on sekiz kubbesi çöker. Peş peşe gelen felaketlerin ardından birde 1889 yılında çıkan bir yangında minarelerin ahşap olan külahları yanar. 1494 ve 1861 yılları arasında cami pek çok tadilat görmüş ve bu günkü haline kavuşmuş.

Caminin inşaatı bittikten sonra ilk namazı Somuncu Baba kıldırmıştır. Ulu Caminin ilk imamı ise Süleyman Çelebi’dir. Kimi din alimlerince Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, Emeviye Cami’nden sonra İslam’ın en yüksek mertebeli 5. camisi olarak kabul ediliyor.

Bursa Ulu Cami Özellikleri

Dikdörtgen planlı bir yapıya sahip olan Ulu Cami, 2215 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Toplam iç alanı 3.165,5 m2 olmasıyla namaz kılma alanı bakımından Türk tarihinde yapılan en büyük camidir. Her biri dörder kubbeli 5 bölümden oluşuyor.  On iki ayak üzerine yirmi kubbe ile üzeri örtülmüş olan caminin ortasındaki kubbenin üstü açık olarak inşa edilmiş. Şimdilerde ise üzeri cam tavanla kapatılmış durumda. Duvarları ise düzgün kesme taş ile örülmüş.

Bursa Ulu Cami’de bulunan şadırvan

Ortadaki kubbenin altında havuzlu, 18 köşeli bir şadırvan bulunuyor. Bu şadırvanın yapılma sebebi bazı rivayetlerde şöyle anlatılıyor. Caminin yapımı için belirlenen arsanın sahibi yaşlı kadın arsasını vermek istemez. Zorla ikna edilerek başka bir yerde ev verilir. Gönül rızasız alınan yerde namaz kılınamayacağı düşünülerek üstü açık bir şekilde namaz kılınan alanların dışında bırakılmış. Arsa sahibi kadının vefatının ardından bu alan camiye dahil edilir ve üzerine şadırvan yapmaya karar verilir.

Bursa Ulu Cami’de bulunan hat sanatları

Caminin 2 minaresi bulunuyor.  Batıdaki minare Yıldırım Bayezid, doğudaki minare ise Çelebi Sultan Mehmed zamanında yaptırılmış. Aynı zamanda 3 ana kapısı bulunan caminin duvarlarını süsleyen birbirinden önemli eserler yer alıyor. 13 ayrı yazı karakteri ile 41 ayrı hattat tarafından duvara yazılmış 87, levha halinde 105 olmak üzere toplamda 192 yazı bulunuyor. İçerisinde bulunan hat levhalarının çokluğundan dolayı dünyanın en büyük hat sanatları müzesi olarak kabul ediliyor.

Saatler, şamdanlar ve Kur’an-ı Kerimler bu muhteşem caminin ihtişamına ihtişam katan eserlerden.

Ulu Cami’deki Kabe Örtüsü

Bursa Ulu Camide bulunan Kabe Kapısı Örtüsü

Hutbenin sağ tarafında asılı olan siyah örtü Kabe Kapısının örtüsüdür. Yavuz Sultan Selim, Mısır Seferi’nden döndükten sonra Mekke’de onarıma girişmiş. İstanbul’dan gönderilen yeni örtüyle Kabe’nin eski örtüsünü değiştirmiş ve örtüyü kendi elleri ile Bursa’daki Ulu camiye getirip asmış. Üzerinde ayetler yazılı olan saf altın iplikten işlenmiş örtü caminin hatalı restorasyon çalışmaları sonucunda rutubet almış ve bunun sonucunda üzerindeki işlemeler dökülmüş. Yalnız parlak ışık altında ayetler okunabiliyor.

Ulu Cami Duvarlarındaki Vav Harfi

Bursa Ulu Cami duvarlarını süsleyen vav harfleri

Bazen insanın secdedeki haline bazen ise anne karnındaki bir cenine benzeyen vav harfi Allah’ın Vahid ismini simgeler. Ulu caminin duvarlarında sıklıkla yazılmış olan Vav harflerine rastlarsınız. Oldukça ilgi gören bu Vav harflerinin önünde namaz kılmak için gelen pek çok ziyaretçi bulunuyor. Bu harfin ve önünde namaz kılmanın önemi bazı rivayetlere göre şöyle anlatılıyor.

Somuncu Baba, Ulu cami inşaatı sırasında çalışan işçilere kendi yaptığı ekmekleri getirip hayrına dağıtırmış. Yine böyle bir gün Hızır Aleyhisselamı görür ve ”Seni tanıdım sen Hızır Aleyhisselamsın buradaki insanlara senin kim olduğunu söylerim yalnız 5 vakit namazlarından birinde camiye gelip kılarsan seni ifşa etmem ve serbest bırakırım” der. Bunun üzerine Hızır Aleyhisselam bu durumu kabul eder yalnız ”Hangi vakit geleceğim bana kalsın der”.

Rivayete göre Hızır Aleyhisselamın hangi vakit geldiği bilinmemekle beraber 5 vakitten birinde Ulu Camiye gelip namaz kıldığına inanılır.

Mevlid-i Şerif – Süleyman Çelebi

1409 yılı Ramazan ayında kürsüye çıkan vaiz efendi, konuşması sırasında “Rasuller arasında fark yoktur…” (Bakara 285) ayetinin tefsirini yaptığı esnada orada bulunan cemaatten biri bu duruma karşı çıkar ve “Risalet yönüyle aralarında fark olmasa bile benim peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.), fazilet açısından hepsinden üstündür.” der. Tartışmaya şahit olan Ulu caminin ilk imamı Süleyman Çelebi, Peygamber Efendimizin (s.a.v) faziletlerini anlatan Mevlid-i Şerif isimli kitabını yazmaya karar verir ve bu tartışma kitabın çıkmasına vesile olur. 1000 beyitten oluşan kitap Türkçe yazılmıştır.

Mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne aittir.

Bursa Ulu Cami’ye Nasıl Gidilir? Yol Tarifi

YOL TARİFİ

Kayak merkezleri ile de oldukça meşhur olan Bursa hakkında yazmış olduğum Uludağ Kayak Merkezleri yazımın dikkatinizi çekeceğini umuyorum.

Panorama 1453 Tarih Müzesi | Nerede? Nasıl Gidilir? 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Panorama 1453 Tarih Müzesi, tarihin en önemli olaylarından biri olan İstanbul’un fethinin en güzel şekilde anlatıldığı bir müze. Bir çağın kapanıp yeni bir çağın açılmasına sebep olan Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’u feth edişi bu müzede detaylı bir şekilde anlatılmaya çalışılmış. Tarihe ışık tutan Panorama 1453 Tarih Müzesini gelin hep beraber gezelim.

Panorama 1453 Tarih Müzesi

Panorama 1453 Tarih Müzesi

Dünyanın ilk panoramik müzesi unvanına sahip olan müze, İstanbul‘da gezilip görülmesi gereken en önemli yerler arasında geliyor. Buram buram tarih kokusunu damarlarınızda hissettiğiniz müzeye geçmişimizi öğrenebilmeleri için özellikle çocuklarınızı da getirmenizi öneririm. Emin olun hem keyifli vakit geçirecekler hem de geçmiş tarihimize ait önemli bilgiler onlarında dikkatini çekecek. Gelelim harika görselliğe sahip olan Panorama 1453 Tarih Müzesi ile ilgili edindiğim bilgilere.

Müze içerisinde bulunan resimler

Panorama 1453 Tarih Müzesi Hakkında Bilgi

Müze, fethin rüyasının görüldüğü alanda kurulan Topkapı Kültür Parkı sınırları içerisinde yer alıyor. 2005 yılında yapım çalışmalarına başlanılan müze için 5 milyon dolar harcanılarak 2008 yılında tamamlanmış. Müzenin panoramik resim çalışmalarına ressam ve çizgi film yönetmeni Haşim Vatandaş ile birlikte 8 sanatçının ortak çalışmaları ile hayat verilmiş.

Müzede yer alan tarihi toplar

Müzeye ilk girişte büyük bir strateji ve en önemlisi kalbindeki iman gücü ile İstanbul’u feth eden büyük komutan Fatih Sultan Mehmet’in silüeti karşılıyor. Duvarlarda ise fethi anlatan bilgiler ve haritalar bulunuyor. Müzenin en önemli kısmı olan panoramik resimlerin olduğu alana inilen merdivenlerin duvarlarında Rumeli ve Anadolu Hisarlarına ait kabartmaların yanı sıra gemilerin karadan çekilme anlarını anlatan kabartmalar da bulunuyor.

İstanbul’un Fethinden bir sahne

Merdivenleri ilerleyip müze’nin kalbi diyebileceğimiz asıl önemli olan alana geliyoruz. Burası 38 metre çaplı bir yarım kürenin üzerine kurulmuş ve toplam 2350 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Üzerinde 10.000 figürün bulunduğu resim harika bir görselliğe sahip. Resmin gerçekliğini ve boyutlarını kavramayı sağlayacak referanslar, başlangıç ve bitiş gibi dayanak noktaları bulunmuyor. Resmin bittiği yer olmadığı için resmin gerçek boyutunu kavrayamıyorsunuz. Kapalı bir alanda olmanıza rağmen 3 boyutlu resim sayesinde kendinizi adeta açık havada gibi hissediyorsunuz. Resmin etkisi platformun etrafında bulunan maketler ve ses efektleri ile daha da artırılmış. Gökyüzünün de resme dahil edilmesi ortaya harika bir görsel şölen çıkmış.

Panorama 1453 Tarih Müzesi Nerede?

Panorama 1453 Tarih Müzesi’ne Nasıl Gidilir?

Metrobüsle;

Metrobüsle Topkapı Durağına kadar gelmeniz gerekiyor. Durakta indikten sonra tarihi surlar yönüne doğru üst geçidi geçerek Topkapı Kültür Parkı’na gelin. Parkın içinden 5 dakikalık kısa bir yürüyüşle müzeye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

Tramvay ile;

Tarihi Kabataş – Bağcılar tramvay hattını kullanarak Topkapı durağında inin. Buradan da Topkapı Kültür Parkı içerisinde yürüyerek müzeye ulaşabilirsiniz.

YOL TARİFİ

Panorama 1453 Tarih Müzesi Giriş Ücreti 2023

Yerli Ziyaretçi30,00 TL
Yabancı Ziyaretçi80,00 TL
Öğrenci, Öğretmen ve Askeri Personel20,00 TL

Giriş ücreti nakit ve Türk Lirası olarak alınıyor. Müze Kart geçerli değil.

Panorama 1453 Tarih Müzesi

Panorama 1453 Tarih Müzesi Ziyaret Saatleri 2023

Müze, her gün 08:00 – 19:00 saatleri arası ziyarete açık. Size tavsiyem bu güzel müzeyi rahatça gezebilmek için kapanış saatine yakın bir saatte gitmemeniz. Tahmini olarak 1 saat müzeyi gezmeniz için yeterli olacağından daha rahat bir vakitte gitmenizi öneririm.

Panorama 1453 Tarih Müzesi Adres ve İletişim Bilgileri

Adres: Merkez Efendi Mahallesi, Topkapı Kültür Park İçi Yolu, 34015 Zeytinburnu/İstanbul, Turkey

İletişim: +902124151453

E-posta: info@panoramikmuze.com

Sakıp Sabancı Müzesi | Nerede? 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Sakıp Sabancı Müzesi hakkında Sakıp Sabancı Müzesi nerede, nasıl gidilir, giriş ücreti, ziyaret saati, dünyaca ünlü sanatçılar ve sergiledikleri eserler ile ilgili tüm detaylı bilgilere yazımın içeriğinde ulaşabilirsiniz.

Sakıp Sabancı Müzesi Hakkında Bilgiler

İstanbul‘da Boğaziçi’nin en eski yerleşimlerinden biri olan Emirgan‘da yer alan Sakıp Sabancı Müzesinin yer aldığı binanın ilk sahibi Mısır Hidiv ailesidir. Müzenin ana binası olan köşkü bu aileye mensup Prens Mehmed Ali Hasan, İtalyan mimar Edoardo De Nari’ye yaptırmış.

Köşk 1951 yılında Adanalı sanayici Hacı Ömer Sabancı tarafından satın alındı. Oldukça gösterişli olan köşkün önüne Fransız heykeltıraş Louis Doumas’a yaptırılan at heykeli de yerleştirilince ihtişamına ihtişam katıldı. Bu at heykelinden dolayı insanlar arasında ”Atlı Köşk” diye anılmaya başlandı. Bahçesinin ana kapı girişinde 2. bir at heykeli bulunuyor. 1204’te Haçlı kuvvetleri tarafından Sultanahmet’ten alınarak Venedik’te San Marco Kilisesi’nin önüne yerleştirilen dört bronz attan birisinin dökümüdür.

Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesinde yer alan at heykelleri

Hacı Ömer Sabancı 1966 yılında vefat edince kardeşi Sakıp Sabancı köşkte ikamet etmeye başladı. Sakıp Sabancı’nın oluşturduğu hat, el yazması Kuran-ı Kerim, güzel yazı, ve kitap koleksiyonu her geçen gün çoğaldı ve köşk birbirinden özel eserlere ev sahipliği yapmaya başladı. Hatta yurt dışındaki bazı müzeler eserlerden bazılarını müzelerinde sergilemeye başladılar.

Gösterilen ilgi ve gün geçtikçe çoğalan önemli eserlerden dolayı Sabancı ailesi 1998 yılında köşkü müzeye dönüştürülmesi için içerinde bulunan tüm eserler ve eşyalar ile birlikte Sabancı Üniversitesine tahsis etti.

Sabancı ailesinin yaşadığı odalar

Müze, Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açıldı. 2005 yılında yapılan bazı çalışmalarla sergileme alanları genişletildi ve teknik düzeyde uluslararası standartlara uygun hale getirildi. Müzenin giriş katında bulunan 18. ve 19. yy ait dekoratif eserlerle dolu kırmızı oda, mavi oda ve yemek odası Sabancı ailesinin oturduğu şekilde aslı korunarak sergileniyor. Kırmızı oda da önemli devlet adamlarının ve devlet büyüklerinin ağırlandığı bir bölümdür.

Sakıp Sabancı Müzesi Eserleri

Sakıp Sabancı Müzesi’nde bulunan önemli eserler

 Sakıp Sabancı Müzesi’nde Kitap Sanatları ve Hat KoleksiyonuResim KoleksiyonuMobilya ve Dekoratif Eserler KoleksiyonuAbidin Dino ArşiviEmirgan Arşivi ve At Heykelleri bölümünde önemli eserler sergileniyor.

Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu Bölümü

Kitap Sanatları ve Hat Koleksiyonu bölümünde Kuran nüshaları, murakka, levha ve hilyeler, ünlü hattatlara ait güzel yazı örnekleri, el yazma kitaplar ve Sultan II. Mahmud’un yazmış olduğu bir levha yer almaktadır.

Resim Koleksiyonu bölümünde yer alan eserler

Resim Koleksiyonu bölümünde erken dönem Türk resminin seçkin örnekleri ile Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde İstanbul’da çalışmış yabancı sanatçıların eserlerinden oluşuyor. Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmed Paşa, Fikret Muallâ, Konstantin Kapıdağlı, Rafayel Manas, Fausto Zonaro ve Ivan Ayvazovski gibi birçok sanatçının eserlerine yer verilmiş.

Çağdaş sanat alanının en etkin figürlerinden Ai Weiwei’in Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Ai Weiwei Porselene Dair” başlıklı sergisi ise oldukça ilgi gören sergiler arasında yer alıyor.

Ai Weiwei denin eser sayısı bakımından dünyada şimdiye kadar gerçekleştirilen en kapsamlı sergisidir.

“Ai Weiwei Porselene Dair” isimli sergi

Mobilya ve Dekoratif Eserler Koleksiyonu bölümünde, Sabancı ailesinin yaşadığı odalarda bulunan eşyalar sergileniyor. Napolyon armalı Sèvres vazolar, Bohemya avizeler ve onları tamamlayan pek çok aksesuar bulunmaktadır.

Abidin Dino Arşivi bölümünde, sanatçıya ait çizimler, taslak metinler, heykelleri için yaptığı çizimler ile eşi Güzin Dino ve arkadaşlarıyla yaptığı yazışmalara yer verilmiş.

Emirgan Arşivi bölümünde ise Sakıp Sabancı Müzesinin bulunduğu yer olan Emirgan ve çevresinin 1900 lü yılların başından itibaren resimleri bulunuyor. İnsanların günlük yaşamlarını, vapuru, sahili, ahşap konakları gösteren pek çok fotoğraf bulunuyor.

Atlı Köşkün bahçesinde Sabancı aile bireylerinin heykelleri yer alıyor.

Sakıp Sabancı Müzesi Nerede?

Sakıp Sabancı Müzesi Ziyaret Saatleri 2023

  • Salı, Çarsamba, Perşembe, Cuma, Pazar günleri 10:00 – 18:00 arası ziyarete açık.
  • Salı günleri 10:00 – 18:00 arası ücretsiz.
  • Pazartesi günleri kapalı
  • Cumartesi günleri 10:00 – 20:00 arası ziyaret edilebilir.
  • Ramazan ve Kurban Bayramlarının ilk günü ve 1 Ocak’ta kapalı.

Müzeye gitmeden önce rezervasyon yaptırmanızı öneririm. Çünkü rezervasyon yaptıran ziyaretçilere sergi girişlerinde öncelik tanınıyor. Girişte fotoğraflı kimliğinizle birlikte, aşı kartınızı, aşı olunmadıysa en geç 48 saat önce yapılmış negatif sonucu olan PCR testinizi, yada Covid-19 geçirdiyseniz ilgili belgeleri vermeniz gerekiyor.

Sakıp Sabancı Müzesi Giriş Ücreti 2023

Tam Bilet– Tek Girişli: 60 TL

İndirimli Bilet – Tek Girişli: 40 TL (60 yaş üzeri ziyaretçiler)

Öğrenci Bileti* – Tek girişli: 30 TL

Çok Girişli Öğrenci Bileti – 1 Yıl boyunca geçerlidir: 40 TL

Çok Girişli Yetişkin Bileti – 1 Yıl boyunca geçerlidir: 75 TL

14 yaş altı çocuklar ve engellilere müze girişi ücretsiz. Bilet fiyatları ve ziyaret saatleri değişebileceğinden resmi web sitesi sakipsabancimuzesi.org adresinden detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Sakıp Sabancı Müzesi’ne Nasıl Gidilir?

Kara Ulaşımı

Müzeye en yakın otobüs durağı olan Emirgan-Çınaraltından sürekli olarak otobüs geçmektedir. Düzenli olarak geçen otobüs hatları şunlardır;

22RE Kabataş – Reşitpaşa
25E    Kabataş – Sariyer
22      Kabataş – İstinye Dereiçi
40      Taksim  – Sariyer
40T    Taksim  – İstinye Dereiçi
42T    Taksim – Bahçeköy
EL1    Emirgân – 4. Levent Metro Ring (Maslak yolundan) 
EL2    Emirgân – 4. Levent Metro Ring (Baltalimanı yolundan)
59RH Rumeli Hisarüstü – İstinye/Hacıosman Metro

Deniz Yolu İle Ulaşım

 Milli Saraylar uğramalı boğaz turu düzenleyen Dentur Avrasya ile müzeye ulaşabilirsiniz. Tek biletle Kabataş – Beşiktaş – Emirgan – Küçüksu – Beylerbeyi’ni gezebilirsiniz. Ayrıca SSM ziyaretçileri Dentur biletiyle 25 TL’lik grup indirimli girişten faydalanabiliyorlar. Emirgandan Dentur’un Milli Saraylar Uğramalı Boğaz Turuna katılısanız %50 indirim sizi bekliyor.

YOL TARİFİ

Sakıp Sabancı Müzesi İletişim Bilgileri & Adres

Adres: Sakıp Sabancı Müzesi Sakıp Sabancı Caddesi, 42 Emirgan 34467 İstanbul

Tel: +90 212 277 22 00

Faks: +90 212 229 49 14

e-posta:  ssminfo@sabanciuniv.edu

Tarihin en önemli olaylarından biri olan İstanbul’un fethinin en güzel şekilde anlatıldığı bir müze olan Panorama 1453 Tarih Müzesi ve Türk ve dünya tarihinin en önemli ve harika yapılarını minyatür halleriyle bir arada görebileceğiniz Miniatürk hakkındaki yazılarıma göz atmanızı tavsiye ederim.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler | En Popüler Yerler Listesi 2023

Üsküdar’da Gezilecek Yerler, Evliya Çelebi tarafından Eski Dar olarak adlandırılan tarihteki bir diğer ismi de Scutari olarak ta bilinen Üsküdar tarihte birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış. Tarih kokan camileri, kiliseleri, hanları, hamamları, sarayları, çeşmeleri, anıt mezarları ve en önemlisi dünyanın en önemli yapıtlarından biri olan Kız Kulesi yapıtı ile İstanbul’un en güzide ilçesidir.  İstanbul‘u gezmeyi düşünenler için en iyi alternatif şüphesiz ki Üsküdar İlçesidir. Üsküdar adeta tarih kokan yapısı ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor.

İstanbul boğazına kıyısı olan Üsküdar Anadolu Yakasında bulunuyor. Doğusunda Ümraniye batısında Kadıköy kuzeyinde Beykoz ve kuzeydoğusunda Ataşehir ilçelerine komşudur. Avrupa yakasındaki komşu ilçesi ise Beşiktaş’tır. Hem tarihi hem de modern yapıları ile Türkiye‘de gezicilerin en uğrak yeri olan Üsküdar büyüleyici güzelliği ile herkesi kendine hayran bırakan bir mekân olarak biliniyor. Hal böyle olunca akıllara gelen ilk soruda Üsküdar’da Gezilecek Yerler sorusudur. Bende de sizler için Üsküdar’da Gezilecek Yerler listesini hazırladım. Şimdiden Keyifli Okumalar!

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Kız Kulesi

Üsküdar’da Gezilecek Yerler Kız Kulesi

Üsküdar’da Gezilecek Yerler listesinin ilk sırasını muhteşem bir yapıt alıyor. Üsküdar kelimesini duyunca şüphesiz hepimizin aklına gelen Kız Kulesidir. Kız Kulesi Üsküdar sahilinde yer alınan mükemmel bir mimariye sahip olan bir yapıt olmakla birlikte ziyaretçilere adeta bir görsel şölen yaşatıyor. Üsküdar’ın simgesi olan Kız Kulesi sahile sadece 180 m uzaklıkta olup bir kara parçasının üzerine inşa edilmiş bir şaheserdir.

Kız Kulesinin tarihi hakkında çeşitli söylentiler yer almaktadır. Kız Kulesi ile ilgili en kuvvetli iki rivayetten ilki Kız Kulesinin altında bulunan kayalığın MÖ. 5. yy ‘da Atinalı bir komutan tarafından kendini korumak için deniz üzerine yerleştirdiği kayanın üzerine daha sonrasında inşa ettiği kule ile o dönemde karantina hastanesi olarak kullanmak amacıyla inşa ettiği rivayeti vardır. Bir diğer kuvvetli rivayet ise doğu roma imparatorunun gördüğü bir rüyada kızının yılan sokması sonucu öldüğünü görüp bunu engellemek amacıyla Kız Kulesini inşa etmiştir.

Kız Kulesi 2000’li yıllarda yapılan restorasyonla kafeteryaya dönüştürülmüştür. Yapısı ile herkeste bir hayranlık uyandıran Kız Kulesi özellikle Kadıköy- Beşiktaş ve Üsküdar Eminönü vapur hatları ile boğazdan geçen turların yakından geçtiği ve önünden geçerken adeta huzur kokan güzelliğiyle kişiyi mest etmektedir.

Gündüz manzarasının ayrı güzelliği ve gece manzarasının daha da farklı bir havası ile sizleri karşılayan Kız Kulesinin içine girebilir kahvaltınızı ve çay keyfinizi İstanbul manzaralı ve denizin ortasında mükemmel bir ortamda yapabilirsiniz. Dilerseniz Kız Kulesinin tam karşısında yer alan cafelerde açık alanlarda Kız Kulesinin eşsiz sakinleştirici ve ruhunuzu dinlendiren manzarası eşliğinde sevdikleriniz ile birlikte çayınızı yudumlayabilirsiniz.

Kız Kulesine girişler hemen kıyıda bulunan motorlar ile yapılmaktadır. Burada alınan biletler ile girilen Kız Kulesine hafta içi ve hafta sonu sabah 09:00 ile 19:00 saatleri arasında ziyaretçi kabul etmektedir.

Kız Kulesi altında yıllar sonra ortaya pek çok gizli geçit ve tüneller bulunmuş. KIZ KULESİ ALTINDAKİ GİZEMLİ GEÇİT – TARİHİ SIR makalemde tüm detayları en ince ayrıntısına kadar öğrenmek için linki tıklayın.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Mihrimah Sultan Camii

Mihrimah Sultan Camii

Mimar Sinan’ın eşsiz eserlerinden biri olan Mihrimah Sultan Camii Üsküdar iskelesinin hemen yanına yer almaktadır. 1546- 1548 yılları arasında yapılan Mihrimah Sultan Camii Kanuni Sultan Süleyman tarafından kızı Mihrimah Sultan adına Mimar Sinan’a yaptırtmıştır. Mihrimah Sultan Cami’nin yapılış rivayetinin en kuvvetlisi Mimar Sinan’ın Mihrimah Sultana âşık olduğu, Kanuni Sultan Süleyman’dan Mihrimah Sultan ile evlenmek için izin istediği fakat bu aşkına ve sevdasına rağmen Mihrimah Sultan ile evlenemediğidir. Bu camii ile beraber İstanbul Edirnekapı’da Mihrimah Sultan ismi ile bir başka cami bile yaptırdığı rivayeti çok kuvvetlidir.

Mihrimah kelime anlamı ile güneş ve ayı temsil etmektedir. 21 Mart tarihinde Üsküdar ve Edirnekapı’da bulunan Mihrimah Sultan Cami’nin birinde güneş batar iken diğer Mihrimah Sultan Caminde de ay doğmakta olduğu rivayeti vardır.

Mihrimah Sultan Cami’nin genel yapısı hakkında genel bilgi verecek olursak caminin avlusu yaklaşık 10 metre çapında olmakla beraber tek şerefe ve iki minaresi bulunmaktadır. Mihrimah Sultan Caminin içerisinde cami, medrese, mektep, han, imaret ve türbe bölümleri yer almaktadır. Cami içerisinde Mihrimah Sultanın oğullarına at olan 2 adet türbede bulunmaktadır.

Avlusu ve içi ayrı bir huzur veren Mimar Sinan’ın eşsiz bir eseri olan Mihrimah Sultan Camini ziyaret etmek isteyen ziyaretçiler için adeta bir manevi hava taşıyan bu eser gerek ulaşım gerekse de konum açısından çok rahat erişilebilecek bir yerdedir. Üsküdar iskelesinin ve Kız Kulesinin hemen yakınında bulunan Mihrimah Sultan Cami manevi huzur bulmak ve Üsküdar’ın keşfedilmiş güzelliklerini görebilmek için ideal bir huzur ve maneviyat alanı olarak görülmektedir.

Çamlıca Tepesi

Üsküdar’da Gezilecek Yerler Çamlıca Tepesi

Üsküdar’da Gezilecek Yerler listesinde bu kez Çamlıca Tepesi yer alıyor. İstanbul’u kuş bakışı izlemek isteyenler için Üsküdar’da bulunan Çamlıca Tepesi en muhteşem yerdir. Çamlıca Tepesi Üsküdar’ın simgelerinden biridir. Çamlıca Tepesine çıktığınızda tarifi imkânsız hisler sizleri bekleyecektir. Zira burada göreceğiniz İstanbul manzarası ile İstanbul’a tekrar âşık olmaktan kendinizi alamayacaksınız. Üsküdar ile özdeşlesen bir mekân olan Çamlıca Tepesine ulaşım Üsküdar İskelesinin karşısında bulunan 9 – 11 ve 14 numaralı otobüsler ile yapılıyor.

Hem Avrupa yakası hem de Anadolu yakasını gören manzarası ile ziyaretçilerini karşılayan Çamlıca Tepesi gelen misafirlere adeta görsel şölen sunmaktadır. Boğaz, gökyüzü ve yeşil İstanbul manzarası ile içinize adeta huzur veren Çamlıca Tepesi aileniz ve sevdikleriniz ile İstanbul’u doyasıya izleyeceğiniz bir mekân olarak sizleri mest edecektir. Girişin ücretsiz olduğu Çamlıca Tepesinde bulunan cafe restoran ve marketlerden alışveriş yapabilirsiniz. Aynı zamanda tepe üzerinde bulunan çardaklarda satılan simit – sandviç – köfte gibi aperatif yiyecekleri de hem uygun fiyata hem de lezzetli şekilde alıp sevdikleriniz ile beraber İstanbul manzarası eşliğinde yiyebilirsiniz.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Beylerbeyi Sarayı

Beylerbeyi Sarayı Boğaz Manzarasıyla Büyülüyor.

 İster Avrupa yakasından isterseniz Anadolu yakası kıyılarından bakarken herkesin gözünü alan kusursuz ve muhteşem bir mimariye sahip olan Beylerbeyi Sarayı adeta boğazın mavilikleriyle bütünleşmiş halde göz alıcı güzelliğe sahip Üsküdar’ın bir başka muhteşem yapısı olarak kayıtlara geçmektedir. 1863 – 1865 yılları arasında dönemin padişahı Sultan Abdülaziz’in emri ile yine dönemin en ünlü mimarı Sarkis Balyan tarafından inşa edilen Beylerbeyi Sarayı Sultan 4. Muradın doğduğu ev olarak bilinmektedir. Dışarıdan kusursuz bir güzelliğe sahip olan Beylerbeyi Sarayı Sultan Abdülaziz’in de emri ile sarayın her yeri denizi andıracak biçimde tasarlanmıştır.

 Beylerbeyi Sarayı’nın zemin katında bulunan bir havuz muhakkak ilginizi çekecektir. Zira bunun nedeni bu havuzun suyu tamamen deniz içerisinden çekilen sular ile doldurulması ile oluşmasıdır. Sarayın içerisinde bulunan mavi sütunlar mavi tavanlar ve zemin katta bulunan havuzun mavi deniz suları çekilerek doldurulması Sultan Abdülaziz’in denize olan sevgisini adeta Beylerbeyi Sarayına yansıtmasını sağlamıştır.

Saray kompleksi içerisinde ziyaretçilerin ilgisini çekecek 2. Mahmut tarafından yaptırılan köşkler de bulunmaktadır. Bu göz alıcı köşkler Mermer köşk, Sarı köşk ve Ahır köşkleridir. Her tarafı mermerden yapıldığı için mermer köşk adını alan deniz resimleri ile ana binayı oluşturan sarı köşke ve at figürlerinin olduğu ahır köşklerde siz ziyaretçilerin Beylerbeyi Sarayına hayranlıkla bakmanızı sağlayacaktır.

Beylerbeyi Sarayı’nın ziyaret saati ile ilgili bilgi vermek gerekirse saray pazartesi ve perşembe günleri ziyaretçilerine kapalıdır. Ziyaret saatleri 09:30 – 17:00 saatleri arasında yapılmaktadır. Ziyarete gelen ziyaretçilerin unutmaması en önemli unsur sarayın iç kısımlarında kesinlikle fotoğraf çekiminin yasak olması. Bundan dolayı çekim yapan ziyaretçiler saray görevlileri tarafından uyarılmaktadır. Ziyaret ilgili başka bir önemli konu ise Beylerbeyi Sarayı’nın Milli Saraylar İdaresine bağlı olmasından dolayı maalesef müze kart girişlerde geçerli değildir.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı

Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı

Üsküdar’da gezilecek en güzel yerleri belirlerken Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrına değinmemek elbette çok büyük eksiklik olacaktı. Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı ismini ilk defa duyacakların çok şaşıracağı bir yer olan bu Kasrı hepimizin yıllarca bıkmadan usanmadan izlediği Hababam Sınıfının çekildiği Özel Çamlıca Lisesi olduğunu belirtelim. Evet Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı Ertem Eğilmez ve Rıfat Ilgaz gibi büyük ustaların yönettiği ve Münir Özkul, Kemal Sunal, Halit Akçatepe ve Tarık Akan gibi usta oyuncuların oynadığı filmin çekildiği alandır.

Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı’nın bahçesine attığınız ilk adımla adeta duygu patlaması yaşayacağınız bir mekâna geldiğinizi hissedeceksiniz. Mahmut Hoca’nın ön bahçede top oynamayı yasakladığı alan, okulun içerisinde merdivenleri gördüğünüzde sanki Hababam Sınıfı oyuncularının sizleri merdivende oturup karşıladığı 10 A edebiyat sınıfına girdiğinizde Düdük Necmi’nin in içine girdiği soba ve sobanın hemen başında bulunan Mahmut Hoca masalar üzerinde duran oyuncu resimleri ve İnek Şabanın oturduğu masada Kemal Sunalın heykeli eminim sizleri de duygulandıracaktır. Arka bahçede buluna uzun merdivenden de Hayta İsmail’in vedasını ve yaramaz olan Hababam sınıfına verdiği öğütleri bir kez daha orada duyup hissedeceksiniz.

Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı bahçesinde dikkatinizi çeken başka bir durum ise buraya dış çekim için gelen gelin damatların fotoğraf çekimleridir. Dış çekim için harika bir mekân olan Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı ölümsüz anılarınıza renk katacaktır.

Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesi

Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesi

 Selimiye Kışlasının bulunduğu yerde daha önceleri Kanuni Sultan Süleyman tarafından yapılan bir saray bulunmaktaydı. Fakat burada yer alan saray kullanılmamaya başlanması nedeniyle 3. Selim tarafından bu alana bir kışla inşa edilmesi ile burası artık 3. Selim Kışlası yani bir diğer ismi ile Selimiye Kışlası olarak anılmaya başlandı. Üsküdar sahiline, Kız Kulesine ve Harem otogarına çok yakın olan Selimiye kışlası Üsküdar’ı gezecek olanlar için farklı bir mekân görmelerini sağlayacaktır.

Kışlanın 4 kösesinde bulunan 7 katlı kuleler Sultan Abdülmecit döneminde Selimiye Kışlasına eklenmiştir.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Florence Nightingale Müzesi

Florence Nightingale Müzesi

Selimiye Kışlasının içerisinde bulunan Florence Nightingale Müzesinin hikayesi ise çok anlamlıdır. Osmanlı Rus savaşı sırasında Osmanlı -İngiliz iş birliği olmasından dolayı Selimiye Kışlası İngiliz askerlerine tahsis edilmişti. Kırımdan yaralı olarak getirilen askerlerin tedavisi ise burada yapılmaktaydı. Osmanlı – Rus savaşının en önemli isimlerinden biri de Florence Nightingale adlı hemşiredir. Florence Nightingale kışla içerisinde yaralı askerlere yaptığı müdahaleler ile ünlenip ülkesi İngiltere’ye gittiğinde ülkesinde ilk hemşirelik okulunu açıp tıp alanında kitaplar yazmaya başlamış.

Hem Osmanlıda hem de İngiliz devletinde birçok nişane alan Florence Nightingale anısına Selimiye kışlası içerisinde bir alana Florence Nightingale Müzesi yapılması kararlaştırılır. Selimiye Kışlası içerisinde bulunan güneydoğu kulesi Selimiye Askeri Ocakları Müzesi olarak hizmet vermeye başlamış. Kuzeybatı kulesi ise Florence Nightingale Müzesi olarak ziyarete açılmış.

1954 yılında müze haline getirilen güneydoğu kulesinde Sultan Abdülmecid’in Florence Nightingale hediye ettiği bilezik, Florence Nightingalenin eşyaları, fotoğrafları ve en önemlisi de ismini de çağrıştırdığı lambası müzede sergilenmektedir. Zira yaralı Osmanlı askerleri Florence Nightingale Lambalı Kadın adını vermişlerdi.

Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesi günümüzde her ne kadar 1. Ordu komutanlığı merkezi olarak kullanılsa da müze bölümüyle de ziyaretçilerini kabul ediyor. Selimiye Kışlasını gezen ziyaretçiler için hem kışlayı hem de müzeyi gezme şansı vardır. Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesi ziyaret saatleri ise 10:00 – 17:00 saatleri arasında ücretsiz ziyaret edilmektedir. Fakat unutulmaması gereken en önemli husus ise Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesini ziyaret etmek isteyen ziyaretçilerin en az 2 gün öncesinden randevu alması gerekmektedir.

Rezervasyon için: 0 216 343 73 10

Üsküdar’dan kalkan 12 numaralı otobüsler ile Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesine ulaşabilirsiniz.

Üsküdar’da Gezilecek Yerler

Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi

Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi

Üsküdar’da gezip te Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesini gezmeden gezinizi bitirmek muhakkak pişmanlık duygusu yaratacak bir durumla karşı karşıya kalmanıza neden olacaktır. Çünkü Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi ülkemizin tek ve dünyada da sadece 18 uçurtma müzesinden biridir. 1986 yılında kurulan müze yaklaşık 3000’e yakın uçurtma ve uçurtma ile ilgili yayın malzemelerden oluşan koleksiyon ile mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer olarak özellikle dikkat çekmektedir. Hele birde yanınızda çocuğunuz var ise bu ziyaret en çokta onu mutlu edecektir.

 Hafta içi 09:00 ile 17:00 saatleri arasında ücretsiz olarak gelen ziyaretçilerini ağırlayan Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi aynı anda 200 öğrencinin kendi uçurtmasını kendinin yapabileceği uçurtma okulu ve müze içerisinde yer alan Gülen Okumuş Uçurtma Kütüphanesi ile özellikle gelen çocuk ziyaretçiler için güzel zaman geçirebilecekleri bir mekân olarak dikkat çekmektedir.

Gruplar halinde gelen ziyaretçiler içinde çok güzel bir uygulama olan 75 dakikalık ücretsiz programlar gerçekleştirilmektedir. Burada yaklaşık yarım saatlik süre içerisinde öğretmenler tarafından çocuklara uçurtmalara dokunarak uçurtma yapmak uçurmak gibi aktiviteler de yapılmaktadır. Bu aktiviteye katılan gruplardan sadece kendilerine verilen uçurtma ücreti alınmaktadır. Çocuğunuzun hayal dünyasını zenginleştirmek ve sizin içinde farklı bir deneyim yaşamak için; Üsküdar’da mutlaka ziyaret etmeniz gereken mekanlar listesinde ki Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz.    

III. Ahmet Çeşmesi

Üsküdar’da Gezilecek Yerler III. Ahmet Çeşmesi

Üsküdar İskele meydanında bulunan adeta tarih kokan III. Ahmet Çeşmesi gerek konumu gerekse de tarihi önemi bakımından Üsküdar’ı gezecek ziyaretçilerin mutlaka uğrak yeri olması gereken bir mekan. 1729 yılında yapılan III. Ahmet Çeşmesi III. Ahmet’in annesi için yaptırdığı ve halen günümüzde kullanılan bir çeşme olması nedeniyle önemli tarihi bir yapıt özelliği taşıyor.

Baş mimarı Mehmet Ağa olan III. Ahmet Çeşmesi Türk Rokoko tarzında yapılmış. 5 kubbeye sahip çeşmenin yapısında çiçek rölyefleri dikkat çeken unsurlardır. III. Ahmet Çeşmesinde fıskiye bulunmuyor. Bundan dolayı III. Ahmet Çeşmesi bir sebil çeşme görevi görmüyor. Yapıda 4 kösede birer tane çeşme var. Bununla beraber çeşme üzerinde dönemin şairlerinden Seyit Vehbi Efendiye ait olan hat işlemeleri ile birlikte Sultan 3. Ahmet’e ait olduğu iddia edilen el yazıları da bulunuyor.

Şemsi Paşa Camii

Üsküdar’da Gezilecek Yerler Şemsi Paşa Camii

 Yapısı itibarı ile küçük bir cami olan Şemsi Paşa Camii hem mimari hem de görünüm olarak Üsküdar’ın en şirin ve güzel camilerinden biridir. Sahilde bulunan Şemsi Paşa Camii ulaşım olarak ta çok rahat gidilebilecek bir alanda inşa edilmiş.

1580 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan Şemsi Paşa Cami’nin içerisinde Şemsi Paşanın türbesi de bulunuyor. Şemsi Paşa türbesi caminin sol bitişiğinde denize bakan bölümde bulunmaktadır. Camii ve medrese arasında bulunan bir bölümde su boşaltma rögarı var. Bu eser çeşidi Mimar Sinan’ın bu türdeki tek eseri olma özelliğini de taşımaktadır. Camii içerisinde bulunan kütüphane ile gelen ziyaretçiler kütüphanede kitap okuyabilmektedir.

Evet sevgili gezginler; bu yazımda Üsküdar’da Gezilecek Yerler listesini hazırlayıp detaylı şekilde hazırlayıp sizlere sundum. Sizlere tavsiyem gezi listenizde bulunan yerleri gezmeden önce mutlaka gezilecek yerler hakkında ön bilgi alınız.  Gezinizi bu şekilde tamamlamanız gittiğiniz yerlerdeki mekanları daha iyi analiz edebilmenizi sağlayacaktır. . Üsküdar’da Gezilecek Yerler listemizi sıralayacak olursak;

  • Kız Kulesi
  • Çamlıca Tepesi
  • Beylerbeyi Sarayı
  • Validebağ Korusu ve Adile Sultan Kasrı
  • Selimiye Kışlası ve Florence Nightingale Müzesi
  • Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi
  • Ahmet Çeşmesi
  • Şemsi Paşa Camii

Kadıköy’de Gezilecek Yerler | En Meşhur Yerler Listesi 2023

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde Kalabalık caddeler, şehrin göbeğinden geçen nostalji tramvay, boğazın ortasında yoğun şekilde geçen gemi ve vapurlar, sizi büyüleyen moda sahili gibi birçok özelliğe sahip bir ilçe olan Kadıköy. Gerek yurtiçinden gerekse de yurtdışından gelenlerin mutlaka ziyaret etmek istediği o kalabalık caddelerde, rıhtımda, moda sahilde, Bağdat caddesinde ve birçok yerinde doyasıya gezdiği bir kent Kadıköy.

Kadıköy canlı ve renkli yaşamı ile siz ziyaretçileri bekliyor. İstanbul deyince aklınıza ilk gelen semt olan Kadıköy’de sizi cezbeden birçok mekân vardır. Bu mekanları sıralamadan önce kısaca Kadıköy hakkında bilgi verelim. İstanbul’un tarihinde Hristiyan dünyasında çok önemli toplantılara ev sahipliği yapan Kadıköy günümüzde deniz ulaşımının en yoğun yaşandığı, Anadolu ve Avrupa yakaları arasında vapur ulaşımının büyük bir kısmını üstlendiği bir semt olarak göze batmaktadır.

Kadıköy’e Nasıl Gidilir?

Kadıköy Avrupa yakasında Eminönü ve Karaköy ile komşu olmakla beraber buralara 15 dakika aralıklarla yaklaşık 10 dakikalık vapur yolculuğu ile meşhur nam-ı değer Kadıköy İskelesinden kalkan vapurlar ile ulaşım yapılmaktadır. Kadıköy’den Avrupa yakasıda bulunan Beşiktaş semtine de yaklaşık 15 dakikalık vapur yolculuğu ile ulaşabilirsiniz. Vapur yolculukları sadece Avrupa yakası ile sınırlı kalmamakla beraber Adalara yapılan vapur seferi ve İstanbul boğaz turu ile deniz ulaşımının ana hattını oluşturan Kadıköy sadece deniz ulaşımı ile değil metro, Marmaray ve İETT ulaşımı ile İstanbul’un her noktasına çok rahat ulaşabilirsiniz.

YOL TARİFİ

Böyle muhteşem bir semtin muhakkak birçok gezilecek yerinin olması da çok normaldir. İşte bende sizler için Kadıköy’de Gezilecek Yerleri derledim. Dikkatinizi çekeceğini umduğum Üsküdar’da gezilecek yerler yazıma da bir göz atmanızı tavsiye ederim.

Kadıköy’de Gezilecek Yerler

1. Rıhtım

Kadıköy’de Gezilecek Yerler

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizin ilk sırasında şüphesiz ki ilk sırasında bulunan Rıhtım Kadıköy ziyaretçilerini karşılamaktadır. Rıhtıma geldiğinizde içinize çekeceğiniz boğaz havası sizlere adeta bir huzur havası katacaktır. Rıhtıma attığınız ilk adımda karşınızda heybetini gizlemeyen bir bina göreceksiniz. Bu binayı genellikle eski Türk filmlerinden anımsayacaksınız. İstanbul’a atılan ilk adım hep o binadan olmuştur. Bu bina hepinizin de tahmin ettiği Haydarpaşa Tren Garıdır. Haydarpaşa Tren Garı çıkan bir yangın sonucu hasar görmüş ve uzun süren bir tadilat sürecine girmişti. Şimdilerde ise tadilat süreci bitti ve Haydarpaşa Tren Garı ziyarete açıldı. Merak etmeyin Haydar paşa Tren Garı ile ilgili tüm bilgileri 👇aşağıda paylaştım.

Rıhtıma geldiğinizde taze simit ve çay ile birlikte boğaza karşı gelen vapurlar, hemen karşınızda uçuşan martılar, sokak sanatçılarının yaptıkları canlı müzik eşliğinde simit ve çay keyfi yapabilirsiniz. Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde bulunan Rıhtıma ulaşımda çok rahattır. İETT otobüslerinin son durağı olan Rıhtım vapurlar içinde Beşiktaş, Eminönü, Karaköy ve adalar vapurlarının uğrak yeridir. Kadıköy ve Beşiktaş İskelesini de içinde bulunduran Rıhtımdan kalkan vapurlarla da 1,5 saat süren boğaz turu da yapabilirsiniz.

2. Haydarpaşa Tren Garı

Tarihi Haydarpaşa Tren Garı

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde bulunan bir diğer mekân ise Haydarpaşa Tren Garıdır. Haydarpaşa Tren Garı tarihi yapısı ile bir şaheser olmasının yanında birçok dizi film ve setlere de ev sahipliği yapmıştır. İstanbul’u bilen veya bilmeyen herkesin gördüğü yer muhakkak Haydarpaşa Tren Garıdır. Zira Kadıköy’ün simgelerinden biri olan Haydarpaşa Tren Garı eski Türk filmlerinde çok sık gösterilmiştir. Rıhtımda bulunan Haydarpaşa Tren Garının yapımına 1906 yılında başlanmış 1908 yılında tamamlanmıştır. Haydarpaşa Tren Garı Anadolu’yu İstanbul’a bağlayan demiryolunun da son durağıdır. III. Selim tarafından Selimiye kışlasının yapımında emeği geçen Haydar Paşa anısına buraya Haydarpaşa Tren Garı adı verilmiştir.

2010 yılında çıkan yangın sonucu kullanılamaz hale gelen Haydarpaşa Tren Garı büyük bir tadilat ile eski haline kavuşturuldu.

Kadıköy’de Gezilecek Yerler

3. Bahariye Caddesi

Bahariye Caddesi

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde bulunan bir diğer mekân ise Bahariye Caddesidir. Bahariye Caddesi Kadıköy çarşısının bitişinde başlamaktadır. Bahariye Caddesini dolaşmadan önce Kadıköy çarşısına girip orda bulunan balıkçılar, sahaflar, antikacılar ve restoranların içinden geçip Bahariye Caddesine ulaşabilirsiniz. Bahariye Caddesine doğru giderken bir sokak dikkatinizi çekecektir. Bu sokak Sanatçılar Sokağıdır. Sanatçılar sokağında ressamlar ve heykellerin ürettikleri eserleri bulabilirsiniz.

Bahariye Caddesi trafiğe kapalıdır. Cadde üzerinde oluşan kalabalık, sokak sanatçıları, alışveriş yapacağınız yemek yiyeceğiniz birçok mekânda bulabilirsiniz. Yine cadde üzerinde dikkatinizi çeken kilise, tarihi bina ve opera binası da bulabilirsiniz. Anadolu Yakasının İstiklal Caddesi olarak Bahariye Caddesi kabul edilir. Zira cadde üzerinde bulunan tarihi nostaljik tramvay uzun uzun devam eden cadde ve cadde üzerinde bulacağınız birçok mekân sizi adeta İstiklal caddesinde yürüyormuş hissi verecektir.

4. Süreyya Operası

Süreyya Operası

Süreyya Operası 3. Başlıkta yer verdiğimiz Bahariye Caddesi üzerinde yer alan göz alıcı bir mekân olarak dikkatinizi çekecektir. 1924 yılında inşasına edilen Süreyya Operası 1927 yılında yapımı tamamlanmıştır. Süreyya İlmen Paşa tarafından tasarlanan tarihi bina ilk dönemlerinde sadece sinema olarak kullanılmıştır. Türkiye’nin 6. Kadıköy’ün ise 1. Operası olmasından dolayı Süreyya Operası’nın önemi bir kat daha artmaktadır.

Kadıköy’de şehrin göbeğinde semtin en yoğun sokağında bulunması buraya olan merakı da bir kat arttırmıştır. Süreyya Operası dış yapısıyla da bir cazibe merkezi görünümünde. Opera binasının dış cephesi sanat, komedi ve trajedi motifleriyle oymalı süslü yapısı ile görenleri hayrete düşürüyor. Opera binasının dışı da içi kadar merak uyandıran bir yapı görünümünde. Süreyya Operasının yanı başında bulunan Vodvil adlı heykelde görülmeye değer.

5. Barış Manço Müzesi

Barış Manço Müzesi

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde bulunan bir diğer yer ise Barış Manço Müzesi’dir. Eminim ki Barış Manço Müzesi Kadıköy’de sizi en çok duygulandıran yer olacaktır. Hele birde çocukluğunuz Barış Manço’yu izlemekle geçmişse. Müze Kadıköy’de Moda Sahile doğru inerken hemen yol üzerinde kolayca ziyaret edebileceğiniz bir konumda. Barış Manço’nun evinin müzeye dönüştürülmesi ile birlikte ziyaretçi akınına uğramış. Bu güzel müzeye girebilmek için girişte bilet almanız gerekiyor.

Şimdi gelelim Barış Manço Müzesinin içerisinde yer alan ve Barış Manço’ya ait olan eşyalarına. Bir zamanlar herkesin diline doladığı domates, biber, patlıcan şarkısında adı geçen sebzeler hemen müze girişinin bahçesinde gözlerinize çarpacak. Kocaman heykeller ile yapılan bu sebzelerin hemen yanında göze çarpan bir garaj ve bu garajın içinde bulunan Barış Manço’ya ait otomobil eminim ki sizleri de geçmişe götürüp duygulandıracaktır.

Barış Manço Müzesinin içine girdiğinizde çok daha farklı hisler sizleri bekliyor. Zira içeri ilk girdiğinizde Barış Manço’ya ait müzik aletleri, giysiler, sandıklar, masalar, sandalyeler, plaklar, dergiler, kostümler ve daha birçok şey… 3 katlı müzede Barış Manço’ya eşine ve çocuklarına ait tüm eşyalar siz ziyaretçilerini bekliyor. Müzeden ayrıldıktan sonra geriden müzeye baktığınızda içinizde çok farklı bir hisle ayrılacaksınız.

Adres: Caferağa, Yusuf Kamil Paşa Sk. No:5 D:No:5, 34710 Kadıköy/İstanbul

Kadıköy’de Gezilecek Yerler

6. Moda Sahil

Moda Sahil

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde huzur kokan bir mekân var. Uzun kalabalık sahili, yeşil çimler, mavi deniz, beyaz yelkenler kısaca huzur. Evet yanlış duymadınız Kadıköy’de bulanan Moda Sahil yeryüzünün her rengi ile size merhaba diyor. Barış Manço evinden çıkıp hemen kendinizi attığınız Moda Sahilde banklarda, sahil taşlarında ve sahilde bulunan cafelerde oturabilirsiniz.

Moda Sahilde ünlü görme ihtimaliniz çok yüksek. Zira ünlü isimlerin de uğrak mekânı olan Moda Sahil gözlerinize görsel şov içinize de ferahlık sunmakta. Kalabalık olmasına rağmen Moda Sahil şehrin kalabalık lığından bunalanlar için süper bir mekân. Geniş alanda grupların arasından geçerken gürültü bir kalabalık hissetmeyeceksiniz.

7. Romantika Fenerbahçe Parkı

Romantika Fenerbahçe Parkı

İstanbulluların uğrak yeri olan ve Kadıköy’ün Fenerbahçe semtinde bulunan Romantika Fenerbahçe Parkı İstanbul’un en gözde parklarının arasında bulunur. Yemek yemek için birçok restoran ve cafeler mevcut.

Adres: Fenerbahçe, Fenerbahçe Parkı, 34726 Kadıköy/İstanbul

8. Boğa Heykeli

Boğa Heykeli

İşte geldik Kadıköy’ün simgesi haline gelmiş Boğa Heykeline. Kime sorarsanız sorun Kadıköy denilince ilk söyledikleri yer şüphesiz bu meşhur heykel olur. Semti ziyaret edenlerin mutlaka uğradığı Boğa Heykelini görünce şaşırabilirsiniz. Önünde fotoğraf çekinmek için oluşan kalabalık kuyruklar eminim sizin de dikkatinizi çekecektir. Şehrin hemen göbeğinde bulunan Boğa Heykeli rıhtımdan yukarı çıkarken veya Bahariye Caddesine girerken çok güzel bir konumda. Fenerbahçe Stadına, Alex ve Lefter Heykellerine de çok yakın olan Boğa Heykeli özellikle maç günleri çok fazla ziyaret ediliyor.

Boğa Heykeli hakkında ön bilgiyi verdikten sonra heykelin tarihi ve nasıl yapıldığı hakkında bilgi veriyim. Kadıköy altıyolda bulunan Boğa Heykeli 1864 yılında Sultan Abdülaziz tarafından heykeltıraş Ruillaya yaptırılan heykelin asıl adı Dövüşen Boğa olan boğa yapıldığı dönemden bu yana Kadıköy’ün belli noktalarına konulmuş en son ise şu anki konumu olan altı yol mevkiine konulmuştur.

9. Akmar Pasajı

Akmar Pasajı

Kadıköy’de Gezilecek Yerler listemizde bu sefer tarihi bir pasaj var. Tarihi Akmar Pasajı kitapçıları ile ünlü bir yer olarak Kadıköy’ün en çok uğranılan mekanlarından biridir. Eski ve yeni kitapları çok rahat bulabileceğiniz bir pasaj olan Akmar Pasajı kitapsever ve öğrencilerin sık uğrak yerlerinden biridir. Sadece kitap değil plak dergi gibi birçok koleksiyonu burada bulabilirsiniz.

Adres: Osmanağa, Söğütlü Çeşme Cd No:61, 34714 Kadıköy/İstanbul

Haftanın her günü açık olan Akmar Pasajının çalışma saatleri sabah 09:00 ile akşam 21:00 arasıdır.

Adres: Caferağa, Mühürdar Cd., 34710 Kadıköy/İstanbul

Sizler için araştırdığım Kadıköy’de Gezilecek Yerler Listesinin İstanbul’a ilk defa gelip te Kadıköy’ü mutlaka gezmek isteyenler için oldukça faydalı olacağını düşünüyorum. Umuyorum ki listedeki tüm mekanlar sizleri cezbedecektir. Kadıköy’de Gezilecek Yerler listesini sizler için sıralayacak olursam;

  • Rıhtım
  • Haydarpaşa Tren Garı
  • Bahariye Caddesi
  • Süreyya Operası
  • Barış Manço Müzesi
  • Moda Sahil
  • Romantika Fenerbahçe Parkı
  • Boğa Heykeli
  • Akmar Pasajı

Miniatürk | Nerede? Nasıl Gidilir? Giriş Ücreti 2023

Miniatürk Müzesi, İstanbul‘da Haliç kıyılarına kurulmuş tarihi eserlerin sergilendiği bir açık hava müzesi. Türk kültürü ve tarihinin en önemli ve harika yapılarını minyatür halleriyle bir arada görebileceğimiz güzel bir alan oluşturulmuş.

60.000 metrekarelik bir alana sahip parka geldiğinizde sevdiklerinizle birlikte hoş vakit geçirebileceğiniz pek çok alan düşünülmüş. İçerisinde restoran, kafeterya, hediyelik eşya satan dükkanlar, gezi treni, kumandalı tekne, mini stadyum, Ters ev gibi pek çok alan bulunuyor.

300 araçlık otoparkın yanında, 15.000 metre karelik alan marketler için ayrılmış. Anlayacağınız bu geniş alan içerisinde gelen ziyaretçilerin her tür ihtiyaçları düşünülerek belirli alanlar oluşturulmuş ve geziniz sırasında çocuklarınızın da güzel vakitler geçirebilmesi için çocuk oyun parkları yapılmış.

Miniatürk gezinizi tamamladıktan sonra İstanbul’da bulunan bir diğer güzel gezilecek yer olan İstanbul Akvaryumu gezi rotanıza eklemenizi öneririm.

Miniatürk | Nerede? Nasıl Gidilir? Giriş Ücreti

Manisa Muradiye Camii

Toplam 134 mimari eserin minyatür modellerinin sergilendiği bu harika müze, iki bölümden oluşuyor. İlki Anadolu’da ve İstanbul’da bulunan Osmanlı eserleri, diğeri ise Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı eserlerinin sergilendiği bölüm.

Türkiye’yi gezme imkanı bulamayanlar için bulunmaz bir fırsat. Bütün tarihi eserler işlemeleriyle, yapılarıyla birebir aslına uygun şekilde yapılmış. Müze gezinizi tamamladığınızda bir nevi tüm Türkiye’yi gezmişsiniz gibi hissediyorsunuz.

Miniatürk’te Neler Var?

Müzede bulunan eserlerin birkaçı

Gelelim Müze içerisinde hangi eserlerin olduğuna. Müze içerisinde;

Mevlana Türbesi, Anıtkabir, Selimiye Cami, Kız Kulesi, Galata Kulesi,  Ayasofya Müzesi, Dolmabahçe, Mostar Köprüsü, Boğaziçi Köprüsü, Safranbolu Evleri, İzmir Saat Kulesi, Çanakkale Şehitler Anıtı, Süleymaniye Camii, Trabzon Sümela Manastırı, Rumeli Hisarı, Beylerbeyi Sarayı, Bursa Yeşil Türbe, Balıklı Göl, Adana Taş Köprü, Malabadi Köprüsü, Peri Bacaları, Pamukkale Travertenleri, Erzurum Çifte Minareli Medrese, Atatürk Olimpiyat Stadyumu, Amasya Yalı Boyu Evleri, Efes Celsus Kütüphanesi gibi daha pek çok eserin minyatürleri bulunuyor.

Dünyanın antik çağdaki yedi harikası arasında sayılan Artemis Tapınağı ve Halikarnas Mozolesinin de birer maketleri bu güzel alanı süslüyor.

Yurt dışında bulunan ve bir zamanlar Osmanlı coğrafyası içerisinde yer alan, Kubbetü’s sahra, Atatürk’ün Evi, Mostar Köprüsü ve Ecyad Kalesi gibi eserlerde bulunuyor.

KUBBETÜ’S SAHRA

KUBBETÜ’S SAHRA

Müzeyi gezerken Sesli Rehber Mobil Uygulama hizmeti ile burada bulunan eserler ile ilgili bilgi edinebiliyorsunuz. Gayet güzel olan bu uygulama için, Miniatürk Mobil uygulamasını cep telefonlarınıza Apple Store veya Google Play üzerinden indirmeniz yeterli olacaktır. Alan içerisinde İBBnin ücretsiz Wi-fi bağlantısı bulunuyor. 9 dil seçeneğinden istediğiniz dili seçerek gezi rotanız boyunca eserler, eserlerin bulundukları il ve konum bilgilerini de öğrenebilirsiniz.

Miniatürk Nerede?

Miniatürk’e Nasıl Gidilir?

Miniatürk’e pek çok ulaşım aracıyla gidebilmek mümkün. Sizlere en kısa yollardan nasıl ulaşım sağlayacağınızı aşağıda sıraladım.

  • Eminönü: 47, 47Ç, 47E, 47N Belediye Otobüsü
  • Mecidiyeköy ve Şişli: 54 HŞ (Hasköy/Şişli) Belediye Otobüsü
  • Taksim: 36 T (Cebeci- Taksim) Belediye Otobüsü 
  • Topkapı: 41 ST ( Seyrantepe – Topkapı) Belediye Otobüsü
  • Sultanahmet- Dolmabahçe: TB 1

Metrobüs ile gidecekseniz, Halıcıoğlu durağında indikten sonra 41 ST (Seyrantepe-Topkapı) Belediye Otobüsüne binerek müzeye ulaşabilirsiniz.

Miniatürk Giriş Ücreti 2023

  • Tam bilet ücreti: 40 TL
  • Öğrenci, Öğretmen, Polis ve Askeri Personel bilet ücreti: 20 TL
  • Yabancı (turist) bilet ücreti: 90 TL
  • 10 öğrenciye refakat eden bir öğretmen ücretsiz.

Miniatürk Ziyaret Saatleri

AçılışKapanış
09:0019:00

Miniatürk Park’ı haftanın her günü ziyaret edebilirsiniz.

Miniatürk İletişim & Adres Bilgileri

ADRES: Örnektepe Mahallesi, İmrahor Caddesi,
No.7 Sütlüce 34445 Beyoğlu – İstanbul

Telefon: 0 (212) 222 28 82,

YOL TARİFİ

Pierre Loti Tepesi – Nasıl Gidilir? Kahvaltı, Teleferik Ücreti 2023

Pierre Loti Tepesi, İstanbul ve Haliç manzarasının en güzel halini görebileceğiniz harika bir seyir tepesi. Muhteşem manzarası ve temiz havasıyla İstanbul‘un kargaşasından ve stresinden uzaklaşıp, kafa dinleyebileceğiniz oldukça popüler bir mekan.

Pierre Loti Tepesi, Eyüp Sultan Cami’nin çok yakınlarında bulunuyor. Yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettikleri yerler arasında geliyor. Benim size tavsiyem Eyüp’e kadar gelmişken burada bulunan Eyüp Sultan Türbesini mutlaka ziyaret edin derim. Türbenin verdiği manevi huzur çevrede bile hissediliyor. Atmosferi ve havası o kadar farklı ki etraftaki çok kalabalık insan topluluklarına rağmen ayrı bir dinginliğin ve huşunun olduğunu eminim sizde hissedeceksiniz. Bu manevi mutluluk ve huzurdan mahrum kalmayın derim. Gerçekten Hz. Eyüp Peygamberin Türbesi ziyaret edilecek yerlerin en başında gelmeli diye düşünüyorum.

Eyüp Sultan Türbesi

Sizler için Pierre Loti Tepesi Nerede? Nasıl Gidilir? Hikayesi, Pierre Loti Tepesinde Kahvaltı, Konaklama, Teleferik Ücreti, İletişim, Adres, Yol Tarifini makalemin içerisinde detaylı bir şekilde paylaştım. Keyifli Okumalar!

Bu muhteşem manzaraya sahip tepenin yakınlarında bulunan ve içerisinde önemli tarihi mekanların minyatürlerinin olduğu Miniatürk‘ü gezmenizi tavsiye ederim. Detaylı bilgi için linki tıklamanız yeterli olacaktır.

Pierre Loti Tepesi – Kahvaltı, Konaklama ve Teleferik Ücreti

Bol bol fotoğraf çekebileceğiniz, bunun yanında da şöyle mis gibi kahvenizi yudumlarken, manzaranın keyfini çıkarabileceğiniz pek çok cafe ve restoran bulunuyor. Aziyade Restaurant, Tarihi Kahve, Nargilevi, Cafe Yeşil, Teras Cafe hizmet veren mekanlar.

Pierre Loti Tepesi adını Julien Viadud isimli bir Fransız yazardan almıştır. 1876 yılında İstanbul’a yerleşip İsmini Pierre Loti olarak değiştiren yazarın ismi bu tepeye verilmiş. Peki ama bu bahsi geçen Pierre Loti kimdir? ve Neden onun ismi bu tepeye verilmiş? gelin hep beraber bir göz atalım.

Pierre Loti Tepesi Hikayesi

Pierre Loti Kimdir? Tepe’ye Neden Onun İsmi Verildi?

Pierre Loti Tepesinin ismini aldığı Fransız yazar.

Pierre Loti İstanbul aşığı bir yazardır. Bu tepede bulunan kahveye gelerek ”Aziyade”isimli romanını burada yazar. İstanbul’da tanıştığı Aziyade isimli bir kadına aşık olduğu ve romanına da bu kadının adını verdiği söylenir.

Pierre Loti’nin ”Türk dostu” olduğu söylenir. Öyleki Can Çekişen Türkiye isimli kitabında batı politikasını eleştirir. Türklere olan sevgisinden dolayı adı önce bir caddeye daha sonrada tepede bulunan kahveye verilerek o günden günümüze kadar Pierre Loti Tepesi olarak anılır. Fransız yazara, 1920 senesinde de ”İstanbul Şehri Fahri Hemşerisi ödülü” verilir.

Pierre Loti Tepesinde Kahvaltı

Kahvaltı fiyatları ortalama kişi başı 60 TL ile 80 TL arasında değişebiliyor. Kahvaltı tabağı ve Aperatifler ( kızartma, menemen, tost vs…) gibi seçenekler mevcut. Şöyle sıcak bir çay içeyim derseniz 8 TL, ama tercihinizi Türk Kahvesi’nden yana kullanırsanız 10 TL ödemeniz gerekiyor. Bu verdiğim fiyat bilgileri sabit fiyatlar değil. Sürekli değişkenlik göstermektedir. 🙃

Pierre Loti Tepesi Konaklama

Turquhouse Boutique Hotel, tepede hizmet veren tarihi bir otel. Bu otelin içerisinde yapımları 2000 yılında tamamlanmış ahşap yapıda 6 tane konak bulunuyor. Her bir konağa Eyüp, Hasköy Ayvansaray, Balat, Fener, Cibali,ve Sütlüce gibi haliç kıyılarında bulunan semtlerin isimleri verilmiş. 47 oda ve 90 yatak kapasitesine sahip otellerde gönül rahatlığıyla kalabilirsiniz.

Pierre Loti Tepesine Çıkan Yol

Pierre Loti Tepesine çıkan yol

Harika manzaranın sahibi, Pierre Loti Tepesine, teleferikle çıkmayı tercih edenlerdendik. Çünkü yokuş yukarı çıkan merdivenler oldukça yorucu ve uzun geldi bize. Hem teleferiğinde ayrı bir zevki var. Sanki bütün İstanbul ayaklarınızın altındaymış gibi hissediyorsunuz. Burasının akşam manzarası da gerçekten bir harika oluyor. İstanbul ışıl ışıl görünüyor. İnerken de yolu yürümeyi tercih ettik. Hem yokuş aşağı gitmek oldukça kolay oluyor.

Aşağı inen yol Eyüp Mezarlığının hemen yanından geçiyor. Bu Mezarlık İstanbul’daki en büyük İslam mezarlıklarından biri. İçerisinde oldukça önemli zaatların mezarları bulunuyor. Padişahlar, Sadrazamlar, şeyhülislamlar, vezirler, padişahların aileleri, din adamları, sanatçılar ve şairler gibi daha pek çok önemli şahsiyetin mezarı var.

Pierre Loti Tepesi’nin harika akşam manzarası

İnsan bir anda farklı bir atmosferin içerisinde buluyor kendini. Yol boyunca sol tarafınızda Haliç’in o eşsiz manzarası, sağınızda bir zamanların tüm cihana hükmetmiş padişahlarını, soylularını düşünüyorsunuz da takılıp kalıyorsunuz. Şimdi 1 metre toprağın altındaki sessiz sedasız yatışları insanın aklında çok şeyler uyandırıveriyor. Aklınız ile kalbiniz arasında bir mukayese başlıyor. Yol boyunca da devam ediyor bu durum.

Pierre Loti Tepesi Nerede?

Pierre Loti Tepesi’ne Nasıl Gidilir?

Otobüs İle; Eminönü’nden hareket eden İETT otobüslerini kullanarak tepenin bulunduğu bölge olan Eyüp ulaşabileceğiniz gibi aşağıdaki güzergahları kullanarak da Pierre Loti’ye kolaylıkla ulaşabilirsiniz.

39 – Akşemsettin Mahallesi – Yeni kapı39Y – Yeşilpınar – Vezneciler
39B – İmar Blokları – Vezneciler48A – Göktürk – Kazlıçeşme Marmaray
39Ç – Hamidiye Mahallesi – Aksaray55EY – Eyüp Üçşehitler – Aksaray
39D – Yeşilpınar – Yenikapı86V – Eyüpsultan – Vezneciler
39K – Binevler – Yenikapı94Y – Yeşilpınar – Bakırköy
39O – Yeşilpınar – YenikapıR3 – Eyüp – Beyazıt

Pierre Loti Tepesi Teleferik Ücreti 2023

Pierre Loti Tepesine çıkabilmek için Eyüp Sultan Türbesinin hemen yanından hareket eden teleferikleri tercih edebilirsiniz. Her 5 dakikada bir kalkan teleferikler 08:00 ile 23:00 saatleri arasında hizmet veriyor. Tepeye 3 dakika gibi kısa ve keyifli bir sürede çıkıyorsunuz. 18 adet teleferik kabinin olmasına rağmen, hafta sonlarında oldukça yoğun ilgiden dolayı uzun kuyruklar oluşuyor.

Teleferikle çıkmak için İstanbul Kart kullanabilirsiniz.

Bir Geçişlik Kart: 11 TL 

İki Geçişlik Kart: 18 TL 

Üç Geçişlik Kart: 23 TL 

Beş Geçişlik Kart:35 TL 

Pierre Loti Tepesi Adres & İletişim Bilgileri

Adres: Pierre Loti Tepesi Turistik Tesisleri, İdris Köşkü Cad. 34050 Eyüp / İSTANBUL
Telefon: +90(212) 497 13 13
Faks: +90(212) 497 16 16
Email:sales@pierrelotitepesi.com

Pierre Loti Tepesi Yol Tarifi

Yol Tarifi

Yerebatan Sarnıcı Gezi Rehberi | Tarihi, 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri

Yerebatan Sarnıcı İstanbul‘un en mistik alanlarından biri. Zaten bu büyülü şehirde nereye adımınızı atarsanız atın ya bir tarihi yere yada ilginç yapılara rastlarsınız. Bu güzel yapı Sultanahmet’te bulunuyor. İstanbul’u gezmeye gelenler için Sultanahmet’in oldukça önemli bir yeri vardır. Çünkü pek çok önemli gezilecek alan bu bölgede yer alıyor. Eğer tarihe biraz merakınız varsa ve farklı bir mekanda biraz vakit geçirmek istiyorsanız işte tam size göre bir yer önerisi.

Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet meydanında olduğundan dolayı oldukça fazla ziyaretçisi olan bir yer. Benim size tavsiyem Sultanahmet’e kadar gelmişken bu güzel mekanı görmeden, o mistik havasını solumadan gitmeyin derim. Gelelim bu farklı yapı hakkındaki bilgilere.

Yerebatan Sarnıcı Tarihi

İstanbul üç tarafı denizlerle çevrili bir şehir olduğundan herkesin tek isteği İstanbul’u ele geçirmekti. Bu yüzdende sürekli kuşatma altında olan bir şehirdi. En büyük sıkıntıda bu dönemde halkın ihtiyacı olan suyu şehir’e getirebilmekti. Halkın bağ ve bahçelerini ekerek yiyecek ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için ihtiyaçları duydukları suya ancak sarnıçlar sayesinde ulaşabilirlerdi. Bu bölgede daha önceden bir sarnıç varmış fakat çıkan yangın sonucu büyük hasara uğramış. Bunun üzerine Bizans döneminde ( 532 yılında) şehrin su ihtiyacını karşılayabilmek için Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yapılmış. I. Justinianus, bizim çok önemli bir yapı olan Ayasofya’yı, şimdilerde Ayasofya Cami’yi inşa ettiren kişidir.

O dönem Belgrad Ormanları’ndaki Eğrikapı’dan kemerle ile getirilen su burada depolanmış. Bizans dönemi sonrası sarnıç uzun süre kapanmış. İstanbul’un fethinden ( 1453) sonra bir süre daha kullanılan sarnıcı, İslamiyet’in temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu kullanmayı tercih eden Osmanlı kullanmayı bırakarak, sadece Topkapı Sarayı’nın bahçesini sulamakta kullanmış. İleriki zamanlarda da Osmanlı kendi su tesislerini kurarak ihtiyaçlarını karşılamışlar.

Yerebatan Sarnıcı’nın dev sütunları

Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgi

Çok ilginç ki sarnıcın batılılar tarafından fark edilmesi çok uzun yıllar sürmüş. Bir tesadüfe dayanan hikayenin başlangıcı 1544-1550 yıllarına dayanıyor. Bizans dönemine ait kalıntıları incelemek için İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius, Ayasofya’nın etrafında dolaşırken duyduğu şeyler ilgisini çeker. Buradaki evlerin zeminlerinde kuyuların olduğunu ve bu kuyulardan hem su hem de balık tutulduğu duyumlarını alır. Bunun üzerine araştırmaya başlayan P.Gyllius, çevrede bulunan ahşap bir binanın avlusundaki kuyuya inmeye karar verir. Eline aldığı meşale ile kuyudaki merdivenlerden inen gezgin gördükleri karşısında hayretler içerisinde kalır.

Sarnıcın dört bir yanını sandalla dolaşarak sütunları ve sarnıcın ölçüsünü alır. Gördüklerini ve araştırmalarını bir kitapta toplayarak yayınlar. Böylece tüm batıya sarnıcın varlığını duyurur. Tabii bunu duyan batılılar için İstanbul zaten çok önemli bir yer iken Yerebatan Sarnıcı da geldiklerinde görmeden gitmeyecekleri bir yer haline gelir.

Osmanlı zamanında Sultan III. Ahmet ve  Sultan II. Abdülhamid dönemlerinde onarımı yapılan sarnıç, 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiş ve şimdilerde müze olarak hizmet veriyor. Daha önceleri adı Bazilika Sarnıcı olan yapı, suyun içerisinde bulunan birbirinden gösterişli ve yüksek sütunlar nedeni ile halk arasında Yerebatan Sarnıcı adıyla anılmaya başlamış.

İstanbul’un altı, Bizans döneminden kalma yüzlerce sarnıçla dolu. Tarihi yarımada da 158 sarnıç bulunuyor. Binbirdirek, Şerefiye, Zeyrek öğrenebildiğim sarnıçlardan sadece bir kaç tanesi. Yerebatan Sarnıcı o dönemlerden günümüze kadar gelen en büyük sarnıçtır.

İşlemeleriyle göz kamaştıran sütun başları

Sarnıcın içerisine 52 basamaklı taş bir merdivenden iniyorsunuz. İçeride sizi oldukça büyülü bir atmosfer bekliyor. Loş ışıklar arasında dev sütunlar insanın gözlerini kamaştırıyor. Burada bulunan yapıların zarar görmemesi için ışıklar iyice kısılmış. Bu durumda da resim çekmek oldukça zor oluyor. Bu yüzdende çektiğiniz her resim karanlık çıkıyor. Etrafı gezmeye başladığınızda her biri 9 metre yüksekliğinde dev boyutta, toplam 336 sütunla karşılaşıyorsunuz.12 sıra halinde ve her sırada 28 adet sütun var. Bu sütunları çoğu mermerden yapılmış. Mimari açıdan farklılık gösteren sütunlar oldukça dikkat çekici. Başka eski yapılardan toplanarak Yerebatan sarnıcına getirilmişler.

Harika bir mimariye sahip olan yapıda dikkat çeken diğer bir unsurda sütun başlarının farklı olmaları. Bunun nedeni de 98 adedinin Corint üslûbu ile diğerlerinin ise Dor üslûbu ile yapılmış olmaları. Büyük çoğunluğu silindir şeklinde olan sütunların sadece bir kaç tanesi köşeli bir şekil’e sahip. İçerisinde bu kadar çok ve geniş sütunları barındıran 9.800 m2 alanı kaplayan dev yapı yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip. Yapının duvarları Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiş.

Sesli Rehber Asistanı

Yerebatan Sarnıcı gezi platformu

Sarnıcın içerisine girdiğinizde karşınıza çıkan kulübedeki görevliler size sarnıcı gezerken yardımcı olacak sesli rehberi nasıl kullanacağınız hakkında bilgiler veriyorlar. Şimdilerde böyle tarihi mekanlarda ve gezilebilecek önemli yerlerde bu sesli rehber uygulaması mevcut. Bu sayede gittiğiniz güzergah üzerindeki eserler hakkında geniş çaplı bilgi sahibi oluyorsunuz. Turlarla gittiğiniz gezilerde size yardımcı olan rehberler vardır. İşte bu uygulama da bir nevi tek başınıza çıktığınız geziniz sırasında sizin rehberiniz oluyor.

Sarnıcın dip kısmı suyla kaplı. Bu yüzdende gezinizi kurulan gezi platformu üzerinde sürdürüyorsunuz. Bu dev sütunların ve mistik atmosferin büyüsünden çıkıp yere bakabilirseniz ışıkların altına toplanmış bir sürü balık görürsünüz. Boyutları bir hayli büyük olan balıkların Aynalı Sazan Balığı olduklarını ve gün ışığı görmedikleri için bu kadar büyüdüklerini öğreniyoruz.

Sarnıcın içinde bulunan balıklar

Suya daha da dikkatli baktığımız da parlayan bazı şeyler ilgimizi çekiyor. Meğer onlar gelen turistlerin ve hurafelere inanmakta üstüne olmayan yurdum insanının attıkları paralarmış. Her gün gelen yüzlerce yerli ve yabancı turistin suya para attığını düşünürsek bu paraların nerelere gittiği ve akıbeti hakkında kafalar biraz karışabilir. Bazen yapılan restorasyon çalışmaları sırasında sarnıçtaki su tamamen tahliye edildiği için paralar tamamen gün yüzüne çıkıyor. Hemen sevinmeyin paraları almak yasak😄

Giriş bölümünde tahtlara oturmuş padişah ve sultan kostümleriyle resim çekinenleri görüyorsunuz. İlginç ve bir o kadarda hoş bir alan oluşturulmuş. Buraya gelmişken farklı bir hatıra fotoğrafım olsun diyorsanız giyin kostümleri geçin fotoğraf makinasının karşısına. Hoppp bir bakmışsınız koskoca Kanuni Sultan Süleyman yada Cihanlar Sultanı Hürrem Sultan oluvermişsiniz 🙂

Yerebatan Sarnıcı Medusa Başları

Ters dönmüş Medusa Başları

Hiç şüphesiz Yerebatan Sarnıcı’nın en dikkat çekenleri Medusa başlarının olduğu ilginç sütunlar. Ziyaretçiler arasında sütunlardan daha çok Medusa’yı merak edip gelenler azımsanmayacak kadar fazla. Hani merak edildiği kadar da var diyelim. Çünkü daha önce gördüğünüz heykellerden biraz farklı. Nasıl mı? Baş aşağı ters bir şekilde duruyor. Anlatılan efsanelerin etkisinden midir? bilmem ama birazda ürkütücü diyelim.

Sarnıcın kuzeybatı köşesinde iki sütunun altında ters bir şekilde duran Medusa başlarının Roma dönemindeki heykel sanatçılarının ellerinden çıktığı biliniyor. Fakat buraya nasıl ve nereden getirildiği hakkında hiç bir bilgi mevcut değil. Medusa heykelleri ters durduklarından karşısına geçtiğinizde yüzlerini tam olarak görebilmek için istem dışı sizde kafanızı çevirmeye çalışıyorsunuz 😄 ve hal böyle olunca da etrafta kafasını çevirmeye çalışan bir sürü insan görüyorsunuz ve ortaya birbirinden ilginç görüntüler çıkıyor.

Yan yatmış Medusa Başı sütununun görüntüsü

Yerebatan Sarnıcı Hikayesi

Yıllardır bu Medusa başları ile ilgili anlatılan bir çok efsane var. Bunlardan ilki efsaneye göre yeraltı dünyasının dişi canavarları Gorgona kardeşlerden biri olan Medusa kendisine bakanları taşa döndürüyormuş. Önemli ve özel yapıları korumak için konulan Medusa heykellerinin Yerebatan sarnıcına da konulmasının asıl sebebinin bu yapıyı korumak amaçlı olduğu düşünülüyor.

Medusa başlarına baktığınızda yılan başlı olduğunu görürsünüz. Diğer bir efsaneye göre Medusayı bu hale getiren her zamanki gibi kadınlar arası kıskançlık 🙂 Medusa siyah gözleri, uzun saçları olan çok güzel bir kadınmış. Bir gün Zeus‘un oğlu Perseus’a aşık olur. Perseus’a aşık olan diğer bir isim Athena, Medusa’yı kıskanır ve saçlarını yılana çevirir. Bu olaydan sonra Medusa’ya bakan herkes taşa dönmeye başlar. Perseus Medusa’nın başını keserek onun bu gücüyle düşmanlara galip gelir.

İşte bu efsanelerden midir? bilinmez ama Medusa heykelini getiren işçilerin. heykele bakanların taşa döndükleri söylentilerinden korktuklarından dolayı ters koydukları düşünülüyor.

Ağlayan Sütun

Ağlayan Sütun

Sarnıcın sonlarına doğru ilerlediğinizde diğer sütunlardan farklı olan bir sütun göze çarpıyor. Dalları budanmış bir ağaç gövdesine benzeyen ve üzerinde kabartmadan yapılmış tavuk gözü şekillerine benzetilmiş motiflerle bezenmiş bu sütuna Gözyaşı Sütunu yada Ağlayan Sütun denilmiş. Sebebi ise sütunun üzerinde akan sular. Gözyaşı damları şekli verilmiş olan sütunun üzerinden aşağıya doğru ince bir şekilde sular süzülüyor.

Efsaneye göre Yerebatan Sarnıcı’nın yapım aşamasında çalışan kölelerin çektikleri eziyetleri temsil eden sütun burada ölen kölelerin anısına yapılmış. Sarnıcın tavanından damlayan suları görünce şaşırabilirsiniz. Genellikle kanalizasyon sularının aktığını düşünenlerin aksine, sarnıç içinden buharlaşan suyun yoğunlaşmasıyla oluşan damlalarmış. Bu yüzden yazın buharlaşma daha çok olduğundan haliyle su damları da bir o kadar artıyor. Islanan yürüme platformu gezinizi biraz zorlaştıracağından rahat yürüyebileceğiniz ayakkabıları giymenizi öneririm.

Yerebatan Sarnıcı Nerede?

Yerebatan Sarnıcına Nasıl Gidilir?

Tramvayla Ulaşım: Sarnıca ulaşmanın en kolay yolu tramvayı kullanmak. Kabataş-Zeytinburnu arasında çalışan tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında inin. Zaten sarnıç çok yakın bir yürüme mesafesinde bulunuyor. Kısa bir yürüyüşün ardından Yerebatan Sarnıcı’na ulaşabilirsiniz.

Tramvayla Ulaşım: Vapurla geldiğiniz Eminönü’nden Marmaray yada tramvayı kullanarak Sirkeci durağında inin. Buradan da tramvaya binerek sarnıca ulaşabilirsiniz.

Otobüsle Ulaşım: Sultanahmet’e giden herhangi bir otobüse bindiğinizde sizi doğrudan Sarnıcın yakınına kadar getirecektir.

Özel Araçla Ulaşım: Eminönü’ne geldikten sonra Ayasofya yazılı tabelaları takip ederek sarnıca kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Yalnız benim size tavsiyem sarnıcın bulunduğu alan genellikle tramvay ve yayalara ayrılmış durumda. Aracınızı park edecek yer bulmakta bir hayli zorlanabilirsiniz.

Yerebatan Sarnıcı Ziyaret Saatleri 2023

Hafta sonları dahil, haftanın her günü açık olan sarnıç, saat sabah 09:00 ile akşam 19:00 arasında ziyaret edilebiliyor. Sadece dini bayramların ilk günlerinde saat 13:00’de açılıyor.

Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücretleri 2023

  • Yerli Ziyaretçi: 50,00 TL
  • Yabancı Ziyaretçi: 190,00 TL
  • Öğrenci ve Öğretmen: 20,00 TL

Sarnıç Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için maalesef müze kart geçerli değil. Online bilet satışı da bulunmuyor. Kredi kartı ve nakit kabul ediliyor fakat döviz kabul edilmiyor.

Yerebatan Sarnıcı Adres & İletişim Bilgileri

Adres: Yerebatan Cad. Alemdar Mah. 1/3 34410 Sultanahmet-Fatih/İSTANBUL

Telefon: 0 (212) 512 15 70

E-Posta: info@yerebatan.com

YOL TARİFİ

Civarda Gezebileceğiniz Yakın Yerler

Sarnıç oldukça merkezi bir konumda bulunuyor. Çevresinde gezebileceğiniz pek çok tarihi ve güzel yapılar var. Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii, Topkapı Sarayı, Türk ve İslam eserleri müzesi, Şerefiye Sarnıcı, yürüme mesafesinde bulunuyor. Yerebatan sarnıcını gezmeniz fazla uzun bir vakinizi almayacağından buraya kadar gelmişken yakınlarda bulunan bu yapıları mutlaka ziyaret edin derim.

yazılarımın dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum.