Yerebatan Sarnıcı Gezi Rehberi | Tarihi, 2023 Giriş Ücreti, Ziyaret Saatleri
Yerebatan Sarnıcı İstanbul‘un en mistik alanlarından biri. Zaten bu büyülü şehirde nereye adımınızı atarsanız atın ya bir tarihi yere yada ilginç yapılara rastlarsınız. Bu güzel yapı Sultanahmet’te bulunuyor. İstanbul’u gezmeye gelenler için Sultanahmet’in oldukça önemli bir yeri vardır. Çünkü pek çok önemli gezilecek alan bu bölgede yer alıyor. Eğer tarihe biraz merakınız varsa ve farklı bir mekanda biraz vakit geçirmek istiyorsanız işte tam size göre bir yer önerisi.
Yerebatan Sarnıcı, Sultanahmet meydanında olduğundan dolayı oldukça fazla ziyaretçisi olan bir yer. Benim size tavsiyem Sultanahmet’e kadar gelmişken bu güzel mekanı görmeden, o mistik havasını solumadan gitmeyin derim. Gelelim bu farklı yapı hakkındaki bilgilere.
İçindekiler
Yerebatan Sarnıcı Tarihi
İstanbul üç tarafı denizlerle çevrili bir şehir olduğundan herkesin tek isteği İstanbul’u ele geçirmekti. Bu yüzdende sürekli kuşatma altında olan bir şehirdi. En büyük sıkıntıda bu dönemde halkın ihtiyacı olan suyu şehir’e getirebilmekti. Halkın bağ ve bahçelerini ekerek yiyecek ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için ihtiyaçları duydukları suya ancak sarnıçlar sayesinde ulaşabilirlerdi. Bu bölgede daha önceden bir sarnıç varmış fakat çıkan yangın sonucu büyük hasara uğramış. Bunun üzerine Bizans döneminde ( 532 yılında) şehrin su ihtiyacını karşılayabilmek için Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yapılmış. I. Justinianus, bizim çok önemli bir yapı olan Ayasofya’yı, şimdilerde Ayasofya Cami’yi inşa ettiren kişidir.
O dönem Belgrad Ormanları’ndaki Eğrikapı’dan kemerle ile getirilen su burada depolanmış. Bizans dönemi sonrası sarnıç uzun süre kapanmış. İstanbul’un fethinden ( 1453) sonra bir süre daha kullanılan sarnıcı, İslamiyet’in temizlik esasları gereği durgun su yerine akar vaziyetteki suyu kullanmayı tercih eden Osmanlı kullanmayı bırakarak, sadece Topkapı Sarayı’nın bahçesini sulamakta kullanmış. İleriki zamanlarda da Osmanlı kendi su tesislerini kurarak ihtiyaçlarını karşılamışlar.
Yerebatan Sarnıcı Hakkında Bilgi
Çok ilginç ki sarnıcın batılılar tarafından fark edilmesi çok uzun yıllar sürmüş. Bir tesadüfe dayanan hikayenin başlangıcı 1544-1550 yıllarına dayanıyor. Bizans dönemine ait kalıntıları incelemek için İstanbul’a gelen Hollandalı gezgin P. Gyllius, Ayasofya’nın etrafında dolaşırken duyduğu şeyler ilgisini çeker. Buradaki evlerin zeminlerinde kuyuların olduğunu ve bu kuyulardan hem su hem de balık tutulduğu duyumlarını alır. Bunun üzerine araştırmaya başlayan P.Gyllius, çevrede bulunan ahşap bir binanın avlusundaki kuyuya inmeye karar verir. Eline aldığı meşale ile kuyudaki merdivenlerden inen gezgin gördükleri karşısında hayretler içerisinde kalır.
Sarnıcın dört bir yanını sandalla dolaşarak sütunları ve sarnıcın ölçüsünü alır. Gördüklerini ve araştırmalarını bir kitapta toplayarak yayınlar. Böylece tüm batıya sarnıcın varlığını duyurur. Tabii bunu duyan batılılar için İstanbul zaten çok önemli bir yer iken Yerebatan Sarnıcı da geldiklerinde görmeden gitmeyecekleri bir yer haline gelir.
Osmanlı zamanında Sultan III. Ahmet ve Sultan II. Abdülhamid dönemlerinde onarımı yapılan sarnıç, 1987 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kapsamlı bir restorasyondan geçirilmiş ve şimdilerde müze olarak hizmet veriyor. Daha önceleri adı Bazilika Sarnıcı olan yapı, suyun içerisinde bulunan birbirinden gösterişli ve yüksek sütunlar nedeni ile halk arasında Yerebatan Sarnıcı adıyla anılmaya başlamış.
İstanbul’un altı, Bizans döneminden kalma yüzlerce sarnıçla dolu. Tarihi yarımada da 158 sarnıç bulunuyor. Binbirdirek, Şerefiye, Zeyrek öğrenebildiğim sarnıçlardan sadece bir kaç tanesi. Yerebatan Sarnıcı o dönemlerden günümüze kadar gelen en büyük sarnıçtır.
Sarnıcın içerisine 52 basamaklı taş bir merdivenden iniyorsunuz. İçeride sizi oldukça büyülü bir atmosfer bekliyor. Loş ışıklar arasında dev sütunlar insanın gözlerini kamaştırıyor. Burada bulunan yapıların zarar görmemesi için ışıklar iyice kısılmış. Bu durumda da resim çekmek oldukça zor oluyor. Bu yüzdende çektiğiniz her resim karanlık çıkıyor. Etrafı gezmeye başladığınızda her biri 9 metre yüksekliğinde dev boyutta, toplam 336 sütunla karşılaşıyorsunuz.12 sıra halinde ve her sırada 28 adet sütun var. Bu sütunları çoğu mermerden yapılmış. Mimari açıdan farklılık gösteren sütunlar oldukça dikkat çekici. Başka eski yapılardan toplanarak Yerebatan sarnıcına getirilmişler.
Harika bir mimariye sahip olan yapıda dikkat çeken diğer bir unsurda sütun başlarının farklı olmaları. Bunun nedeni de 98 adedinin Corint üslûbu ile diğerlerinin ise Dor üslûbu ile yapılmış olmaları. Büyük çoğunluğu silindir şeklinde olan sütunların sadece bir kaç tanesi köşeli bir şekil’e sahip. İçerisinde bu kadar çok ve geniş sütunları barındıran 9.800 m2 alanı kaplayan dev yapı yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahip. Yapının duvarları Horasan harcından kalın bir tabakayla sıvanarak su geçmez hale getirilmiş.
Sesli Rehber Asistanı
Sarnıcın içerisine girdiğinizde karşınıza çıkan kulübedeki görevliler size sarnıcı gezerken yardımcı olacak sesli rehberi nasıl kullanacağınız hakkında bilgiler veriyorlar. Şimdilerde böyle tarihi mekanlarda ve gezilebilecek önemli yerlerde bu sesli rehber uygulaması mevcut. Bu sayede gittiğiniz güzergah üzerindeki eserler hakkında geniş çaplı bilgi sahibi oluyorsunuz. Turlarla gittiğiniz gezilerde size yardımcı olan rehberler vardır. İşte bu uygulama da bir nevi tek başınıza çıktığınız geziniz sırasında sizin rehberiniz oluyor.
Sarnıcın dip kısmı suyla kaplı. Bu yüzdende gezinizi kurulan gezi platformu üzerinde sürdürüyorsunuz. Bu dev sütunların ve mistik atmosferin büyüsünden çıkıp yere bakabilirseniz ışıkların altına toplanmış bir sürü balık görürsünüz. Boyutları bir hayli büyük olan balıkların Aynalı Sazan Balığı olduklarını ve gün ışığı görmedikleri için bu kadar büyüdüklerini öğreniyoruz.
Suya daha da dikkatli baktığımız da parlayan bazı şeyler ilgimizi çekiyor. Meğer onlar gelen turistlerin ve hurafelere inanmakta üstüne olmayan yurdum insanının attıkları paralarmış. Her gün gelen yüzlerce yerli ve yabancı turistin suya para attığını düşünürsek bu paraların nerelere gittiği ve akıbeti hakkında kafalar biraz karışabilir. Bazen yapılan restorasyon çalışmaları sırasında sarnıçtaki su tamamen tahliye edildiği için paralar tamamen gün yüzüne çıkıyor. Hemen sevinmeyin paraları almak yasak😄
Giriş bölümünde tahtlara oturmuş padişah ve sultan kostümleriyle resim çekinenleri görüyorsunuz. İlginç ve bir o kadarda hoş bir alan oluşturulmuş. Buraya gelmişken farklı bir hatıra fotoğrafım olsun diyorsanız giyin kostümleri geçin fotoğraf makinasının karşısına. Hoppp bir bakmışsınız koskoca Kanuni Sultan Süleyman yada Cihanlar Sultanı Hürrem Sultan oluvermişsiniz 🙂
Yerebatan Sarnıcı Medusa Başları
Hiç şüphesiz Yerebatan Sarnıcı’nın en dikkat çekenleri Medusa başlarının olduğu ilginç sütunlar. Ziyaretçiler arasında sütunlardan daha çok Medusa’yı merak edip gelenler azımsanmayacak kadar fazla. Hani merak edildiği kadar da var diyelim. Çünkü daha önce gördüğünüz heykellerden biraz farklı. Nasıl mı? Baş aşağı ters bir şekilde duruyor. Anlatılan efsanelerin etkisinden midir? bilmem ama birazda ürkütücü diyelim.
Sarnıcın kuzeybatı köşesinde iki sütunun altında ters bir şekilde duran Medusa başlarının Roma dönemindeki heykel sanatçılarının ellerinden çıktığı biliniyor. Fakat buraya nasıl ve nereden getirildiği hakkında hiç bir bilgi mevcut değil. Medusa heykelleri ters durduklarından karşısına geçtiğinizde yüzlerini tam olarak görebilmek için istem dışı sizde kafanızı çevirmeye çalışıyorsunuz 😄 ve hal böyle olunca da etrafta kafasını çevirmeye çalışan bir sürü insan görüyorsunuz ve ortaya birbirinden ilginç görüntüler çıkıyor.
Yerebatan Sarnıcı Hikayesi
Yıllardır bu Medusa başları ile ilgili anlatılan bir çok efsane var. Bunlardan ilki efsaneye göre yeraltı dünyasının dişi canavarları Gorgona kardeşlerden biri olan Medusa kendisine bakanları taşa döndürüyormuş. Önemli ve özel yapıları korumak için konulan Medusa heykellerinin Yerebatan sarnıcına da konulmasının asıl sebebinin bu yapıyı korumak amaçlı olduğu düşünülüyor.
Medusa başlarına baktığınızda yılan başlı olduğunu görürsünüz. Diğer bir efsaneye göre Medusayı bu hale getiren her zamanki gibi kadınlar arası kıskançlık 🙂 Medusa siyah gözleri, uzun saçları olan çok güzel bir kadınmış. Bir gün Zeus‘un oğlu Perseus’a aşık olur. Perseus’a aşık olan diğer bir isim Athena, Medusa’yı kıskanır ve saçlarını yılana çevirir. Bu olaydan sonra Medusa’ya bakan herkes taşa dönmeye başlar. Perseus Medusa’nın başını keserek onun bu gücüyle düşmanlara galip gelir.
İşte bu efsanelerden midir? bilinmez ama Medusa heykelini getiren işçilerin. heykele bakanların taşa döndükleri söylentilerinden korktuklarından dolayı ters koydukları düşünülüyor.
Ağlayan Sütun
Sarnıcın sonlarına doğru ilerlediğinizde diğer sütunlardan farklı olan bir sütun göze çarpıyor. Dalları budanmış bir ağaç gövdesine benzeyen ve üzerinde kabartmadan yapılmış tavuk gözü şekillerine benzetilmiş motiflerle bezenmiş bu sütuna Gözyaşı Sütunu yada Ağlayan Sütun denilmiş. Sebebi ise sütunun üzerinde akan sular. Gözyaşı damları şekli verilmiş olan sütunun üzerinden aşağıya doğru ince bir şekilde sular süzülüyor.
Efsaneye göre Yerebatan Sarnıcı’nın yapım aşamasında çalışan kölelerin çektikleri eziyetleri temsil eden sütun burada ölen kölelerin anısına yapılmış. Sarnıcın tavanından damlayan suları görünce şaşırabilirsiniz. Genellikle kanalizasyon sularının aktığını düşünenlerin aksine, sarnıç içinden buharlaşan suyun yoğunlaşmasıyla oluşan damlalarmış. Bu yüzden yazın buharlaşma daha çok olduğundan haliyle su damları da bir o kadar artıyor. Islanan yürüme platformu gezinizi biraz zorlaştıracağından rahat yürüyebileceğiniz ayakkabıları giymenizi öneririm.
Yerebatan Sarnıcı Nerede?
Yerebatan Sarnıcına Nasıl Gidilir?
Tramvayla Ulaşım: Sarnıca ulaşmanın en kolay yolu tramvayı kullanmak. Kabataş-Zeytinburnu arasında çalışan tramvay hattını kullanarak Sultanahmet durağında inin. Zaten sarnıç çok yakın bir yürüme mesafesinde bulunuyor. Kısa bir yürüyüşün ardından Yerebatan Sarnıcı’na ulaşabilirsiniz.
Tramvayla Ulaşım: Vapurla geldiğiniz Eminönü’nden Marmaray yada tramvayı kullanarak Sirkeci durağında inin. Buradan da tramvaya binerek sarnıca ulaşabilirsiniz.
Otobüsle Ulaşım: Sultanahmet’e giden herhangi bir otobüse bindiğinizde sizi doğrudan Sarnıcın yakınına kadar getirecektir.
Özel Araçla Ulaşım: Eminönü’ne geldikten sonra Ayasofya yazılı tabelaları takip ederek sarnıca kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Yalnız benim size tavsiyem sarnıcın bulunduğu alan genellikle tramvay ve yayalara ayrılmış durumda. Aracınızı park edecek yer bulmakta bir hayli zorlanabilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı Ziyaret Saatleri 2023
Hafta sonları dahil, haftanın her günü açık olan sarnıç, saat sabah 09:00 ile akşam 19:00 arasında ziyaret edilebiliyor. Sadece dini bayramların ilk günlerinde saat 13:00’de açılıyor.
Yerebatan Sarnıcı Giriş Ücretleri 2023
- Yerli Ziyaretçi: 50,00 TL
- Yabancı Ziyaretçi: 190,00 TL
- Öğrenci ve Öğretmen: 20,00 TL
Sarnıç Kültür Bakanlığı’na bağlı olmadığı için maalesef müze kart geçerli değil. Online bilet satışı da bulunmuyor. Kredi kartı ve nakit kabul ediliyor fakat döviz kabul edilmiyor.
Yerebatan Sarnıcı Adres & İletişim Bilgileri
Adres: Yerebatan Cad. Alemdar Mah. 1/3 34410 Sultanahmet-Fatih/İSTANBUL
Telefon: 0 (212) 512 15 70
E-Posta: info@yerebatan.com
Civarda Gezebileceğiniz Yakın Yerler
Sarnıç oldukça merkezi bir konumda bulunuyor. Çevresinde gezebileceğiniz pek çok tarihi ve güzel yapılar var. Sultanahmet Camii, Ayasofya Camii, Topkapı Sarayı, Türk ve İslam eserleri müzesi, Şerefiye Sarnıcı, yürüme mesafesinde bulunuyor. Yerebatan sarnıcını gezmeniz fazla uzun bir vakinizi almayacağından buraya kadar gelmişken yakınlarda bulunan bu yapıları mutlaka ziyaret edin derim.
yazılarımın dikkatinizi çekeceğini düşünüyorum.